Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Yokuş yukarı olan alan etkisine karşı enerji düzenini koruma işini yaparken, hem daha çok enerji harcayacaksınız; hem de en az enerji harcanmasını gerçekleştirmek isteyen düzen ve düzenlemenin içinde olacaktınız. Bu tutum ekstrem durumla, ekstrem enerji düzeniydi. Bu ekstrem durum ve bu ekstrem sonuçlu konum, taşın içinde veya taşın kendisinde yoktu. Hücre düzlemli dıştaki bu tür yapıların kesikli sürekli durumlarla var oluşu hayatı çeşitli kılmaktadır. Pasif te olsa bir enerji düzeni olmakla ne taşa var oluş değildir diyebiliriz. Ne de var oluşlarla canlanana hayat değildir diye biliriz. Ne de kolektif üstü süreç olarak geleceği ile belirmeden kolektif sürece nokta koyuşla, topluma; kolektif zekâya ve kolektif yaşama; tek başına yaşam (hayat) diyebiliriz. Çok değil daha dün, yani 12 bin sene kadar önce kolektif zekâlı, kolektif üretimle olan bir yaşam yoktu. Nasıl daha dünkü kolektif zekâ ve kolektif üretimle olan yaşam, kendi öncesi yaşam değilse; kendi öncesi olmayan da, dünkü yaşam da ve şu anda simülasyon evrenlerini deney yapan yaşamlar da şimdiki yaşamdan, vareste değildiler. Kuşkunuz olmasın ki hayat gelecekteki olası ve daha üst süper durumlar içinde olacak olmakla; şimdiki kolektif üretim içinde olan kolektif zekalı bir yaşam da olmayacaktır. Ama gelecekteki potansiyel durum, şimdiki gibi imajların kolektif üretimiyle olan yaşamı ve kolektif zekâ ile olan yaşamı da (hayatı da) içerecektir. Lakin gelecek yaşam, kolektif üretime ve kolektif zekaya indirgenemez olacaktır. Yani bu demektir ki olanı olmayana erg yapmayacağız. Yani bu sonradan olanın, önceden olana indirgenemeyeceğidir. Nasıl yalıtım, bütüne ait imajın eksiğini türlü yollarla tamamlıyorsa Bu kes de hayat sentezin, eksiğini tamamlıyordu. Bu günkü kolektif donanımlı yaşamı, taştaki kristalize enerji düzenli boyut oluşun içine indirgeyemezsiniz. Ama taşın kristal boyutlu enerji düzen imajı olan yansıma imli gölgelerinden de kurtulamayacaktınız. Taşa da yaşamın ön porto tiple, hayatın bir var oluş boyutu değildir diyemezsiniz. Unutmayın ki hücrenin özelleşen bir durumla karaciğer olup kendi tekil hayat sal olaylarından vaz geçmesi, bir çeşit intihar ve ölüme sapmıştı. Bu gibiden seçenek olan tercihle hücrelerin ölümü yeğleyen tutumlarının gerisinde ne vardı? Kuşkusuz hayat vardı. Hayatta olmak vardı. Kuantum dünyaya göre makro dünyaya doğru gelecek zaman içinde taşı ortaya koyan örgütlenme kristal oluştu. Kristal enerji düzenli entegre süreç düzlemi içinde de bağ ilişkiler vardı. Bu kabil ilk tür porto tip bağcı eylemlerinin sıçrama yapması ile ancak hücrelerin bu tür moleküler bir organik yeğlemeyi yapması olası olacaktı. Üst olan hücre, altı olan kristalize yapılarla ile vardı. Ve üst olan hücre alt olan kristalize düzleme indirgenemezdi. Yani üst olan alt olanla vardı. Taş düzenli enerji kristali imajlı alt yapı yansımasının molekül transferi de kendisinden sorasıyla vardı ama kendisinden sonrasından haberi yoktu. Bu hal transferleri ile en alt yapı bir üst yapıya dönüşüyordu. Bir üst yapı kendisinden sonraki üst yapıya göre alt yapı olmakla giderek kolektif süreçleri ortaya koyacaktı. Hayat taş enerji düzenli yansıma imajlarındaki doğumlarıyla taş olmayan imaj kopyalarıyla bugünkü ve gelecekteki her bir müstakbel hayatlarla vardı. Bu çalışma kısmen ya da tümden yanlış olabilir. Ama çalışmanın ana dinamiği bilim sel verili bir mantığı içeren fikri bir yazı çalışma tartışması ortaya koymakla, yepyeni bir savlamadırlar. Çok dikkatle, sözcük-sözcük; cümle-cümle; cümle ve sözcük üzerinde durarak sindirme özümsemesi içinde okunmalıdır. Olam içinde olan her bir potansiyellerin hiçbiri diğerlerine göre ne hayattı ne de yaşam değildi. Siz hayat şudur diyemezsiniz. Çünkü her bir hayat değişken olan, her bir çevreye göre öğrenme, tutumu olmakla olası bir entegre aşkın oluşun içinde yeni enerji düzenlerini ortaya koymaktır. Siz şu hayattır dediğiniz an, değişen gelişen yeni bağıntı ve yansımalarla çevresiyle birlikte kendisinin değişme dönüşme ve karmaşık bir dinamik ilişkisi içinde olan hayatın, az sonra artık o olmadığını göreceksiniz. Hayat süreklilikle var. Kesikli durumla bir mana ve lezzet olmanın hayatı taşıyıcılığı olan belirme ölüm ve gelip geçicilikti. Süreklilikteki imaj nereden geliyordu? Geçmiş referansın kesikli sürekli olan imajlarıyla tür üzerinde geleceğe kesikli sürekli edilen transferinden ileri geliyordu. Taş, kendi enerji düzenli var oluşuyla beliren ilke sel sürecin porto ilkeleri ile bileşen porto imlerin imge ve imajlarıyla bağıtlanmakla bizlerde de devam etmeseydi bizler; yaralanan, yıpranan, kopan organ ve dokuları ortaya koyan çeşitlilikteki bir hayat düzeninin içine geçemezdik.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |