Türkiye Cumhuriyeti devletinde iki şeyi ben anlayamıyorum; biri merkezi sınavlarda öğretmen görevlendirilmesi, diğeri de seçim sandıklarında öğretmen görevlendirilmesi.

Veli, kurum yöneticileri ve üst düzey bürokratların toplumda tek güvenmedikleri meslek grubu öğretmen denilen yaratıklar. Gel gör ki, her nedense en düşük ücrete bu güvenilmez yaratığa hem bütün sınavlar yaptırılır, hem de seçim sandıklarına cebren görevli tayin edilirler.

Siz herhangi bir vatandaşın (öğretmen dışında) bir kurumda bir personele işini öğrettiğini duydunuz mu? Herkes her boku biliyor, bir tek öğretmen öğretmeyi bilmiyor. Yediden yetmiş yediye herkes bu dangalağa işini öğretiyor, ama sınav ve seçimler de her nedense bu dangalağa emanet ediliyor.

Ben sınav görevlerinin de, seçim görevlerinin de öğretmenlerden alınmasını ve toplumda kime güveniyorsa onlara verilmesini istiyorum.

Öğretmenin itibarını yerle bir eden iktidar, itibarsız öğretmenler yetiştirmenin çarelerini üretmeye çabalıyor. Mesele sınavlarda ya da seçimlerde görev alıp almamak değil, güvenilmeyen birine ülke geleceğini emanet ediyorsunuz; yani önce çocuklarınızı, sonra sizi yöneteceklerin seçileceği seçimi. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu."

Sınav ve seçim zamanında en güvenilir yaratık öğretmen, sınav ve seçim bittiği zamanda en güvenilmez yaratık yine öğretmen. Utanmasalar sınıflara bile kamera koyup merkezi sistemle öğretmen denetleyecek bu alçaklar. Öğretmenliği beceremeyen ve katipliğe çekilen yeteneksiz asalaklar da bunlara destek vermekte.

Benim en çok merak ettiğim konu, çağdaş eğitimi bitirip, sürekli proje imam hatip liseleri açarak, okulların tamamını imam hatibe çevirmek mi? Dala budağağa sarmadan okul türünü kaldırın ve bütün okulları imam hatibe dönüştürün. Okullarda da mesleki dersler dışında fen ve sosyal bilimler yerine Kara Davut, Molla Cami, Bina, Emsile, Mızraklı İlm-i Hal gibi bilim yerine hurafelere dolu bu kitapları okutun oldu olacak. Kalkınma hamlesini de nebatların renk ve kokusuna göre belirleyin.

Ey insanoğlu! İnandığını söylediğin Allah sana "Akledin..." ya da "Siz hiç akletmez misiniz?" demiyor mu? O zaman çevrenize bir bakın ülkenizdeki eğitim seviyesi dünya sıralamasında kaçıncı sırada? Dünyanın parası harcanarak kurulan akıllı tahtalar eğitimi çocuklarımızın beklentilerine cevap verecek seviyeye getirdi mi? Öğretmen okullarından eser kaldı mı? Anadolu Liselerinden mezun olanlardan boşta kalan tek bir öğrenci yokken, bugün Anadolu Liselerinin durumu ne?

Ben görmekten ve gördüklerimi hazmedememekten ülser ve gastrit oldum. Bu konuyu dillendirmekten dilimde tüy bitti. Siz hâlâ görmezden geliyorsanız vallahi pes. Kime ve niçin şükrettiğinizi bilmiyorum, ama şükretmeyi devam edin. Elbet bir gün farkı sizler de fark edeceksiniz. Umarım her zaman olduğu gibi ay bacayı geçerken dut arsızca seyretmeyi sürdürmezsiniz.

1 Temmuz 22
Gölcük