Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
En kopuklar, tedavi edilemez görünenler Yaşı büyüklerimiz bazen o kadar yanlış söylemlere girerler ki. Şu zamanda insanlar kutsaldan kaçarken, t, z söylemlerini kullansan seni de onlardan sanacaklar diye korkarsın, kızın biri beni öyle damgalamış, defolup olup gitmişti, çok üzülmüştüm. Değerli büyükler diyor ki; bunu aman yapmayın dinden çıkarsınız. Hemen alın çakrasına, bütün çakralara anında bir blok koyuyor. Düşünce merkezini imha ediyor. Cehennem yaratıklarından söz ediyor. Eski numara. Derviş diyor ki: “Yüz bin kere tövbeni bozsan da yine gel, ne olursan yine gel.” Çakraları çalıştırırsan parlar, pasını atar. Sevişirsen sevişmeyi öğrenirsin. Oturup turşusunu kurmaya kalkarsan ölürsün. Bolca sevişme, bolca pratik. İnsan denen varlık düşünür, insan düşünen bir hayvandır. Düşündükçe düşünmeyi, düşünme tekniklerini öğrenirsin Bilinci, bilinç altını baskılarsan; günah, yasak… şudur budur diye kalıplarla bir karış ileri gidemez insan. Bu günahtır demek yerine; ruha uygun yaşam tarzı, ruhu, kalbi hissederek yaşamak, hareket etmek. Gerçeği farklı erkeklerle sevişerek bulmak isteyen, bunun bağımlısı olan kızlar…yürekten, çok derinlerden gelen bir söze, bakışa… hasret kızlar…ruha, tertemiz, büyük ve çok parlak ruha ihtiyaç duyan kızlar…binlercedir…çünkü o ışığı gördüklerinde çarpılırlar, ruhani uyanış, aşk hissederler. Tarifsiz bir rahatlama, mutluluk hissi. Bunu alırlar. Genç kız, z denen gücü, muazzam ışığı bilmez, hissetmez, açar orasını burasını gezer tozar, aşık oldu mu bir erkeğe, sevişir.Bunda garip bir şey yok ki. Kapanmak şarttır dersen, açık saçık olanları yargılarsan olmaz. Zinadır dersen şudur budur olmaz. Dinsel söylemler seni bağlar ve bu din değildir ki. Söylemin z ışığı içermez. z sevgi kalesidir, ejderhasıdır, seni yutar yok eder öyle laflar edersen. Siz o söylemlerle asla yaralıları kendinize çekemezsiniz. Böyle milyon kız var. Odalarınızdan sokağa çıkın, hayat başka türlü akıyor. Derviş suça, günaha, her şeye açıktır. Derviş ölmeye, gökyüzündekilere kafa tutmaya hazırdır içinden gelirse. O eylemlerini günahtır sevaptır diye düşünerek dalmaz ya da çıkmaz. O kendini gerçekleştirir. İç sesine uyar. Bana sevk edilen, kadınlar, kızlar… of… Ne muazzam kopuktular, ne güzeldirler… Piç çocuklar yetiştirin; iyidirler. En azından din tüccarlarının eline kaptırılıp dinci sefil terör örgütlerine kaptırılmazlar. Mesele şu; dinci bir çevre yaratıp onu genişletmek değil; en kopuk, tedavi edilemez görünen ve ruhundan kopuk gence gerçeği anlatabilmek. En tehlikelisi; körler sağırlar birbirini ağırlar atmosferi. Bunun için de sınırsız sevgi, yürek sahibi olmak gerek demek. Dincilik yapıp soğutmayın insanları gerçekten. Baskı yapmayın. Söylem bu olmalıdır: “Yüz bin kere tövbeni bozsan da yine gel.” Ben öyle kitaplar yazarım ki; gerçekten kopuk biri, tam bir ateist olarak algılanır, damar var, süper bir damar, ve o kitabı okuyanı çekerim kendime. Ben sihrimi yayma yolları, teknikleri uygularım. Çünkü ben ateist ama yürekli olanları çok sevdim. Mevlana tek başına bir hiçtir, sıfırdır. Bunu bir hatırlayın baylar bayanlar. Peki onu dönüştüren kimdir? Aç öğren. Bütün bildiklerinizi paramparça eder küle çeviririm. Bir alevle hepsini yok ederim. Benim her an, her gece çektiğim acıyı, döktüğüm gözyaşları… Kıvılcım…yeryüzünü tutuşturacağım zihniyetimle, peki siz? Tek gece dayanamazsınız. 14 yaşında…ergen kız bana diyor ki: “Ben düşünürüm, sorgularım.” Ergen kız dürtüleriyle…çılgın gibi…yaşamak istiyor… Ömrümde tek onu tanıdım; başka da tanımadım. Büyümüştür şimdi. Çocuklar bu halde… siz bunları bilmiyorsunuz.. Öyle büyük bir yazma yeteneği vardı ki… şaşıp kalmıştım. Ergen kız bana içini diplerini açtı, halen yaşıyor bende, çok da iyi yaptı. Gencin biri sahilde köpek gezdiriyordu. Bir bakış attı, dik dik bakıyordu. Çok sert, düşman. Hemen içime bir kişi düştü. Ters, enerji kanalları kapalı. Oysa içi çok güzel. Parlak bir ışığı var; ama duvar dış dünyaya. Adını sordum; “ismimi söylemeyi sevmiyorum” dedi. Kırılabilirdim; kırılmadım. O kalbimde. Budur! Bitti, milyon lafa gerek yok. Mesele çözülecek. Dindar ailelerinin çocukları dinden, baskıdan, kısıtlamadan baygınlık, bunalım geçirmekteler. Yasak, günah, itiraf edilemeyen şeyleri kapı arala ki kız anlatsın, içini döksün, dökerse kurtlar dışarı çıkar, kız rahatlar, tedavi edicidir anlatmak. Söylemlerinizle insanların içlerinde, çakralarında kurtların kalmasını sağlıyorsunuz, kurtlar tarafındasınız, kurtlarla bir olup insanların çakralarını kemirmeyiniz, kozmik enerji sizden hesap soracak. Özellikle sizden hesap sorulacak; çünkü bu işi bildiğinizi söylüyorsunuz. 06:53 20 mayıs 2022 cuma
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |