Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
Rızk ve mülk kavramının önceden beri var olup, var olmadığı neden önemle belirtiliyordu? Çünkü El, rızk söylemi veya kader söylemi üzerine bina olmakla mana edilmişti. Rızk veya kader “her şeyden önce” tasarlanmış her şeyle birlikte El tarafından bir çırpıda ortaya konmuştu. Bu anlayış içinde “Her şey rızkıyla birlikte doğar” deniyordu. Ve her şey bugün nasılsa dün de öyleydi deniyordu. Bu düzenleme içinde hiçbir değişiklik yok deniyordu. Ve her şey bu düzenlemeye göre bir çırpıda rızkıyla birlikte olup bitmişti, deniyordu. El bu tezler üzerine oturuyordu. Demek ki bu günkü rızk olarak biriken servetler, dün de vardı. Dün de vardı ne demek? Büyük patlamadan önce mülk ve servet vardı demek! Atomun inşasından önce, mal mülk rızk vardı demek. Kimyasal evrim, moleküler evrim yokken; hayat yokken; üretim ilişkisi ve üretim hareketi yokken, rızk, mal, mülk düşünce ve tasarım vardı demek. İşte bu sav böyle mi, böyle değil mi diye bilgiye dayalı düşünce imgeleri üzerinde, tarihsel koşullar içeriğinde, arkeoloji ve jeolojik buluşlardan vs. geriye doğru yani başlangıç koşullarına doğru gidilip bakıldığında; rızkıyla birlikte bir çırpıda ortaya konmuş hiç bir şey karşımıza çıkmıyordu. Birbirinden farklı her biri diğerinden devamla bir yoğunlaştırılmış durumlar özelliği içinde yedi çeşit evrimsel aşamalı başlangıç tespiti olasıdır. Kuantum âlem sıçramaları içinde atom yapılarla gerekirci bir düzen ve sınırlı sonlu oluşun süreksizliği içine girmekle süreklilik kesikli sürekliliğe dönüşmüştü. Kuantum dünya aynı anda ve türlü durumlar belirsizliği içinde olasılıklar dünyasıydı. Gerekirci bir nedensellik içermezdi. Oysa büyükler dünyası, kuantum dünyaya göre çok çok çok kısıtlı durumlarıyla; neden sel ilişkilerleydi. Olanaklıydı. Hız yavaşlamıştı. Bileşimin özelliği kuantum dünya içinde yoktu vs. Böylesi bir geçmişten gelen başlangıç ve yeni durumlarla yeni başlangıçlar içinde hayatın bu günkü haliyle bir çırpıda mülk ve rızkı ile değil beliriş vermiş olmaları, 5 başlangıç içinde bunların esamileri bile yoktu. Mikro özdek, bir anlık süreler içinde olasılıklarıyla belirip kayboluyordu. Bugün bile bu hızları tek tek yavaşlatmadan durdurmadan kuantlar dünyasını anlamak olası olmuyor. Mikro özdek belirsizle olan üssü durumları ile ilk başlangıç hızları olmadan adeta donarak atom çekirdeği düzeniyle büyükler dünyası veya maddeler dünyası dediğimiz olgu olaylar girişmeli gerekirci düzenler içine geçiyordu. İşte bir kısım kuantlar mikro dünya içindeyken belirsiz ile olan üssü durumundan, nispeten kararlı ve belirli bir duruma geçişin o ilk başlangıç aşamasında dahi ne mülk vardı. Ne rızk vardı. Sadece atom yapısıyla hidrojen vardı. Yani makro başlangıçta hidrojen vardı. İlk başlangıçta kuantum dalgalanma vardı. Kuantum dalgalanma ne maldı. Ne mülktü ne rızktı. Zamana ve boyuta bağlı ikinci aşamada hidrojen ve iki hidrojen bileşiminden de helyum atomu vardı. Her iki atom da ne mülktü, ne rızktı ne sahiplikti. Su içinde yüzmenin; oksijenli ortamda oksijen ile solur olmanın; soğuk havada tüylü oluşun, kurak havada suya dayanaklı oluşun, hızlı koşucu çeviklikle sıçramanın vs. daha çok yeğlenen başat bir çevre basıncı olmakla seçilimi vardı. Yani makro dünya içindeki "çevrenin seçilim baskısı" vardı Bu günkü her şey çevrede birikim ve seçilim ortaya koyan çevresel baskı ve basıncı oluşan evrimin yasalarıyla vardı. Makro olan her şey bir tek tür atom ile hidrojenden evirildi. Evrim, diğer evren yasaları gibi bir yasaydı. Yasa olduğu tartışılmazdı. Ama o alandaki evrimin nasıl olmuş olduğunu belirten teoriler üzerinde tartışmalar, hem doğruydu; hem kaçınılmazdı. Evrim, şeylerin geçmişi ve tarihi olmakla bizim tarihsel bilincimizi oluşuyordu. Bu evrimsel başlangıç içinde de ne mülk, ne rızk ve ne de hayat kavramı bir çırpıda yoktu. Hidrojen atomuyla çok dar ve sınırlı bir kimyanın evrimi ortaya çıkmıştı. Daha çok atomla daha çok kimyasal evrim kararsız dev yıldızların oluşumuyla üçüncü aşama ve başlangıç içinde ortaya konacaktı. Tüm bunlar kesikli süreklilikti. Birbirinden bıçakla keser gibi kesilmiş tanım oluşlar değildi. Tüm bunlar toplumsal insan anlayışının mantık ürünüydü. Doğa için böyle bir tasnif ya da taksonomi veya sınıflandırma yahut ta şema tize etme söz konusu bile değildir. Kolektif hafıza geçmişi anlaşılır yapmak için kılı kırk yarar. Kılı kırk yaran anlayışımızı bir de halk diline doğru anlatım yaptığımızda, anlaşılmazlık ve anlatım bozukluklarıyla mantık hataları kaçınılmazdı. Neden, sonucundan habersizdi. Nedenler türlü biçimlerde girişme ortaya korken, evrimsel yasalar bu girişimleri seçme ayıklamalı bir akışa uğratıyordu. 27
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |