Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
İşte yurtsever bir vali... Açlık sınırında yaşayan işçi ve yoksulluk sınırında yaşayan memurun maaşına göz diken hükümetin sözcülüğünü yapıyor. Sayın vali, bu adamlar, kamu kurumlarından ihale alıp, sahtekârlıklarının tüm verilerini kullanarak konut, yol, AVM, kamu binası, işhanı yapmadılar. Bu adamlar, devletten ödenek isteyip bin liraya yapılacak işi on bin lira gösterecek harcama da yapmadılar. Bu adamlar personele yemek verme adı aldında kendi ceplerinden ödememek ve kuruma ödetmek için yüz, yüz elli bin liralık fatura da çıkarmadılar. Bu adamlar her bir yemeğin en iyisini üç liraya yiyip, sokaktaki adama her şeyin ucuz olduğu palavrasını da sıkmadılar. Bu adamların kullanabildikleri örtülü ödenekleri yoktu ve hâlâ yok. Bu adamlar dört yıl görev yapıp kırk bin lira emekli maaşı da almıyorlar. Bu adamlar meclis çatısı altında birbirlerine söverek altmış bin lira maaş da almıyorlar. Bu adamlar hükümetin kendilerinin başını sıvazlaması ve koltuklarında sabit tutması için yalakalık boyutunda açıklamalar yaparak kırk bin lira maaş da almıyorlar. Oturdukları makamı her iki yılda bir restore ettirdiğini söyleyip hem kendilerine, hem yakınlarına maddi çıkar da sağlamıyorlar. Bu adamlar alın terlerini akıtarak emeklerinin karşılığını alamayarak, günübirlik yaşam mücadelesi vererek, insan gibi yaşamayı unutarak hayata tutunmaya çalışıyorlar. Sayın vali, çevrenize bir bakın ve kimlerden ne isteyeceğinizi tekrar gözden geçirin. Bu insanların bir maaşının alınması demek, bir yılda ancak normal durumlarına dönmesi anlamına geliyor. Eğer varsa vicdanınızı yoklayarak önerilerde bulunun. Bu millet sizin ve sizin gibi düşünenlerin önerilerine gerek duymadan topyekûn birbirine destek olarak ayağa kalkacaktır, ancak yukarıda saydığım çakallar, bu milletin dişinden tırnağından artırarak verdiklerinin üzerine yatıp çarçur etmezlerse. Beni en çok üzen halka hizmet etmesi gerekenlerin halktan hizmet beklemeleri... Ben, gelen iktidarların sözcülüğünü yapan yöneticileri değil, Recep Yazıcıoğlu gibi devleti temsil ve halka hizmet eden kimseleri yönetici ve muhatap olarak görmek istiyorum. Devlet sektörünü har vurup harman savuranları durdurmak yerine, halkın cebine göz dikenlerle birlikte olmak, hakkın ve adaletin idamına katkıda bulunmaktır. Sürç-lisan eyledikse affola... 21 Şubat 23 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |