"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Üstelik kolektif süreçler oluşurken de doğada sağlama yapma dışında bir biriyle takas eden bir iş, bir üretim süreci hiç yoktu. Olanaksızdı da. Üretim yapma işi kolektif alanın, kolektif etkili bir bileşimin kazanım özelliğiydi. Kolektif alan yoksa üreten ilişki üretim hareketi ve değiş tokuşu da yoktur. Kendiliğinden bir değiş tokuş, kendiliğinden bir üretim bilinci yoksa kendi işini kendin kur demenin olması da olanaklı değildi. Bu düşünce sakat düşünceydi. Tuzaklı ve sömüren mantıktı. Üstelik üretme işi, değiş tokuş kişisi bilinç değil, kolektif bilinç ve kolektif etkiydi. Kolektif alan olmadan bunlar olası değildi. Kolektif alan içinde de “kendi işini kendin kur” demek kolektif alanı provoke eden bir enfeksiyondu. Kişi kolektif alan içinde kolektif sorumluluk için fazla enerji harcarken, temel karşılanmalar bağlamı içinde kolektif alanın kişiye sağladığı GÜVENCE VE GARANTİ nedenle kişi kolektif alan içinde bu eğime mecbur oluyordu. Bu kolektif eğimli potansiyel akış nedenle “kolektif ilişki” biri üzerinde diğer işi transfer etmenin çeşitliliğini ve bu çeşitliliğin yalıtılmasını ortaya koyuyordu. Kolektif alan yalıtımın bilinci ve korunum yasasıdır. Yalıtım, önce sosyal bağ içindeki çeşitliliği seçme ayıklama eden totem alandı. Totem alanda her biri 6 parça eylem olan üssü durumla doğada sağlamaları olan avcı toplayıcı kişilerle vardı. Totemi etki sosyal anlayışla da kolektif etkiydi. Kişiler tekil kişideki 6 parçalı üssel durum somutluğuna sosyal anlayışla bağlanmayı totem edecektiler. Kişiler kolektif alandaki temel durumlu üssü durumun bilgisi içindeydiler. Bu 6 parçalı temel üssü durum içindeki kişiler, 6 durumdan karşılıklı gerektirmeyle yapacakları modülasyon transferini, yardımlaşmanın dayanışmanın eylemi içinde sezmişlerdi. Kişiler temel sağlama olan çeşitliliğin belirmesi karşısında birbirine olan transfer ilişkileri nedenle sosyaldiler. Ve sosyal evrimleydiler Totemdik kolektif alan, sosyal anlama üzerine modüle edilen yüklemlerle sosyal alandı. Sosyal alanın yalıtımı; kişilerdeki 6 tür parçalı üssel durumları bir taraftan diğerine doğru değişilebilir dolma boşalma süreçlerine çeviriyordu. Kolektif alanda bir türlü işi üzerine alan kişinin görevi; kendi üzerindeki diğer 5 parça işi itiyordu. Diğerleri üzerindeki benzer işi ortak özellik yöntemiyle kendi üzerine çekiyordu. Bu değiş tokuş işi yalnızca kolektif oluşun ortaya koyduğu yeni bir çeşitlilikle oluştu. Bu taraftaki üssel durum içindeki savunma; karşısındaki bir kişi üzerine boşalırken, boşaldığı tarafın besin bulma eylemli enerjisini de görev olarak sorumluluk olarak, birbirinden sorulur olarak kendisi üzerine doldurup, transfer ediyordu. Bir kişi üzerinde olan 6 çeşit temel eylemle dışa yönelim; kişiler arasında rastlaşan birbiriyle kesişen yol durumları içinde birbiriyle karşılıklı değişen ekleme çıkarmalar birikimli çeşitliliği içinde, çeşitliliğin seçilisini ortaya koyan mana anlayışı da sosyal alanın evrimiydi. Böyle böyle bir tek görev üslenmesi nedenle kişimizin kendisinden boşalttığı 5 parça işin her bir parçası kuram olarak; teorinin gözü olarak karşı taraftaki bir kişiye yüklemekle; bir kişimiz kendisi üzerindeki 5 parça işi bir parça iş bir kişiye yüklerken beş parça işi 5 kişiye yükler. Bu transfer işi karşılıklı üretilen iş değildir. Karşılanması doğada bulunduğu kadarla yetinilen karşılıklı sağlama işiydi. 5 parça iş eylemin her bir parçasını bir kişiye ve toplamda 5 parça işi 5 kişiye yükleyen kişimiz; 5 kişinin her birinde bir tane besin bulmanın eylem zamanını kendisine görev olarak ithal etti. Kendisinden boşalan 5 parça refleksin yerini, karşı tarafın 5 kişisinden 5 tane besin bulma zamanı olarak alıp; kendi oyuk alanının içine dolduruyordu. Bu olanak yepyeni bir çeşitlilikti. Ancak kolektif alan ile ortaya konan bir çeşitlilikti. Beslenme dışında her bir parçayı boşaltan transferiniz, her bir kişiden bir tek sağlama yapmanın karşılığı olarak yani sizin görevinizle besin bulma olarak size ekleniyordu. Görev kolektif bir olguydu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |