Bazı topraklarda gözlemlediğim naçizane sonuç şu… Naif; naif olduğunu acı yollardan tecrübe ettikten sonra ipe ipe kabul ediyor… Sokak röportajlarında da görüyoruz. ‘Elim kırılaydı da oy vermeyeydim’’ diyor… Bunu kabul ediyor… Diyor ki… Ben… Bir hata yaptım… Bir daha da yapmam. Asla oy vermem onlara diyor.

Akıllı geçinen ne yapıyor? Ana babası öyle öğretti diye farklı düşünemiyor… Farklı düşünmeye ve davranmaya yüreği yetmiyor… Kendini güvene alarak; önce naifleri suçluyor, sonra da bunlar olmasaydı böyle olmazdı diye her seferinde kaybetmenin nedeninden kaçıyor.

Yerler mi? Kendi seviyelerinde evet… Peki… Korktukları, bulaşamadıkları, içlerinden ‘’ah ulan bence de’’ dedikleri düşüncelere karşı ne yapıyorlar? Görüldü atıyor, verdikleri cevapları siliyor ve engelliyorlar.

Niye? Çünkü uzaklarda ama bir yerlerde içten içe biliyor ama kabullenmek istemiyorlar… Bir kere karşı görüştekilerde Osmanlıcılık kozu var… İslamcı görünmece var… Amerika’ya kah selam çakmalar, kah bozuşmalar var… Bazı madalyalar da olduğuna göre yine işin içinde İsrail var.

Peki akıllı geçinenlerin ellerinde ne var? Yeni bir partilileşme… Lgbt… Bilmem ne hakları… Sümük bir dede… 5 tane sağ görüş…

Farz-ı misal… Oldu ya… Zor ama… Kazansınlar diyelim… Kalıcı olmayacak… Niye? Çare beklediklerinde liyakat ve adalet yok da ondan… Eee… Sonra ne olacak? Erken seçim… Niye? Güce gelenler; asla güce gelmek istemedikleri için, eskiden güçte olanlar; tıpkı bir sırtlan edasıyla öyle bir bölüp parçalayıp ve inletecek ki; haliyle tekrar güce gelecek ve sittin sene de gitmeyecek…

Çare? Ya Memleket, ya Zafer ya da olursa Kuvay-i Milliye… Şimdilik tabi… Daha iyisi geldiğinde şüphesiz ki değerlendirilmeli… Niye? Demokrasi, akıl, sorgulama ve nesnellik budur da ondan… Olmadığı için 73 yaşındakinden her seferinde medet umulması da bundan değil midir?