Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
İçişleri Bakanlığı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında bir soruşturma başlatıyor. Soruşturmanın konusu Ekrem İmamoğlu'nun bir türbeyi ziyaretinde ellerini arkasından bağlayarak dolaşması... Bakıyorum da atalarımızın "Öküzün altında buzağı arama" deyimi bu duruma ne kadar da uyuyor. Ekrem İmamoğlu bir ziyarette bulunuyor. Ziyaret kelimesi zaten saygı içeren bir kavram. Demek ki, İmamoğlu'nun türbeye karşı bir art niyeti yok. Türbe denilen şey bir mezar, olağanüstü bir yer değil, türbede canlı biri yatmıyor. Bir ölü var. Hangi ölü kendisini ziyarete gelenden hoşnut olur ya da rahatsızlık duyar? O mezarda yatan ölü, Allah filan değil. Ki Allah olsa bile, Allah sizi mi memur kıldı kendini koruma altına almak için? Allah kendini koruyamıyor mu? Neyi soruşturacaksınız? Bu soruşturmayı açanlar türbe, tekke ve zaviye kanunlarını ihlal etmiyor mu? Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilip, 13 Aralık 1925 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren, 677 sayılı kanun ile uygulamaya konmuş bir Atatürk Devrimi'dir. Yasaya aykırı davrananlara para ve hapis cezası getirilmiştir. Bu kanun ne zaman kalktı? Ne zaman türbelerde nasıl davranılacağı hakkında yeni bir yasa çıktı? Hangi yasaya dayanarak bu soruşturma başlatıldı? İçişleri bakanlığı acaba bu konuda bizi, yani kamuoyunu aydınlatabilir mi yoksa "Ben yaptım oldu" mantığı hâlâ yürürlükte mi? Ben, Türkiye Cumhuriyeti savcılarının 677 sayılı yasaya muhalefetten İçişleri Bakanlığına da soruşturma açması gerektiği düşüncesindeyim. “Madde 1 – Türkiye Cumhuriyeti dahilinde gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak şeyhinin tahtı tasarrufunda gerek süvari aharla tesis edilmiş bulunan bilumum tekkeler ve zaviyeler sahiplerinin diğer şekilde hakkı temellük ve tasarrufları baki kalmak üzere kamilen seddedilmiştir. Bunlardan usulü mevzuası dairesinde filhal cami veya mescit olarak istimal edilenler ipka edilir. Alelümum tarikatlerle şehlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadiyle nüshacılık gibi unvan ve sıfatların istimaliyle bu unvan ve sıfatlara ait hizmet ifa ve kisve iktisası memnudur. Türkiye Cumhuriyeti dahilinde salatine ait veya bir tarika veyahut cerri menfaate müstenit olanlarla bilumum sair türbeler mesdut ve türbedarlıklar mülgadır. Seddedilmiş olan tekke veya zaviyeleri veya türbeleri açanlar veyahut bunları yeniden ihdas edenler veya ayını tarikat icrasına mahsus olarak velev muvakkaten olsa bile yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşıyanlar veya bunlara mahsus hidematı ifa veya kıyafet iktisa eyleyen kimseler üç aydan eksik olmamak üzere hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere cezayı nakdi ile cezalandırılır. (Ek: 10/6/1949 - 5438/1 md.) Şeyhlik, Babalık ve Halifelik gibi mensupları arasında baş mevkiinde bulunanlar altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasından başka bir yıldan aşağı olmamak üzere sürgün cezası ile cezalandırılırlar (1). (Ek: 1/3/1950 - 5566/1 md.; Değişik: 7/2/1990 - 3612/5 md.) Türbelerden Türk büyüklerine ait olanlarla büyük sanat değeri bulunanlar Kültür Bakanlığınca umuma açılabilir. Bunlara bakım için gerekli memur ve hizmetliler tayin edilir. Madde 2 – İşbu kanun neşri tarihinden muteberdir. Madde 3 – İşbu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur. 677 sayılı kanunun madde ve ekleri bunlar... Bu madde ve eklerde türbelerde nasıl davranılacağına dair bir kural olmadığı görülmekte. Bu doğrultuda Ekrem İmamoğlu hakkında bir soruşturma başlatılıyorsa, tutarlı bir gerekçe ve iddia olması elzemdir. Ben, Yerel seçimler öncesinde, yazdığım yazıda, hükümetin kendinden olmayan belediye başkanlarını gözden düşürmek için hiyerarşik olarak, bütçelerini düşüreceğini, devlet yardımı yapmayacağını, yetkilerini kısıtlayacağını, suç isnat edip görevden almaya ve kayyum atama yoluna gideceğini yazmıştım. Hükümet en zayıf halkadan başladı HDP'li Belediye Başkanlarını görevden alarak kayyum atadı ve Devlet Bahçeli'nin gazını aldı. Sivil vatandaşların zarar görmesine aldırmadan, kendi var ettiği PKK pisliğinin üstüne giderek, uyurgezer devletseverlerin gazını aldı. Türklüğü ayak altına aldıklarını unutturma ya da özür mahiyetinde bir çıkışta bulundu. Ki bu uyurgezer devletseverler Öcalan mektubunun televizyonlarda okunmasını da, Osman Öcalan denen yaratığın TRT'ye çıkışını da unuttular. Şimdi AKP'nin önünde iki büyük tehlike var; biri İmamoğlu, diğeri Mansur Yavaş. Bu adamları ya sindirecek, ya görevden alabileceği suçlar isnat ederek, yerlerine kayyum atayacak. Ey Türk Milleti! Uyanık ol, diyeceğim, ama uyanık olsaydın AKP yirmi yıl iktidarda kalamazdı. İnşallah İlahi bir güç sizi silkeler de uyandırır, biz ne yapsak uyandıramıyoruz. Sürç-i lisan eyledikse, affola... 4 Mayıs 21 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |