Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Bu nedenle günlük zorunlu durumlarla olan beslenme, barınma, korunma, koruyuculuk yavru bakımı, güvenlik, garanti ve zorunlu olan durumların sağlanmasında sürdürülebilirlik için kolektif bir sosyal yapının inşa nüfusu olan sosyal rezonans frekansını, 50 kişi olarak değerlendirdim. Günlük beslenme, barınma, koruyuculuk, yavru bakımı, güvenliği vs. gibi 10 çeşit eylemin eşikleri karşılama faaliyeti kişinin 1 birim günüydü. Kişiyi eylemli kılanlar da bu 10 parçalı eşik yükselmesini indirgeme çabasıydı. 1 birim gün eylemlisini kişiye garanti edebilme ve kişinin bu çevrimi sürdürülebilirliği gibi durum ve ön görüler sosyal yapı içinde herkes te ortak olan, durumdur. Öngörülen bu durumlar alanın ekseni ve alan içinin simetrisidir. Eksen üzeri, simetri merkezleridir. Sosyal alan içinde yapılacak bir eksiltme ve bir tamamlama sürecin potansiyeli ve potansiyel kontrollü simetri kırılması olmakla alan içinin potansiyel metresi olacaktır. Kişiye göre kritik eşik olan 1 birim gün; kolektife göre toparlayıcı, eksiltici tamamlayıcı zorunlu durum ile KRİTİK KOLEKTİFİ REFERANS DEĞERİ denir. Durumun kritikliği kişi için olmazsa olmazlardan asgari 1 birim gün olmasıydı. Kolektif ilik te hem kişisi nedenlerin hem çevresel alan etkisinin kişinin dışında nedenlerden ötürü olmasıydı. Referans ise 1 birim gün kritik değerinin, herkeste ortak olmasını totem etki anlayışıyla kolektif sürece bağ etmekti. Totemi sosyal alanı ortaya koyan kişisi kritik değerler kişinin olmazsa olmazlarıydı. Yaşamsaldı. Kritik değerler sağlaması sizin diğer kişilerle rezonans değerinizi oluşturuyordu. Rezonans değeri içinde sayılanlar herkese zorunlu, hayati önemdeydi. Ve her biri günlük yerine getirilmesi gerekenlerdi. Av yaparken yavruya bakamamanız gibi av yaparken güvenliğinizin zafiyete uğraması gibi durumların her biri, bir kişinin aynı an içinde gerçekleştiremeyecekleri kadar zorunlu önemdeydi. Ama yapılması gerekenlerin her biri, her bir kişinin; her an içinde eş zamanlı olukla yapamayacakları kadar da bir gerçekti. İşte bu zorunluluk, sizi; sizin gibileri ortak değerlerin sağlatmasında birleştiriyordu. Bu birleştirmenin eğim alanı sizi aynı ilkeler, aynı etkiler, aynı devinmeler üzerinde kritik bir rezonansa sürüklüyordu. Siz bu rezonansla birleşip; sizin dışınızdaki bu rezonansa değerlere göre tutum ve kurallarla oluyordunuz. Kimse kritik rezonansı veren bu tutumu, bu kuralı size vahiy etmiyordu (söylemiyordu). Kritik rezonans potansiyeli sizi çekiyordu. Kritik rezonans buna sizi zorluyordu. Kritik rezonansın çekim alanına girdikten sonra kritik rezonans değerlerinde bir sapma yapmadığınız sürece; kolay kolay bu alışmalardan bu hissel kablel vukudan kurtulamayacaktınız. Çevredeki alan eğimi buna sizi zorluyordu. Alan eğimi içinde doğada meyve vermek vardı. Sizde açlık eğilimi vardı. Hemcinslerinizle rekabet vardı. Hem cinsinizle rekabet didişmesi içindeyken ayının size saldırısı vardı. Didişme halindeyken her biriniz ayı saldırısını kendinize tehdit olarak algılayıp ayıya saldırırken farkında olmadan yardımlaşma deneyimini yaşamak vardı. Çevre aşağı ve yukarısı ile dağın yamacında eğim; uçurumda düşüş, nehrin akışında rejim vs. olmakla Çevre hem bir yüksek gerilimli potansiyel ilikti. Hem aşağı durumla sıfır enerji düzeyiydi. Bu durumda çevreniz elmasıyla sıcağıyla vs. daima olarak size yüksek potansiyelli bir baskı ve basının hücumudur. İşte bu nedenle zorlayan kritik rezonans deneyimlerinde edinilen izlenimler vahiy olarak içinize doğuyordu. Her biriniz içinize doğan bu kritik rezonans bilinçle birbirinize hissel kablel vuku oldunuz. Kritik rezonansın alanı içinde ayıya ayrı ayrı ama eş anlı eylemle yapılan savunmanın sonucunu ortaya koyan durumdu. En az enerji yorulması zorlaması olmakla sizi alan yönüne zorlayanı deney edinmekti. Kişileri birbirine çekimleyen, yardımlaşıcı tutumları ortaya koyan kritik rezonans alanının etkisiydi. Bu entegrasyonlar rezonansı sizler için eş zamanlı olarak yerine getirilmesi gereken temel değerlerdi. Temel değerler ekseninde uyumlaşma ortaya koymanıza neden olan bu durumu da KRİTİK REZONANS FREKANSI olarak tanımlıyordum. Kolektif alan içinde Kritik rezonans frekansı sizden ve sizin bilincinizden; sizin istekleriniz dışında oluşu nedenle artık kolektif etkidir. Kolektif etkili akıldır. Kolektif özgecil düşüncedir. Kolektif alan, kolektif etkisinden ötürü; potansiyel enerjiydi. Kolektif etkinin ikinci bir nedeni de kişide olanı kişide olmayanla yükseltmişti. Kişi de olan kişinin açlığıydı, kişinin savunmasıydı vs. Kişide olmayan da kişinin ailesi dışındakiler için av yapmaması ve kişinin ailesi dışındakiler için bir kavgaya bir savunmaya girmemesiydi. Kolektif yapı kişide olan 10 parça kritik eşikten bir tanesi hariç 9 tanesini kişinin kendi eylemi olma fiili içinde çıkarır. Kişi 10 parça kritik eşik sağlamasıyla olduğu günlük eylemlerle hayatını idame ettirirdi. Kolektif alan içinde kişi gün boyu bir tek eylemli kılınmakla diğer 9 eylemini yapamıyordu. Kişiye yaptırılmayan 9 eylem kişide eksiltilen eylemdi. Bu nedenle kişi toplumun yüksek basıncı karşısında alçak basıncı eğim akışını oluşturuyordu. Ama aynı kişimiz bir günde 49 parça tek eylemlik iş üretmekle de kendisine yetenden fazlası olan 49 birim iş üretmekle yükseltgenmiş oluyordu. Kısacası kolektif yapı kişinin 10 parça içinden dokuz parçasını eksiltmekle kişiyi toplum karşısında en az enerjili duruma getiriyordu. Aynı zamanda kişi 1 birim gün faaliyetini 1 tür iş yapmakla geçirdiği için biçimsel olarak kişi; 10 parçalı eyleme harcayacağı enerjiyi kişi bir parça işe harcamıştır. Yani kişimiz 10 parça işin kendi karşılanması olmayan 49 parça fazla iş yapıp artık emek üretmiştir. Ayni şeyi 5 er kişilik 9 grupta yapmıştır. 5 er kişilik 9 grup aynı şekilde 1 kişiden eksiltilen 9 farklı eyleme karşılık gelen her bir işi üretmekle, artık değer üretmiştirler. 8 Böylece 9 farklı işe karşılık gelen 9 grup eylemleri 1 kişide eksiltilen 9 eyleme karşılık gelerek kişinin bir günlük “1 birim gün kritik değerini karşılar”. Kolektif yapı böylece hem yükseltgeyip hem indirgemekle eylemli kıldığı kişiyi nötr kılar. Kısaca kolektif alan Kişiyi bir birim gün zaman zarfı boyunca kişiyi, kişinin kendisine göre eylemli olmaktan çıkarır. Kişinin kolektif yapı üzerinde 1 birim gün geciken sağlamalarını, gün sonunda tekrar kişinin kendi sağlamaları kılmakla kişiyi kendisine göre eylemli kılar. İşte tüm bunlar toplumun ikinci etkisiydi. Kolektif alan içinde kişi, kişi eylemi olmaktan çıkarır. Kolektif alan zorunlu olan kişi eylemlerinden eksiltme yapar. Kolektif alan kişinin 1 birim gün olan 10 parça işini sıkı sıkı korur. Çünkü bu vaz geçilmez bir başlangıç koşulu ve kolektif oluşun koşuludur. Kolektif alan kişinin 1 birim gün olan 10 parça işi içinde bir tanesini kişi üzerinde bırakır, diğer işleri geçici süreliğine kişi üzerinde alır. Aldığı 9 işin yerine kişi üzerinde kalan bir parça işin aynısından 49 tane ürettirir. Bu 49 parça iş kişinin karşı tarafa ürettireceği 9 parça işten kendi hissesine düşen karşılıktır. Kişinin üzerinde kalan 1 birim gün süren tek tip iş kişiye yetecek olandan fazladır. Ne kadar fazladır? Kolektif yapıyı oluşan 49 nüfus kadar fazladır. İşte kolektif yapı içindeki kişi bir tip eylemli olmakla 1 birim günlük (10 parça eylem üretecek) sürede 49 parça eylem üretmek için yükseltgenmiştir. Kolektif alan kişideki farklı eylemleri hem eksilterek hem de eksilenin yerine kişiye aynı işten 49 tane ürettirmekle kişimize 49 adet 1 birim gün olan eylemi yükler. Böylece kişimiz 49 kişiye karşılık olan eylemi elinde tutmakla, 49 kişiye karşı bir güç bir yüceliği elde etmekle yükseltgenir. Bunu geri dönüştüren bunu böyle kılan buna cevabı oluşturan kolektif alan ya da kolektif etkidir. Kolektif alan 49 kişiye göre olan bir türlü eylemi elinde tutan kişiyi 49 kişiye karşı aktifleştirir, yükseltger. Kişideki bu yükseklik potansiyeli 49 kişiye iş yaptırır. Bir kişi kolektif alan nedenle 49 kişiyi kendisine bağlar. Kolektif alan 49 kişinin edilgenliğini bir kişinin 9 parça işini yaptırmakla yükseltger. Bir kişilik etkiye karşı; her bir kişiye karşı 49 kişiye koz verir. Kişi hem bu 49 kişinin içindedir hem de bağıntı olarak dışındadır. Bu durumda koşullar eşit olur. Yine kolektif alan bir kişiden eksilttiği 9 eylemli fiili, 9 grubun 9 farklı eylemiyle karşılanır. Süreç böylece yükseltgenme indirgenme veya fark yaratma eksiltme ile farkı kapatma, eksiği tamamlamayla; aktif olur. Bir somu tüketecek olan kişimizin elinde 49 somun daha vardır. Kişimiz 49 somunla yükseltgenmiştir. Bir taraftaki yükseltgenme (somun); diğer taraftakinin eksiği, elinde somun olandan farkı olmakla; somunu olmayan somuncunun eksiği olan güvenliğini sağlar. Böylece güvenlikçi ekmeği alıp farkı giderir. Somuncu güvenlik hizmeti alır o da güvenlikçi karşısındaki güvenlik açığını kapatır. Böylece emekler 1 birim gün kadar süre çalışmasıyla, birim süreli kullanımlar denkleşir. Kişiyi hem indirgenmiş kılan da yükseltgeyen de kolektif alandır. Kişimizin 1 birim gün olan zorunlu eylemlerinden 9 tanesi eksiltilmişti. Kolektif alan içindeki 50 kişilik nüfus kendilerinden eksiltilen 9 parça eylemliğe göre sosyal alan içindeki nüfusu 5 erli 9 grup olarak bu üslenirler. Her grup beşerli olmak zorunda değil. Bunlar teferruat. Ben genel diyagramı ortaya koyuyorum. 1 birim gün 10 parça eylemlik karşılanma olmakla 50 kişi 5 erli on farklı iş bölüşümü içinde 10 grup olmak zorunda. İşin içine çalışamayanları katmıyorum şimdilik bunlar sürecin ön görülemez; ön görünürlükleridir. Hiç sakatınız yokken av yapan gruptan biri gergedan boynuzu ile sakat kalabilir. Çevredeki alan etkisiyle olan eğim (akış-eylem) içinde olan kişiler alan etkisinin seçme ayıklamasıyla bir araya geldi. Birden çok kişi dayanışma işbirliği ortaklaşması; birleşimle yeni bir gücün doğuşuydu. Artık herkes kendisine göre değil de kendisine göre olanı; bu ortak güce göre davranıyordu. Sosyal ilişki ortaklığın gücü olarak her bir kişiye kolektif alan etkisi olarak yansıdı. Kolektif alanın kendisi kişiyi yüksek gerilimli yapmıştı. Doğal süreçte sıklıkla istisnalar vardır. Tekil yaşam içinde kişinin ailesi dışındaki harici kişilerin karnını doyurması, onların sağlamasına yönelik bir eylemle olması yoktu. Olsa bile olağan, sürdürülebilir ve güvence veren bir ilke değildi. Yine ikinci bir durumla kolektif etki yardımlaşma, ortaklaşma, iş bölüşümü gibi görünmez gücün (!) etkisiyle kendilikten bir yükseltgenmiş yüksek potansiyeldi. Kişi ve kişiler üzerinde indirgenme yükseltgenme yapacak olan güç buydu. Kolektif alan hem kişilerden katkı bir oluşumdu. Hem tek tek kişiler katkısından fazla bir toplamdı. Kişi 1birim gün eyleminde eksiltme fazlalaştırma yapamazken böyle bir potansiyeli, gücü yokken kolektif; kolektif alanda eksiltme fazlalaştırma yapılıyordu. Kişi 1birim gün olan kritik eşik içinde eksiltmenin fazlalaştırmanın kararını alamazken kolektif etki karar alıyordu. Karar alma karar verme fazladan bir enerjiyi karşılanmasıydı. Kişide bu yoktu. Olanın da sürekliliği ve garantisi yoktu. Kısacası kişilerde eksiltme, kişilere fark koyma, kişileri yükseltgeme, kişileri indirgeme, karar alma karar verme gibi etkileri ortaya koyacak bir potansiyel yoktu. Kolektif alan kişiler birleşimi ile kişilerin toplam katkısından fazla olmakla bunları ortaya koyan fazla bir potansiyeldi. Kolektif alan ortaklık, dayanışma, işbirliği ile yükseltgenmiş olan potansiyel enerjiden doğan, katkı ve fazlalıktı. Sopa; yani kendilik potansiyel, sopanın ucundaki sivrilikle (yükseltgenmiş potansiyel ile) sopa kendisiyle kendisine eklenen fazla bir potansiyeldir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |