İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
Devam edelim… O kadar dinimiz hakkında hassas ve bilgiliyiz ki camide içki içtiler dendiğinde de aynı hassasiyeti göstermiş, elimde görüntüler var diyenleri şak şaklamıştık… Görüntüler çıktı mı? Çıkmadı… Hatta caminin imamı ben de o gece oradaydım, kimse birayla camiye girmedi dedi diye, bilmem nereye sürüldü… O imam sırf doğruyu söylediği için sürgüne uğrarken, günümüzde sadece rakı içenleri eleştirip nutuklar atan Ümmet-i Muhammed neredeydi? Neredeydi bugünkü 1 Mayıs kafası? Yoktu değil mi? Yoktu… Niye? Anların toplumuyuz… Bir haber ya da an görüyor, o an karar veriyor, asıyor, kesiyor biçiyoruz… Sonrası? Sonrası bizi ilgilendirmiyor… En sevdiğimiz anlar ise yatak görüntüleri ve alkol… Birileri sevişti ve alkol aldıysa vurun kahpeye tadında onları yerden yere vuruyoruz… Amma velakin şu şuraya şu kadar para aktarmış, şu buradan şu kadar hortumlamış, bu şunun sayesinde şu mevkiiye torpille getirilmiş falan bunlar bizi ilgilendirmiyor… Aksine bunlar olurken devlet onaylı maçlara bahis oynamak ve oradan gelir kazanmak bizleri daha çok ilgilendiriyor… Öyle ya… Kumar değil ki bu. Devletin onayı var. Şans oyunu sadece. Tüm böylesine akıl sır ermez şeyler olurken; Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyette Kılıçdaroğlu gibi vakt-i zamanında ne Gezi Parkı’nda, ne Onur Anıtı’nda, ne de herhangi alkollü bir eğlencede göremediğimiz arkadaş ve saz arkadaşlarının kahramancılık oynadığı ve bunları eleştirenlerin de iktidar yanlısı diye lekelendiği zamanlarda; bir şekilde doğru insanların, düşüncelerin ve sistemin gelmesi için mücadele eden insanların; kah yazılarını, kah yürüyüşlerini, kah ise capslerini görüyoruz… Yine de bir şeyler değişmiyor, değişemiyor… Çünkü hala kol kırılır içinde kalır kafasındayız. Başkanlık sistemi gelmiş, cumhuriyet bayramı kutluyoruz; kasa sıfırlanmış, dürüstler içeri tıkılmış, enflasyon almış başını gitmiş, alkol alanları işlerinden ederek Müslümancılık oynuyoruz; sağ ile sol arasındaki farkı bilmiyor, sağ görüşü Müslümanlık sanıyor, aksine her seferinde güç sahiplerini güçlendirerek, onlara da el pençe divan durarak 1 Mayıs’ı kutluyoruz. Buradan nereye geliyoruz? Oku’ya… Öyle ya ilkinde toplum tüm mucizelere rağmen inanmadığı için kaybetti. İkincisinde toplum naifliği ve saflığı kirlettiği için kaybetti… Üçüncüsünde ise henüz kaybetmedi… Bu yüzden daha da kaybetmemek için adalet, hak, liyakat, hoşgörü, dürüstlük hakkında ne kadar cümle ve ayet var; zina ve alkol hakkında ne kadar var bunları algılamalı, sorgulamalı, en sonunda başka insanların hayatları hakkında yorum yapmalı… Yine de ahkam kesmemeli… Öyle ya kulun kula ahkam kesmesi, ekmeği ile oynaması haddine mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |