Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Yavru bakımı yapma yansımalarıyla olan ilk sel ortam içinde güdüleri giderilmiş kimi öznelerde, bin yılda bir "yardım eğilimi" görülebilir. Bu türden bir "yardım eğilimi" kişilerdeki zorunlu güdülerin etkisi ortadan kalktıktan sonra ancak yardıma dönüşüp düşünülebilecek bir empatidir (iç görüdür. Duygudaşlıktır). Bu türden bir yardımlaşma empati hareketi düzenli olmayıp her zaman başka-başka fail hüneriyle ortam da görülebilir. Kaldı ki bu türden yardımlar yalıtım koruması içinde olmamakla inşaca organizasyonlardaki gibi sürdürülür değildiler. Oysa köleci sistemdeki şefkat, merhamet, sadaka vs. gibi yapay edimler; kolektif birikimin kimi kişiler eline geçmesi nedenle yoksulluğun kontrol edilmesiydi. Mülksüz olmaktan doğan gasp sal eksiklikler; doğal, fiziksel ortam içindeki güdülerin doyurulup doyurulmamasına bağlı sınırlı eylem empatisinden doğmamıştı. Köleye verilen pay, zorunlu paydan da az olduğu durumlarda: kölelerin açlıktan ölmesi gibi; ölümler nedenle yarın çalıştıracak köle bulamamak gibi; darp gasp, hırsızlık, hırsızlık cinayetleri gibi birçok sakıncalar ortaya çıkar. Birçok sakıncaların ortaya çıktığı bu durumlar karşısında mülk sahipleri menfaati davranacaktılar. Bu gibi efendi ve köleye göre çift taraflı işleyen menfaati durumlar mülk sahiplerinin iyilik meleği kesildiği durumlardı. Doğa içindeki gibi rast gele durumlar içinde doğmayan yardımlaşma tutumu; ancak "üreten toplum içindeki yardımlaşmayla bir anlamdı". Köleci sistem içindeki hamiyet gibi göstermelik yardım tutumları; kölelerin emek güçlerinin gasp edilmesi sonrasındaki sakıncalara karşı yapılan makyajlı imajlardı. Hamiyeti tutum ve duygular, mülksüz kişilerin eksiğine hitap eder. Eksiğe hitap eden yaklaşım köleleri daima mülk sahibine karşı müdanalı tutan duyguya dönüşür. Şefkat, merhamet köleyi müdanalı kılıcı ve kölenin eksiğine hitap ediciydi. Şefkat, merhamet, hamiyet vs. köleci sisteme kadar kolektif inşanın bileşen tutumu içinde değildiler. Kişilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması gereken kaygıları, kişilerin eksiğiydi. Kolektif alanlar oluşmadan önce kişiler bu eksiği gidermek için doğaya yönelimliydiler. Gelişmiş kolektif alanla birlikte kişiler kolektif alan içindeki doğaya, üretim hareketi sağlaması olarak yöneleceklerdi. Eksiğini tamamlamak için çevreye yönelimli kişiler, kolektif alanda bu eksiklerini birbiri üzerinde karşılıklı transfer emek ve emek gücü üzerinde karşılıyorlardı. Transfer emek çevredeki kişiler üzerinde düzenli bir bağıl dolaşım yapmasıyla kendi üzerine kendi etkimeli bir sağlamaydı. Hemcinslerimiz; kişiler keyfiyetli, kişiler inisiyatifli yardımlaşmalar ön görmeden, transfer emek ve transfer emek gücünü işler kıldılar. Karşılıklı tamamlayıcılık üzerindeki transfer emekler kişi inisiyatifiyle yardımlaşmayı bilmedikleri asla kişi keyfiyetli yardımlaşmayı da öngörmemişlerdi. İlk kolektif inşa-i durum inisiyatifi yardımlaşmayla olmadığı halde mülk sahipleri lütuf, merhamet, acıma, iyilik gibi tutumla istismarcıdırlar. Mülk sahipleri bu tür istismarla asıl niyetlerini gizlerler. Üstelik te şefkat, merhamet ve sadakayı övülen bir ahlaki tutuma dönüştürürler. Mülk sahipleri merhamet, acıma, sadaka gibi söylemleri ile transfer emekleri görmezden gelirler. Kolektif güç içinde elinde satabileceği kendi emek gücünden başka bir şeyi kalmayan köleler; iyilik, lütuf, sadakayla mülk sahibine müdanalı (yalvaran yakaran durumla boyun eğen) bir biati gerektiren istismarcı tutumun içindeydiler. Mülk sahipleri; lütfu, sadakayı, ihsanı, iyiliği vs. pek insani bir tavırmış gibi gösterilmekle tarihsel gaspı ve mülkiyetçi suçluluğu da bu söylemler altında gizlerler. Sadaka, ihsan gibi köleci sistem anomalili uydurulmuşları insani gibi göstermeye gerek yoktu. Zaten sadaka, ihsan, merhamet, acıma vs. gibi edimler; köleci sistem içinde, sistemin kendi kusurlarından ötürü pek insani bir tavır olarak yansıyacaktı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |