Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
Çünkü eski yamyamlık dönemi temaslarının sunuları içinde bir totem yiyeceği “kurban etmenin” üreten grupla, yamyam grupları birbirine “yakınlaştırma etkisi” vardı. Âdem ve Hava da bu kurban sunusu ritüelleriyle birbirine yakınlaşıyor ve birbirinin "ittifak eşleri; ittifak kardeşleri" oluyorlardı. Bir kralın kardeşiyle evlenme anlayışının temeli buydu. Bu yakınlaşma için "bir Âdem grubun Havva’sı kendi totem yiyeceği olan buğdayı karşı grubun Âdem’ine sunuyordu. Yani her durumda da Hava kendi grubunun totem meslek ürünü olan Elmayı veya buğdayı “ittifakı yakınlaşma olarak Âdem’e kurban ediyordu”. Buradaki totem yiyeceği yasağının etkilerini hatırlayın lütfen. Grupları birbirine yaklaştıran kurban motifi, ittifak dilini, uzlaşma dilini, ikna etme üzerinde seremoniye etmektedir. "İttifakı birleşme olsun" anlamında gayret güden ittifakın ikna dili, gelişmiş bir köleci Hava ve köleci Âdem anlatısı içinde; "kâr yapıcı, ticari dil ile" aldatma, kandırma, hile dili olaraktan da belirtilecekti. Âdem ve Hava anlatısı bu seremoni içinde şöyle bir totemi ve ilahi ittifaklı ritüellere geri bağlanım yaptıktan sonra asıl maksadı olan köleci anlayışı oturtmak için geçmişe ait seremoniyi köleci sistemin diliyle anlatmaya odaklanmıştı. Köleci Âdem ile köleci Hava mana anlayışının El mana anlatısı içinde zaten aldatıcı, ikna edici, vaat tavizleri vardır. Köleci dil, tuzaklı dildi. Hileci dildi. Köleci dil daima El gibi hileli bir zarla oynayıp, hileli zara göre konuşuyordu. İşte bu nedenle köleci dilin Âdem ve Hava’sının her biri farklı totem meslekli karşıt grup kişileriydi. Köleci anlatımla birbirini aldatan, birbirine tuzak kuran gruplardı. Vaat ve yasaklar mülk sahibi El ile mülksüz insana kurulmuş tuzaklardı. İttifakın olmasını isteyen yılan motifli olan grup da köleci dil içinde köleci yapı anlayışına uygun olarak ara bozucu, yasağa karşı insanı heveslendirici ve yalandan vaatleri olan grup olarak tanımlanıyordu. Kendine mühlet verilen oluyordu! İlahi dönemden köleci dönme doğru çıkmak için ortaya konan yasak bozucu seremoniler de kolektif alandan ayrılışın öyküsü vardı. Köleci kötülükler içindeki mülksüzlerin, kolektif cennetten çıkmasıyla yaşadıkları travmaları vardı. Köleci mantık bu travmaları, Âdem ile Hava'nın yasağı çiğnemeleri nedenle cennetten kovulma öğüdü olarak anlatıyordu. Cennetten kovulmayı gerektirecek denli çiğnenen yasaklar neydi? Âdem ve Hava hikâyenin yukarıda beri anlatılan tarihsel geçmişi yoktu. Her şey birden puf diye öğretilmiş olarak ortaya çıkıyordu. Çünkü köleci mantık kendi öncesi tarihi yok sayıyordu. Ve köleci tarihi ezeli ve ebedi olan söylemleriyle tarihsel oluşu kendisiyle başlatan bir hilenin içine giriyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |