Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Bazı asansörlerde kapı elle açılıyor, çoğunda ise otomatik, kata geldi mi cırt içindesin. Bazen dalga geçerim asansörün kapısı ile... Elimi bir uzatıyorum şak diye açılıyor... O arada da bekleyenler varsa haliyle sinir oluyorlardır bana... Hele de bir hoş sohbet komşum ile beraber bindik mi asansöre dalıp gidiyoruz konuşmaya. Geçenlerde oldu öyle, dalmışız, bir de baktım on ikinci katta asansör. Komşum on ikinci katta oturuyordu, gül gül öldük... Ama sohbette iyi idi az siyaset, az edebiyat ve şiir... Sonra tekrar indim aşağıya... Kimi zaman da apartmanın zibidileri ile denk geliyoruz asansörde... Tabi hemen derslerini sormuyorum. Ne dersi yahu! Öğrenciye ders sorulur mu? En son hangi bilgisayar oyunlarını oynadılar onu soruyorum. Akıllı telefonları var mı yok mu, onu soruyorum. Kendilerini akıllı telefonlarından daha akıllı buluyorlar mı onu soruyorum. Bu devirde öğrenciye sorulacak en son şey ders... Hepsinden zeka fışkırıyor maşallah... Dersleri üç beş dakika da halleder onlar... Geçenlerde de tam bindim asansöre elektrikler kesilmesin mi? Hay Allah ne yapacağız? Ev yeni yeni olmaya da jeneratörü de var aslında ama o gün arızalıymış. Bendeniz, on birinci kattan Haluk Bey, bir de sekizinci kattan Sergül Hanım kala kaldık asansörde... Kapıyı yumruklasak da bir faydası yok. Haluk Bey devlet dairesinde memur, Sergül Hanım da bir lise de İngilizce Öğretmeni imiş. Daldık koyu bir sohbete... Tabi öncesinde cepten evdekileri ve yönetimi de aradık... Biraz sosyal konulara girdik, biraz şiir, biraz edebiyat... Allah'dan ikisi de, Sergül Hanım da Haluk Bey de boş değilmiş. Bir onlar anlatıyor bir ben anlatıyorum. Laf lafı açıyor ki hem de ne açma... Nazım Hikmet'den girdik, eğitim sisteminden çıktık. Azıcık ortaya karışık siyasetten dem vurduk. Neyse uzatmayalım yirmi yirmi beş dakika sonra elektrikler geldi de sağ salim asansörden çıktık... Ne güzel bir paylaşımdı ben ve iki komşum için... İşte böyle böyle fanteziler yaşadım asansörde. Yoksa, yoksa, durun durun siz de başka bir şeyler mi yaşadığımı zannetmiştiniz? Yok vallahi yok öyle bir şey...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |