Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattır. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Böylece insanın üretim gücünden ileri gelen iradesi bilerek, deprem gibi doğal güçlere indirgenip eşitlenmekle; insan iradesine yani üreten gücüne de yabancılaştırılmıştı. Hâlbuki ki insan da az çok ayı gibi, maymun gibi vücut yetisiyle ziraat ve maden işletmeye uygun gelişmeci bir vücudun benzeri anatomik yapısıylaydı. İnsan diğer mahlûkatla benzeşen anatomik yapısı içine, totem alanlı bir kolektif iletime faktörünü katmadan; kolektif bir gücü katmadan; kolektif kapasiteyi katmadan; kolektif hafızayı katmadan; kolektif aklı ve kolektif bilinci katmadan; ne insan olabilirdi. Ne üretim yapabilirdi. Ne de yaptığı üretimi kalıcı olurdu. Ne de üreten ilişkileri ziraat ve madenciliğe götürebilirdi. Görmezden gelinen ve üzerine oyunlar oynanıp ta gizlenen gerçekler hep kolektifi oluşumlardı. Kolektif olan her şey gizlenen, görülmezden gelinendi. Her şey kolektif kapasite sahipliği üzerine oynanıyordu. Uzaya bile bu kolektif kapasiteyle gidiyorken, “uzaya El 'in dilemesiyle çıktığımız, özellikle vurgulanacaktı”. El toplumun gelişme kapasitesine göre “yeri göğü insanın emrine verdim” diyecekti. Hangi insanın? Bir kere uzaya çıkan Ali, Ayşe gibi tekil insan değildi. İnsanlıktı. Veya “kolektif kapasiteli insandı”. İkinci olaraktan da uzaya çıkacak olmakla yeryüzü hizmetine verilen insanlar Neandertaller mi? Homo habilis mi? Homo erectus mu? Homo sapiensler mi? Veya hemcinsler gibi birçok insanımsı tür olan hominoidler mi? Yoksa “üretir kapasiteye sahip kolektif insan mı?” Yeryüzü size değil, "yasalara" boyun eğiyordu! Siz de öyle. Saniyede 11,3 km hıza çıkmadan yani yer çekimi yasalarını uyan kuralı aşmadan yeryüzünü terk edemiyordunuz. Kuraklıkta, çevredeki hastalık telefinde bulamadığınız rızklar nedenle sizi kıran yeryüzü gibi uzay da hiç bir nimetini size rızk diye sunmuyordu. Uzaya çıkmakla kalmıyordunuz. Ve hiç bir şey size uygun değildi ve sizin için ortaya konmamıştı. Uzaydaki ışınlardan, ölümcül soğuklardan, basınçsız ortamdan, meteor ve partiküllerden vs. kendinizi korumakla uzayın yasalarına uymak zorundaydınız. Bu yasal olgular nedenle de sömürü vardı. Sömürü yasa değildi. Yasayı bencilliğinize göre modüle etmekti. Enerji toplanabilir, çıkarılabilir ve biriktirilebilirdi. Emek te bir enerjiydi. Emek te enerji yasaları gibi iş olarak, ürün olarak, bilgi, araç gereç teknolojileri iş yeri gibi vs. biriktirilebilir. Toplanabilir ve birbirinden çıkarılabilirdi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |