Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Neden seminer? Yönetenler kendilerinde gördüğü her eksikliğin başkalarında da olduğunu varsaydığı bir süreçten geçiyoruz. Bu kişiler kendi eksiklerini gidermek yerine başkalarına bu eksiği giderterek kendi egolarını tatmin ediyor. Başkalarının sizlerin eksik bilgilerinizi öğrenmeleri ne işinize yarayacak? Bir fikriniz var mı, yoksa bu da her zaman yaptığınız gibi, laf olsun torba dolsun türünden bir çalışma mı? Konuya ilişkin bir anekdot aktarayım. Ben anekdot diyorum, siz çağdaş bir fıkra olarak da yorumlayabilirsiniz. Ülkelerin birinde (ki bu bizim ülke oluyor), şehirlerin birinde (hangi şehir olduğu çok da önemli değil) camilerin birinde (gösterişi son derece yüksek, ancak cemaati hayli az olan), imam ve cemaat müezzinin ezanı bitirmesini beklerken, imam elde olmayan nedenlerden dolayı istem dışı osurmuş. Ses biraz yüksek çıkınca sağa sola bakınmış en yakınındaki kişiye sormuş "Bir ses duydun mu?" adam da "Evet" diye cevaplamış. İmam "Hah, çok güzel. Demek ki, abdestin bozuldu. Şimdi git abdest al gel" demiş. Diğer bakanlıklar konusunda ayrıntılı bir bilgiye sahip değilim, ama Milli Eğitim Bakanlığı üst düzey çalışanları bizim bu imama son derece benziyorlar, ki Sayın Bakanın Şanlıurfa gezisinden geri kalanlar da bunun ilginç örneklerinden biri. Ben seminer konularına bakıyordum; konulardan biri insan hakları ve demokrasi. İlginç değil mi? Ülkende insan hakkının var olduğunu hatırlayan yöneticiler varmış. Bu göz yaşartıcı bir gelişme diyeceğim, ama ülkeyi yönetenlere bir bakın bakalım insan haklarına dair yaptıkları hangi yasa, yasa tasarısı önerge olarak meclise verilmiş ve meclisten geçirilerek yasalaşmış. hırsızı, arsızı, katili, uyuşturucu kaçakçısı dışarda, gerekçeyi bilemiyoruz, bildiğimiz sağlık kontrolleri yapılıp, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmaları. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmene insan hakları ve demokrasi semineri veriyor. Çok garip değil mi; toplumda belki de konuya en hâkim olan kesim öğretmenler. Keşke öğretmenler yerine devlet yöneticilerinden başlayıp bürokratlara bu seminerleri aldırsaydınız, topluma daha faydalı bir iş yapmış görünürdünüz. Gerçi bu seminerler üst düzey yönetimde ne kadar işe yarar, ondan da emin değilim ya, neyse... Diyeceğim şu ki, “Doğru yapılan ne var ki bunu sorguluyorsun” da siz bana diyebilirsiniz. Vallahi alınmam. Hatta son derece memnun olurum kendi eksiğini başkasında görmeyen bir yönetici tanımaktan. Sürç-i lisan eylerseniz affolur. Suç-i ihsan eylemeyin, zira insanlık ziyan olur, tıpkı şimdi olduğu gibi. 13 Nisan 22 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |