Umutlarım her zaman gerçekleşmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid |
|
||||||||||
|
O günler koşulunda sosyo toplumsal yükümlülük içinde olan ana konular köleci sistemin üretim ve paylaşım iradesi içinde kişiler ve ailelerin omuzlarına yüklenmesi ortaya konur. Bu konular, yılların kanağan lığı içinde bize hiç değişmez bir gerçeklik gibi gelen doğrular olarak yansır. Var oluş ve yaşam üreme, yavru bakım dışında kişinin omuzuna; iyi ana, iyi baba ve iyi evlat olmak gibi bir tutumu önümüze koymamıştı. İyi ananın, iyi babanın ne olduğu; iyi ananın, iyi babanın neye göre göre olduğu ve neye göre iyi evlat olmamız gerektiğinin öğretisi nereden geliyordu? Tarihsel bilincini unutup, köleci öğretiyi hap gibi yutmaktan ileri geliyordu. Tarihsel olan yerine konan köleci bozulmanın çözümlerini, köleci sistem dolanım yollar üzerinde ortaya koydu. Çözümler köleci sistemin kendisi yani mülk sahiplerinin yararına göreydi. Köleci sistem bu ilkeyi vaat eden köleci yarara göre söylüyorlardı. Köle sahibi efendilerin kendi sistemleri için çare gördükleri söylemler köleci öğretilerdi. Biz bu tür köleci düsturları iman (ahit) kılıp, inanç yaptık. Başlangıç koşulları içindeki gibi üreten paydaşlar olmak yerine şimdiki gibi müşteri olmayı koyuyorduk. Kolektif değerleri kolektif tüketmenin yerine kolektif zenginlikleri babalar gibi satmayı ortaya koyuyorduk. Bütünlükten kaynaklı, başlangıçtaki bütünlüğünün kendisi olan saf enerji patlayan süreçlerle parçalı bölüklü akış olmuştu. Patlayan süreçli Planck zamanlı devinmelere dek girişmeni olgu ve olaylar, bir dolma boşalma süreçleriydi. Başlangıç karakterini veren etki tepki gibi dolma boşalma türü akışlar olan başlangıç enerjisi olan akan enerji olgu ve olaylar içinde kapsatılıyordu. Kişiler üzerinde cüzi olarak akan bir depo enerji vardı. Bu depo enerji kişinin emek gücü oluşla belirtilecekti. Kişi kendi başına beslenme savunma türü süreçleri içindeyken hemen hemen depo enerjinin tümünü kullanır. Avcı toplayıcı yapı içindeki kişiler depo enerji olan emek gücünü kolektif güç olarak ortaya koyabildiler. Kişisi emek gücü olan depo enerji, ancak kolektif birim zamanla düzenli, parçalı enerji olmakla iş bölüşümü yardımlaşma vs. tarzında ortaya konuldu. Kısacası kişilerdeki cüzi depo enerji girişen bir araya gelip birleşen kolektif yapı içinde hem kolektif birim zamana dönüştü. Hem kolektif artık zamana dönüştü. Hem kolektif güce dönüştü. İşte kişisi boş zaman uğraşılı ve kolektif boş zaman uğraşılı etkinliklere harcanan bu enerji, kolektif güç sayesinde serbest enerjiye dönüşüyordu. Buluşlara, icatlara amaçlı amaçsız deneylere neden olan depo enerji, bu tarzdan entegre kolektif depolu enerjiydi. Amaçsız etkinlikler gelecekteki düşünme, öğrenme süreçleri içinde sizin öğrenme öğretme geri çağırma deneyimlerinizi oluşan kalıp verilerdi. Köleci yapı kolektif depolu enerjiyi bilim ve teknoloji alanında genel yarara göre araştırma geliştirme yapacak yerde veya kolektif zenginliği refah içinde tüketim yapmak yerine; ülke zenginliklerini köleci efendiler yerine pazarlamayı ahlak diye, ülkeyi yönetmek diye ortaya koydular. Şunu iyi biliyoruz. Bizim dışımızda El ’in dışında. Bizim ve Elin keyfi üzerinde olan, bizden bağımsız bizim istek ve bilincimizden bağımsız bir akış vardı. Bu akış varlık yokluk dolma boşalması içindedir. Dolma boşalma süreçleri bize göre olumlu olumsuz olukla sürüp gitmektedir. Köleci sistem yansıması istese de istemese de genel yararı veren yansımalara da neden oluyordu. Köleci sistemin asıl amacı depo enerji üzerinde dönüşen üretimlerle efendiler için harman kaldırma işidir. Harman kalktıktan sonra harmanın yerinde yöresinde birçok kalıntılar vardır. Bu taşlı, tozlu, topraklı, çer çöp katkılı buğday karışımına badas denir. Badas leğen içinde su ile yıkanır. Çakıl ve kum topraktan sedimantasyon (çöktürme) yöntemi ile ayrıştırılır. Efendi buna tenezzül etmez İşte efendilerden kalan badas kölelere sunulan lütfa çevrilir. Zaten efendi de yarın yeniden çalıştıracağı köleler için bunu ve benzeri lütfu yapmak zorundadır. Sömürüden doğan haksız oluşlara, zulme katlanmaya, çaresizliklere göğüs germeyi öğreten öğretiler akait ya da ahit (söz verme) inancıydı. Bu ahit içinde suçu kör şeytana atan bir boyun eğiş söz konusuydu. Bu boyun eğiş düzene göre oluştu. Zorunlu çocuk doğurma, zorunlu çocuğa bakmayı; toplumsal gereklere göre yetişmeyi kast etmeksizin düzenin istediği gibi bir çocuk yetiştirmek düzenin öğretisiydi. İşte üreten ilişki iradesine göre değil de mülk sahipli düzenin iradesine göre iyi ana baba olmanın fazileti içinde iyi ana baba olma şerefi (!) ortaya çıkmaktaydı. Hırsızlık nasıl vardı? Ahlaksızlık nasıl vardı? Patolojik engeller dışında insan nasıl hırsız oluyordu? Türü sorgulamalar yapmadan hırsızlık doğal bir şeymiş ama sen yapmayacaksın türü, doğrudan, öncelemesi olmaksızın; hırsızlık yapmayacaksın, deniyordu. Yine öncelemesi olmaksızın, doğrudan yalan söylemeyeceksin, anana, babana, büyüğüne itaat edeceksin, deniyordu. Bunlar içinde olunan sömüren sisteme göre doğru sözler. Neden itaat etmem gerektiği, neden itaatsiz olmam gerektiği konusu aydınlık değildi. Sorular da sorunlar da kolektifti. Çözüm de kolektifti. Ama çözümü vaatler karşılığı kişilerin üzerine yıkılmıştı. Kolektif sorun, kolektif yük, efendilerce erdem öğretisi oluşla kişilerin üzerine yıkılmıştı. Kişiler kapasite oluşla, kolektif kapasite ile kıyaslanamazdı bile. Kişiler kolektife ait bu yükleri, ana baba düzeyinde bile olsalar taşıyamıyorlardı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |