"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Sene 2020... Günümüz... Samanyolu Galaksisi'nde türlü türlü gezegenlerin olduğu fakat sadece Dünya'da hayatın olduğunu bildiğimiz zamanlardayız. Elimize de tutuşturmuşlar bir telefon. Bir ona bir televizyona bakıp bakıp duruyoruz. Hayatlarımız bu küçük dünyalarında devam edip giderken daha da küçülmesi gerekti. Neden? Çünkü coronavirus diye bir illet çıktı. Sanıyorum adı Corona birasını çağrıştırdığı için ülkemizde üstüne basa basa covid-19 diyoruz. Ne biliyoruz bu virus hakkında peki? Aslında hiçbir şey bilmiyoruz. Ne var bildiğimiz? İşte Çin'de yarasa mı başka bir şey mi ne yemişler. Eee? İşte ondan da herkese bulaşıyormuş? Allah Allah... Daha önce yemiyorlar mıymış peki? Ellerini yıka. Efendim? Ellerini yıka ellerini... Şimdi efendim ülkede eğitim sistemi bittiği için çevreyi algılamada ve de sorgulamada sıkıntı yaşıyoruz. O yüzden bize verilenleri sorgulama yerine verilenlere boyun eğmeyi tercih ediyoruz. Bu yüzden neden bu hastalığın oluştuğunu sorgulamak yerine hemen ''Nasıl bize bulaşmaz?'' düşüncesine saldırıyoruz. Mesela doktor dizilerinde oynayan iki adam var. Gerçek doktorları anlamayız belki diye onları koymuşlar. Tıpkı rollerindeki gibi bu doktorlar ''kamu spotu'' adı altında biz iban edenlere nasihat veriyor. Corona'dan pardon covid-19'dan korunmamız için bol bol ellerimizi yıkamamızı söylüyor. Başka? İşte haber programları var. Bütün gün onlar da ellerimizi yıkamamızı ve evden çıkmamamızı söylüyor. Başka başka? İşte Sağlık Bakanı var. Akşam oldu mu yerli mi milli mi bilinmez ama Twitter'dan tweet atıyor. Hasta sayısı şu, vefat sayısı bu diyor. Günlük update yapıyor bir nevi. Kim bilir be? Belki oradaki rakamlardan biri ben olacağım... Ay bunaldım! Camdan dışarı bakayım bir... O da ne? Aras Kargo kuryesi... Ellerini yıkıyor mu o? Haydi buyrun... Yemeksepeti kuryesi de dışarıda... Bu kadarı da olmaz. Şimdi Hayat Su'yun da aracı geldi. Bu insanlar niye evde kal çağrısına uymuyor? Niye home office lejyonerleri tarafından ''gerzekler dışarı çıkmayın. evde kalın'' çağrısına uymuyor? Sanıyorum virus zengin fakir dinlemese de birileri hala çalışmak zorunda... Yazıma devam etmeliyim. Hoşçakal dışarısı... Efendim konuyu toparlayalım... Geldik Nisan ayına... Nasıl oluştuğunu ve neden bu kadar hızlı bulaştığı açıklanmayan bir virus yüzünden giden gitti. Kalan sağlar bizim... Öyle bu işler. Evet, ne gördük bu hastalık sayesinde şu süre zarfında? 1071 Malazgirt Savaşı ile Türkler Anadolu'nun kapısını açmıştı değil mi? Heh işte bu zamana kadar tarihinde ilk kez cami kapandı bu toprakların... İşin garibi camilerimizi ahır yaptılar diyenler kapadı iyi mi? Haklı haksız. Halkını korumak için ya da değil. Kapandı mı? Kapandı. Başka ne gördük? Evde kal çağrıları yapan lejyoner sınıfın evde kalmayanlara salak - gerzek - aptal gibi yakıştırmalar yaptığını gördük. Ağır iş yapmak zorunda, çalışmak zorunda kalanlar ise dışarı çıkıyor; hem kendine hem de çevresine hastalığı bulaştırmak durumunda kalabiliyor. Kovulanlar ise haberlerde konuşulmuyor. Aaa! Yine çıktı doktor. Evet ellerimi yıkamalıyım ve sosyal mesafeme dikkat etmeliyim... Neyse ne diyordum? Özete bağlayacak olursak bu karanlık günlerde ibadethanelerin kapatıldığını, sosyal devlet diye bir şey olmadığını ve emekçinin, her ne olursa olsun, ucunda ölüm bile olsa ekmek parası için çalışması gerektiğini gördük. Din etkisini bir kez daha yitiriyor, kapitalizm ise içimizdeki vicdanı yok ediyor. Yaşıyoruz evet ama cesaretimizi ve ses çıkarma iç güdümüzü kaybediyoruz. Sanıyorum covid-19 amacına yavaştan ulaştı. Tüm Dünya'nın istendiğinde sessiz, korkak ve boyun eğen bir insanlık olabileceğini gördük... Dilerim Musa'sını da görebiliriz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |