Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü |
|
||||||||||
|
İlk okul mezunu bir hizmetliyle aramızda yaklaşık beş bin lira fark var. Onu küçümsediğim için değil, beni on altı yıl boyunca türlü okullarda tür sınavlarla zorladı. Okullar bitince, KPSS denilen bir sınavla aldı. Sonra uzman öğretmen ve başöğretmen adı altında yine iki farklı sınav yaptı. Otuz yıl çalıştırdı. Aldığımız yol, ilkokul mezunu biriyle aramızda beş bin lira fark. Ben diyorum ki, maaşları değişelim bir hizmetliyle. Ben bütün haklarımdan vazgeçip onun yaptığı işi yapayım, o da benim yaptığım işi yapsın. Yani tuvaletleri, sınıfları temizleyip çayı ben yapayım, hizmetli de benim yerime derse girsin. Hem nasılsa, bu zam oranında adalet sağlayan(!) kişilerin çocukları ve torunları da zaten bu okullarda okumuyor, bu yüzden de onların bir kayıpları olmayacak. Ben anlamıyorum, bu nasıl bir kafa, bu nasıl bir mantık; ben hangi öğrencime "Yüksek okul, fakülte oku yüksek lisans yap" diyeyim? Onları kime, nasıl özendireyim? Böyle bir teşvik öğrencilere zulüm değil de nedir? Hiç okumayankarla aynı kefeye koyulacaklar. AKP ve MHP siyasi partilerin rolünü sendikal oynayanlar var; bunlar Memur Sen ve Kamu Sen. Bu iki sendika üye aidatına karşılık üyelerini hükümete sattılar. Bu sendikalar, bugün de bu alçakça sömürüye ses çıkaramayacak kadar duyarsız ve seviyesizler. Sendika üyeleri... Beklenen odur ki, Memur Sen ve Kamu Sen yönetim kadroları hariç, mevcut üyelerin tamamı istifa etsin. Oysa kimi korkudan, kimi küçük küçük nemalardan, kimi koltuk hırsından, kimi kamu sektöründe iş kovuşturmaktan ülkesinin, ailesinin ve milletininin geleceğini heba etmekten çekinmeyen durumundan memnun köleler. Diğerleri de zaten azınlık ve hain muamelesi görmeye devam ediliyor. Bugün bu alçakça muameleye maruz kalıyorsak, bunu zaten hak ediyoruz. Don seçimde iktidarın aldığı oy oranına bakın. Her iki seçmenden birinin verdiği oylarla bizim bugün düşürüldüğümüz durumun kararında suç ortakları olmuşlardır. Bir gün çocukları ve torunları bu zulmü kendilerine sorduklarında, oturdukları makam için onları sattıklarını sırıtarak anlatmaktan zevk alacaklar mı, acaba? Sizler, dün ve bugün utanma duygusunu yitirenler, Allah sizlere yarın için utanma duygusu versin, diye beddua ediyorum. Başka ne tür beddua etsem, bizim başımızın belası olmaya devam edeceksiniz. Ülkenin bütün haysiyetsiz yaratıklarını ortaya çıkarıp (görmek istemeyen önemli bir kitle olsa bile) halkın önüne konan 15 Temmuz batağınız kutlu olsun. 15 Temmuz 23 Erzurum
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |