İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
Monarşi söylemi, kolektif düzenden kopuşa karşılık oluşan söylemlerdi. Özel mal sahipliğini belirten ve mal yoksunluklarını belirten bir kavramdı. Tarihsel kesikli sürekliliğe tanılanan yönetimsel bir bağlam söyleyişti. Kolektif mülkiyetin keyfi dağıtım düzeni içine geçilen yeni düzenlenişin dağılım sonrasında oluşan yapıya verilen isimdi. Monarşin düzen yapısı içinde efendi ve köleler vardı. Efendiler mülk sahibi paylaştıran ve rızk veren veli nimettiler. Var olan sistem El 'in algılarına göre söyleniyordu. Kolektif yapı bağları gevşemişti. Üreten ilişki, üretim hareketi kolektif alanın özüydü. Üreten ilişki totem alanlı grubun karşılıklı ve organize emekler girişmesiydi. Üretim hareketi de gruplar arası bileşimlerle ittifakı alanın karşılıklı emekler değişim biçimiydi. Bunlar kolektif esastandılar. Kolektif girişmelerin giderek üretime sebep olduğu köleci yapı içinde gizlenir. Onun yerine mülkün sahibi ve mülk sahibinin takdiri söylenir. Artık üreten ilişki göze sokulsa da süreci göremezsiniz. Çünkü El 'in sözleri yanıltma üzerine illüzyondur (büyüdür). Etkileme sanatıdır. Buna rağmen köleci egemenlik kolektif üretimden vaz geçemezdi. Köleci egemenlik, efendilerinin kolektif üretim yaptırmaktan vaz geçemedikleri bir mülk hakkı sahipliğiydi. Beyin mülk hakkım" dediği söylem; kolektif emek gücüne sahibi yetti. Kolektif emek gücünün içinde kişilerin emeği ve kişilerin emek güçleri de vardı. Yani mülk hakkı, monarşi içinde sömürülen kölenin emek gücü de oluyordu. Köleci sistem üretirken; "baş başa vermeyince taş yerinde kalkmaz" diyordu. "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz" diyordu. "Bir elin nesi var hiç değilse iki elin sesi var" diyordu. "Hepimiz bir El 'in kulu ve bu toprakların çocuğuyuz" diyordu. Bunlar göze sokulan kolektif anlamlardı. Ama bunları El 'in söylemlerine göre anlıyorduk. El; baş başa vermemizi istediği için bizler de "baş başa veriyorduk" demenin anlamasıydı. Buradaki "El' in kulu" söylemi kolektif bağlaçla Totem kardeşliği, İlahın çocukları olmayı ifade edişle birlikte hepimiz gözetilir olan iradesizlikte tümseliyorduk. Bu söylemler tarih sel kesikli süreklilik içinde kendisinin eylem ve söylemleri içinde olup biten geçmişin kolektif hafızasına atıf yapan söylemlerdi. Kolektif üretimi vurguluyordular. Ama kolektif üretim yapmanın karşılığı olması gereken kolektif olucu gerçekler, El 'in takdiri olan bir rıza anlayışı içinde kavranıyordu. Kolektif olguca gerçekler El anlayışı içinde takdir edilen ve giderek boğaz tokluğu ücret olan bir söylemdi. Kolektif olguya göre olması gereken paylaşan söylemleri, ücretle anlıyorduk.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |