Şiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Ne ilginçtir ki mesela; onun sana o enerjiyi vermesi, seni mutlu etmesi dahi kimi kimi bazı insanları mutsuz edebiliyor. Bu durum inanılmaz bir şey ya… İstiyorlar ki tamam onu da sev ama bizim çocuğumuz da şöyle… İstiyorlar ki tamam onu da sev ama seninle kan bağımız var… İstiyorlar ki tamam onu da sev ama bizimki de şunu bunu başardı, bu yüzden öv… O işler öyle olmuyor ki… Demek ki siz daha beni tanımadığınız için yanlış beklentiler içine girebiliyor; beni tanıyanlar ise hiç beklemedikleri şekilde şaşırabiliyor veyahut yok yok ya alp sever diyebiliyor. Kaçırılan nokta bireyleri ya da bir şeyleri sevebilmek için illa ‘’istenilen’’ bir şeylerin olması gerekmiyor. Hayatımdaki en değerli dostumun mesela bebeğini pekala sevemeyebilirdim. Derdim ki birader… Beni biliyorsun işte… Yani bebek bu, ağlar sızlar, o yüzden ben uzaktan sevsem de yeter bana diyebilirdim… Fakat öyle olmadı. Aksine… Nasıl desem? Harika bir şey ya… Hani bazı insanlar yaşla birlikte olgunlaşır ve mantıkla düşünür, bu sayede de hayatını ona göre idame eder ya… He işte, bazı insanlar da yaşla beraber sevgiyi öğrenir ve bu sayede sevgisini göstermek ve satırlara yazmak ister. Dolayısıyla… 14 Mayıs 2022’ydi… Annesiyle, babasıyla ve sevdiceğimle ufaktan demlenirken mesela, minik kuşumuz da bize ister istemez katılmak istediği için bir türlü uyumadı, babası üç ayaklılar diye tarif ettiklerini def ederken dahi gıkı çıkmadı. O uyurken biz yine yıldızlar altında dertleştik. Yine de… Budo ile İstanbul’a dönerken hemen hemen aynı yaşlardaki bebeği anne ve babanın kontrol edememesini gördüm ki içimdeki bebek sevgisini yine yok ettiler ve böylelikle yönetemiyorsan yapmayacaksın birader düşüncesini de tekrar canlandırmayı başardılar… Ama nasıl ağlıyor, elemanlar da nasıl süzme var ya… Neyse. Bize gelecek olursak… Bazı dostlar güzel dileklerde bulundu ki teşekkürler… O samimiyete cidden inanıyorum… Fakat işte anda değil gelecekte yaşayan kafada olduğum için ve 4-5 hatta 77 adım sonrasında canımdan birine böylesine bir topraklarda güvence ve huzur veremeyeceğim için o işler bana mantıklı gelmiyor… Öyle ya, vakti zamanı geldiğinde karşıma bir üst modelim çıkıp sen bana nasıl gelecek bıraktın derse cevap veremeyeceğimden o işlere şimdilik hiç gerek yok… Ekonomi bu kadar bok işte… Kayda geçsin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |