"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Son Osmanlı’nın cemaziyülevveli Yüzde doksan altı çoğunlukla Okur yazar değildir mevali Cihangirlikten Çağın gerisine Mandacı Saltanatçı Halka celal Düşmana tabiyeci İstiklal ve direniş düşmanı Kuvayı inzibatiyeci İstilacıdan zılgıt yiyen "İşgalciye direnmeyin Halife ve hilafet ordusudur" diyen Dürrizade Mustafa Sabri İskilipli Atıf gibi Yobaz Din adamları elindeydi memleketin zevali Şafağı Mondros mütarekesiyle doğar Agamemnon misafiri Sevir’le çocuksu Saltanatıyla şirin Eksiği görünür Etrafla ekabirin Muhteşeminden Naim Şöyle bir boy verirle azaim Hazırdır Kıyam dururla gerin Baş olmakken yerin Ne kendini bildin zaim Saltanatı ve avenesi için Yanaşırken Agamemnon’a Pirus zaferiydi Düşüncesi Görür edimini hak, Başkasını batıl! Bilmekle kaim Ve Var Geçmiş Her dem Bilmezlikte Halkı kışkırtacak Sanrıca kuruntular içinde. Cin gözlülük ayıp. Efkarı umumiyi Osmanlıca konuşur yazar sayıp Mezar taşını bile okuyamadık Derle hafıza kayıp Bilmeze oynayış danışıklığı vardır her daim Cumhurun cemaziyülevveli Olmayan mülkün Dirliğine Birliğine Kulluk Biat Taat Itaat... olmak dışında; Sıhhattidir Cehalet afiyeti Var mıydı geçmişin kayıp şakulünde? Çağın izafiyeti... Sağı solu Eşref saatinde artık düşmanlı Neyi kayıpla pişmanlı Kuantumu mu bilmişti Osmanlı. Bilimden Bilgiden Bigâne tutulmayadır reveransı Osmanlıca Bir ayrışmayı harla Kayıp ide seti diye zarla Hala tutuşturur Bu cehennemi narla... 11.10.2022 Cemaziyelevvel: geçmiş Mevali: İsteyerek bir tabiiyete katılan kölelik. Yöneten sınıf dışında kalan mülksüz ve köle halk. Arap olmayan Müslümanlar. Padişahlar da halkına mevalim (kölem) derdi. Celal; Kızgınlık, kaşları çatmak, şiddet. Cihangir: Dünyayı ele geçirme sevdası. Dünya fatihi. Manda: “biz adam olmayız" düşüncesinden kalkıp; başka bir devletin yönetimini, gözetimini, boyunduruğunu isteme tabiyeciliği. Geri kalmışlığın gelişmesine kadar himaye, korunma isteme Tabiyece: bir akıma tabii olmaktan; bağlı olucu, boyun eğici. Mandacı Dirlik Belli bir geliri olan toprak ve bu toprağı padişah tarafında bir paşaya verilmesi. Efkarı umumi: Genel düşünce. Eşref saati: Açılış yapmak, denize gemi indirmek, savaşmak gibi türlü devlet işlerinde o işin yapılmasına uygun olan vakit demektir. Bu nedenle düşünce setinden koptuğumuz Osmanlı’nın (tüm İslam devletlerinin) eşref saatini sorduğu müneccimleri (falcıları- yıldız falcıları) vardı. Zaim: Önder. Padişah, önder olduğunun bilincinde bile değildi demek. Naim: Bolluk bereket. Osmanlının muhteşem geçmişindeki görkemin padişaha sirayet etmemiş olmasına vurgudur. Azaim: azmin çoğulu. Güçlü duygularla bir işi yapmaya yönelme gücüne sahip olan. Kaim: Bir şeyin yerinen konan veya bir şeyin yerine geçen. Var olan. Reverans: korkuyla, itaatle diz kırarak yapılan saygılama ve selamlama. Kadınlara da reverans yapılır. Pirus Zaferi: Pirus Antik çağda Epir kralı. Sonucu yıkım olan bir durum pahasına çok küçük bir kazanç elde etmeyi ifade eder. Rivayet o ki kral Teselyadan Moraya kadar olan toprakları kaybeder. Ancak sıkışıp sığındığı beldeyi savunmuştur. Bunu gürültülü bir kutlamayla şaşa eder. Oysa ordusunda bile bir elin parmakları kadar kişi kalmamıştır. Agamemnon: Truva’yı alan Anadolu kıyılarına gelen Miken kralıdır. Bu isim bir İngiliz zırhlısı olan bir savaş gemisinin de adıdır. Agamemnon zırhlısı bile bile bu tarihi bilinçle, tarihsel Truva savaşının galibine zihnen bir gönderidir. Agamemnon zırhlısı tüm hatırasıyla, Antik çağ Çanakkale’sini 20. Yüzyılın Çanakkale’sinde gözler önüne getirtir. Britanya bu anlam ile Agamemnon’u Limni adasına gönderir. Sanki barış görüşmesi yapılacak hiç yer yokmuş gibi Osmanlı delegesi bu hatıralarla Agamemnon’a çağrılır. Delegeler tereddüt süz giderler. Çok hazindir ki bu tarihsel baskı ezenlerin ve eziklerin ruh haliyle gemi içinde barış gibi, uzlaşı gibi yapıldı. Agamemnon’da fiilen Osmanlıyı bitirip; Osmanlı varlığına son veren Mondoros Ateşkes anlaşması imzalanır (30 Ekim 1918). İşte 29 Ekim 1923 sırf bu anlamda da çok önemlidir. 29 Ekim Türk’ün bu mezkür talihe de müjdelemiş bir 29 Ekimdi. Atatürk 30 Ekim’in bir gün öncesi, 29 Ekime de Cumhuriyeti ilan etmesi; tesadüf olmayıp tarihsel bir direnç ve dirilişin meydan okumasıydı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |