Şiir, duyguların dilidir. -W. Winter |
|
||||||||||
|
Âdem’in yasak elmayı yemesi, hafızalarda kalan yasak totem yiyeceğin ilahi ittifak adına delinmesini simgeleyen geçiş ritüelinin uzlaştırıcı ifadesidir. Âdem ve Hava ya da Dumuzi ve İnanna yasak olan yiyecek ayrılığını delmeyi simgeleyen, ittifak eden totemi mesleği sahibi geçiş dönemi gruplarıydı. İzole totem döneminin, totem yiyecek yasaklısı olan bu grupların anlaşılır olan tutumları El mana anlayışı içinde buğday ve elmanın neden yasak olduğu bilinmez. Bilinse de izole bir yaşam şartları bilinmemekle bu yasağın anlamı anlaşılamaz. İlahi ittifak içine gelen bu iki grup totem yasağını ilahi anlayışa göre değiştirip meşrulaşmak bağlamı ile gruplar kendi totem yiyeceklerini birbirlerine ikram etmekle totem yasağı delmeyi ifade etme tarih sel gerçeklik yerine köleci ifade ile ikili güya günah işliyordu! Niye? Çünkü mülk sahibinin kararlarını çiğniyordu. Peki mülk sahibi “şu meyveyi yemeyeceksin” diyen bu kararı niye almıştı? Bilinmiyor. Çünkü bu söz mülk sahibinin kerameti kendisinde menkul olan bir hikmet, sözüydü! Oysa “şu meyveyi yemeyeceksin” diyen ve köleci sisteme geçiş ritüelini ifade eden bu söz şimdinin yasağıydı. Mülk sahibinin, mülk dokunulmazlık yasağıydı. Özel mülke tasallutu yasak eden bir ifadeydi. Yılan Âdem ve Havva’yı güya özel mülkün dokunulmaz olma yasağına karşı onları günaha işlemeye davet ediyordu. Köleci anlatıya göre yılan mülk sahibinin iradesini ve sözünü Âdem ve Hava’ya çiğnetiyordu. Totemi tabunun ve ön ittifaklı ilahi ittifakların hafızalarda kalan eski izlerdi. Köleci azap içindeki eski izleri kölelerin cennet diye tasvirle hatırlamaları şimdi bir hayaldi. El mana anlayışı içinde ön ittifakın geçiş seremonileri ve cennet tasvirleri kölelere cennette çıkışa ya da cennette kovulmaya hikâye yapılacaktı. Totem yasağı delme işindeki geçiş ritüel seremonileri, köleci anlayışla aldatma, ikna etme şeklinde ortaya konup; olup bitenlerin bahanesiyle insanlar köleci süreci aldatılma üzerinde hazmediyordular. El mana anlayışının vaat rüzgarına kapılmak tam bir “ava giderken avlanma” işiydi. İyiyi gözeterek eğrilme işiydi ve eğriliğe uğrama işiydi. Köleci sistemin azabı karşısında gözlerinde tüten ön ittifakı yaşamın anısı şimdi insanların gözünde yoklarıyla var olan cennete dönmüş bir betimlemeydi. Ve Âdem ile Hava hikayesi de işte bu cennette kovulmanın anlatımına dönüşmüştü. Bu tür geçiş dönemini ifade eden seremoniye huşusu tıpkı bir başka geçiş dönemi öyküsü olan "kazan kaynatma" seremonisi gibi totem dönemden ittifakı döneme "geçiş dönemini" anlatan "sancılı" bir geçiş dönemi "öyküsünün seremonileriydiler".
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |