..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




21 Aralık 2019
İttifaklardan Ne Anlamalıyız 3  
Bayram Kaya
İttifakları dört kategorize kalıp içinde değerlendirmeliyiz. 1-İlk ittifaklar ilahi ittifaklardı. Üretim ilişkili, üretim hareketini ve hemcinsler arası ilk teması başlatan ittifaklardı. Üreten ilişki sahipli, iradi ittifaklardı. Üretim ilişkisini ve üretim hareketini kendisine referans alan ittifaklardı. Politeisttiler.


:GFB:
Karşılıklı bir bağ hareket başladı mı o harekete özgü yansımalar da bu iki hareket arasına bağsan bir etki dönüşmesi olarak giriyordu. Takaslar, sekansları; sekanslar da takası ortaya koymakla birbirine dönüşen birbirini gerektiren aynı anmalıklardı.

Bunların biri girişme olarak yoksa, diğeri de zaten yok. Yokluk diğer yandan bir belirlenme ilişkisiydi. Takası ele alırsanız, sekans bağ ilişkisidir. Biri diğerinin nedeni sonucudur. Sekansları ele alırsanız takas bağ ilişkisidir. Biri diğerinin nedeni ve sonucudur.

İttifakı ve uygarlığı yaratıp, insanlığa teslim edenler veya insana armağan edenler; ilah dediğimiz hemcinslerdi. İttifak içinde henüz ana baba kavramı sahipli ilişkilere göre tekâmül ettirilmediği için şimdiki anlamla ana baba rolünde olanlara henüz ilah deniyordu.

İlahların kararları asıl ve esas olandı. İlahlar ittifakın kurucularıydı. İlahlar insanlara; insanların mesleklere ait, ittifaka ait bilmediklerini öğretenlerdi.

Bu nedenle ilah; söylemleri, kararları hiç değilse de pek pek tartışılmayacak bir irade sahipleriydiler. En az iki grup ilah, ittifakın, uygarlığın ve insanların yaratıcısıydı. İnsanlar, ilahtan; ilahlığı devralan, melezi ve ittifakı yetenektiler. Bu yetenek totem grup yeteneğinden çok farklıydı. İttifak kolektif birim zamanlı hızı çok artırmıştı

Her ilah ya da her ilahi grup, bir meslek sahibi olmanın irade ve üretim gücüydü. Oysa insanlar, bir ilahın bir tür meslek olarak yaptığı işi iki ilah; üç, dört ilah gücü ile donanmak sureti ile ilahi etkiyi, çokla yan (çokrayan) bir yetenekti.

İlahlar etkiydi, insanlar etkilenendi. İlahlar tek damar üzerinde geri beslenme yapıyorlardı. İnsanlar en az iki ilahi grup ya da daha çok ilahi grup damarı üzerinde aktarım beslenmesi yapmakla nehir coşkusuna sahip ve aceleciydi.
7
İttifaklılar kendilerine ilahlar dediğimiz, görünüşçe ve suretçe onlardan parça özellikler taşıdığımız; bizi yaratanlara ilah diye seslendiğimiz hemcinslerdi.

Köleci dönem özelleştirilen eylemlerle özelleşen ana baba kavramı içindeydi. Özelleşen anlamla ilahlara da karma karışık bir söylem dili içinde ana baba denecekti. İttifakın ilahı gittikçe gözlerden ıramakla ilah kavramı yeni bir özellikle birer aile ilahı olacaktı. İbrahim'in, Nemrudun ilahı gibi. İlahlar artık özel malı olan, mülkü olan El di. EL malı mülkü olup, bunları seçilmiş kişilere devreden, kolektif gücü özelleştiren tuzak GÜÇTÜ.

EL sahipliği olan güçtü. Sahipliğin yönetme gücüydü. Yeni ilah buydu. Sahipti. Kolektif olanı dönüştürecek olan sahiplik ve iradeydi. Kulluğun yaratıcısı, insan oluşu yok ediciydi.

İlah; ey insan, Ey Adam Oğlu, diye insana insan gibi hitap ederken El; kişi üzerinde sahipliğini vurgulamakla, kullarım, diyordu. El Abduhu (El in sahipliği, El in kulu, diyordu. Ganimet ve esirlere de Sağ El ‘in mülkü, mülkü yemin, mülkü ahit denir.

Ma meleket EL di. Sağ Elinizin altında olan sahiplik. Bir şeylerin sahibi olmak EL manası ile tanımlanır. Meleket El malıhüm. Ma meleket eymanüküm gibi. Sağ kavramı da ayrı bir tematik açılımdı.

İnsan uygarlığı yaratmamıştır. Aksine insan uygarlığın içine doğmuştur. İnsan ittifakın ve uygarlığın ürünüdür. Ama insan da ittifakın ve uygarlığın geliştiricisi, sürekli kılıcısı olan bir diyalektikti.

Uygarlığı insan inşa ediyordu. Ama uygarlık insan için değildi. Uygarlık insan için özel, özgün işleyiş kılınabilirdi. Tekerleği bulmak uygarlıksa bu uygarlık insan için değil enerjinin birbirine dönüşmesiyle vardı. Uygarlığın inşası içinde devim ve sürtünme temel ve zıt durumlu esastı.

Zıt durumlu, birbirine dönüşlü bu esaslar içinde ısı hareketi mekanik harekete, kimyasal harekete, bazal ve biyolojik harekete vs. dönüşüyordu. Yani bizim dışımızda bize nimet olmasa da bizsiz de bu dönüşmeler zaten vardı.

Biz zaten var olanları, birbiri ile hem alakalı hem de alakasız olanları, doğa gibi biz de bir araya getirip, entegre edebiliyorduk. Bunu kişisi güç ve yetenek ile değil, aksine kolektif birim zamanlı, kolektif güçle yapıyorduk.

Bayır aşağı yuvarlanan, yuvarlak bir kaya; kendi DÖNÜ hareketini ileri doğru giden düz çizgi hareketine çeviriyordu. Yuvarlak şekilli eylemleri biz dile getirsek te getiremesek te yuvarlak biçimler sürtünmeyi azaltır, mekanik bir dönü hareketi verir. Yuvarlanmakla bu döngüsel hareketi de düz çizgi hareketine çeviriyordu.

Bir düzenek içinde sıkıştırılan karışım; kıvılcım, yakıt, hava karışımı olan enerji patlatılıyordu. Patlama itme ile git gücüydü. Yeni bir karışımla ikinci bir patlatma yapılır.

Bu kez düzenekte itme hareketi ile gitmiş olan itenek geri çağrılır. İkinci patlamada enerji gel hareketine dönüştürülüyordu. Git gel hareketi de düzenek içindeki türlü akşamlarla, dingil ve tekerlek hareketine aktarılıyordu.

Böylece düzenek içindeki patlamalar dingil uçlarına takılı olan tekerlekte dönü hareketi ile düz çizgi hareketine çevriliyordu. Dönü yapan tekerleğin dönü hareketi yer sürtünmesi nedenle tekeri ileri doğru düz çizgi devimli düz hareketi veren mekanik hareket enerjisine çeviriyordu.

Burada dingil, tekerlek, itenek, piston, yakıt, kıvılcım, hava, hareket, döngü vs. hepsi birbiri ile hiçbir ilişkisi olmayan kendilik birçok durumla ve tek tek var oluşlardır.

Ama biz farkına varsak ta varmasak ta bunların birbiri ile mutlaka bir bağ ilişki belirmesi vardı. İşte tekerleği bulan uygarlık bizim için olmayan ama bize göre de olan zorunlu, birbiri ile ilişkili veya ilişkisiz hal entegrasyonu içindeki bu olgular şimdi uygarlık oluşla vardılar.
8
Sopa gibi duran bir dingil, çevrim hareketi ile tekere dönü yaptıran dingil hareketi, teker, direksiyon, motor, aks, itenek vs. entegrasyonuna dönüşüyordu.

İnsan zaman zaman ittifaklarına ve uygarlığına sadık kalmayıp ihanet etse de insan ittifakın ve uygarlığın geliştiricisi ve gelecek zaman içindeki uygarlığın inşacısı olmakla, uygarlığın sürdürücüsü ve emanetçisidir. Bilinçli, diyalektikti, bilinçli ara eleman taşıyıcısıdır.

İlk ittifakları günümüz ittifaklarından ayrı tutmamız gerekir. Ön ittifakları günümüz anlaşmalarından, günümüz sözleşmeli manifestolardan ayrı tutmamız gerekir. Bunu vurgulamak için genelde ilk ittifaklara ön ittifaklar tanımını yapmaktayım.

Neden ön ittifakları, günümüz ittifaklarından ayrı tutmalıyız? Ön ittifak söyleminin önüne bir ön takısı eklendiği için mi, bunları birbirine karıştırmayacaktık? Tabii ki hayır.

Ön ittifaklar zorunlu olarak üreten ilişkiler bağıntısı içinde olan seçme ayıklamayı yapılmakla ortaya çıkan; üreten ilişkiler nedenle bir üretim hareketi başlatan ve üretim hareketi entegrasyonlarını oluşturmakla, günümüz ittifaklarından ayrılırdı.

İlk ittifaklar üreten grup ilişkili, ilahlar arası ittifaklar olduğu için bunlara ilahi ittifaklar da diyebiliriz.

Bizler 4 türlü ittifak tanımlayabiliriz. Bunlardan ilki; ilahi ittifaklardır. Yani ön ittifaklar veya ilk ittifaklardı. Meşruti ittifaklardı. Bu ittifaklar kendi ittifak eksenleri içine üreten ilişkiyi ve üretim hareketini esas almakla, meşru ittifaklardı.

Ön ittifaklar gerçek bir üretim ilişkisidirler. Gruplar arası bağıntılı üretim hareketini başlattılar. Üretim hareketi entegrasyonunu ortaya koydular. Birleşen üretim hareketi nedenle hacim ve yüzey alanlarını üreten satıh olarak ta büyüttüler. Ve üretimi genişleyen satıhta yaydılar.

İlahi ittifakların bir tek nedeni vardı. O da ve hepsi de üretimdi. Yani emekti. Bir meslekti. Hareketin merkezine belirleyen olarak üretimi ve ürün değişimini esas almakla diğer her şeyi bu eksene endekslediler.

İlahi ittifakın güvenlik savunmasını yapanlar yaptıkları savunma nedenle bu eksenden neşvü nema alıyordular. Savunma da bu eksene hem hayatiyet veriyordu. Hem de kolektif çevrime süreklilik katkısını veriyordu.

İlahi ittifakları karşılıklı üretim ve tüketim yapmayı değişme içinde yüküm kılan emekler ekseni belirliyordu. İlahi ittifaklar kolektif katılımlı, paydaşlı ittifaklardı. İlahi ittifakların geri çağrışma referans noktasını farklı tür ürün ürettirme ve farklı tür kullanım değeri olan tüketim olanakları belirliyordu.

Kolektif katılım, kolektife paydaş oluş geri çağırmalı referans noktasını belirliyordu. Düzeltme hareketi de doğrulama hareketi de bu referans noktalarına göre yapılıyordu. Ön ittifaklar üreten iradeyle bir araya gelmiştiler.

Tarih sel olarak dört tür ittifakla karşılaştığımızı belirtmiştik bu ittifaklar serisinde olan ikinci tür ittifaklar, üreten ilişkiler üzerine değildi. Aksine üreten ilişkiyi keyfi nedenle paylaştıran soyut anlamlaydılar. Kolektif yarar ya da genel yarar yerine, özel yarar veya kişi yararı ya da kişi seçkinciliği ortaya koyan kutsamalardı.

Kişi yararını ortaya koyan izah; akla, fikre, gerçek bağ ilişkilerini izaha dayanmıyordu. Kişi bencilliğine hitap ederek kendisini ortaya attı. Bu tür aldatan tuzaklı mana ilişkileri, üretim hareketini veren kolektif üretim gücünden ilham edilen öznel olarak kişi tamahtı kurgularla yansıyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.