"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Ey milli eğitim! Bir yandan atama yapmamak için türlü dümenler çevirip işinize geleni mülakat denen hezeyanla atıyor, bir yandan da çalışan ve bir şeyler üretmeye uğraşan öğretmenleri nasıl daha çok yıldırabilirsiniz, onun planlarını hizmetiçi eğitimini kendi lehinizde kullanmanın çabasına giriyorsunuz. Nasıl bir ahlaka sahipsiniz? Akran zorbalığı diye bir seminer veriliyor şu sıralar öğretmenlere... Acaba kaç öğretmen akran zorbalığı yaptı? Akran zorbalığı diye bir seminer verilecekse, bu önce siyasilere verilmeli, ekranlarda birbirlerinin doğrudan ana ve avratlarina sövmedikleri kalıyor. Mecliste birbirinin üzerine yürüyüp darp etmeleri de cabası. Bunu her yaşta ve her cinsiyetteki öğrenciler izliyor. Akran zorbalığı seminerini bakanlık ve il ve ilçe düzeyinde birbirlerini hakir gören ve her fırsatta kimin çalışıp çalışmadığını önemsemeden birilerinin ayağını kaydırmayı hedefleyen yöneticilere verilmeli. Akran zorbalığı semineri şikâyet hatları kurarak öğrenciyi öğretmen üzerine salıp kenardan seyreden namussuzlara verilmeli. Akran zorbalığı semineri küstahlığı cesaret ve hak arama olarak yönetmeliklere koyanlara verilmeli. Akran zorbalığı semineri bir gün bile der anlatma cesareti olmadığı için türlü dümenlerle üstdüzey yönetici olan ve topluma faydalı olmak yerine bir şey yapmış olmak için saçma sapan iş üretip uygulanmasını zorunlu hale getiren maket beyinlere verilmeli. Akran zorbalığı semineri ülke menfaatlerini değil, kendi çıkarlarını ön plana alıp, karşısında yer alan herkesi ezerek sindirenlere verilmeli. Eğer bu akran zorbalığının giderilmesinde başarılı olunur da, okullarda durum değişmezse, akran zorbalığı yapan öğrenciye bu seminer verilmeli. Öğretmene verdiğiniz akran zorbalığı semineri ülke, hangi zorbalığı durdurmayı düşünüyorsunuz? Bu yok ettiğiniz değerleri, değerler eğitimi denen saçmalıkla geri kazanma isteksizliğine benziyor. Bütün bunlar yapılırsa görülecektir ki, öğretmene akran zorbalığı semineri verilmesine gerek kalmayacaktır. Bit tabii kamu kurum ve kuruluşlarından maket beyinli yöneticiler arındırılırsa istendik sonuç elde edilir. Ben bir birey olarak kafasına esenin öğretmene hizmetiçi eğitimi vermesine karşı çıkıp tepkimi gösteriyorum da, bu kadar ayyıldızlı ulusal düdük öttüren sendikaların sesi çıkmıyor. Hadi öğretmen işini kaybetme korkusu yaşıyor, ya siz neyinizi kaybetme korkusu yaşıyorsunuz? 28 Aralık 22 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |