..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




5 Eylül 2019
Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 11  
Bayram Kaya
Vücudumuzda on trilyon hücre de olsa, kök hücreler sınırsız olanın sınırlı olanıydı. Bu birinci kısıtlanmaydı. Vücudumuz da her sayıda kök hücreyi içine alacak bir büyüklük olmamakla on trilyon kök hücreyi içine de alsa bu kök hücrenin vücudumuz içinde sınırlı olacağı anlamındaydı. Yani bu durum ikinci bir sınırlanma olmakla kök hücrelerin kanser gibi çoğalma şansı bastırılmıştı.


:FBC:
Çevrenin besin kaynakları kıttı. Yani besin kaynakları sınırlı dünya ile sınırsız değildi. Ölmeyen bir hayat, giderek zaten sınırlı olan bu besin kaynaklarında yoksun kalacaktı. Böyle olunca da türün hayatı yok olacaktı. Var oluş kendisine karşın oluşla kendisini sürdürüyordu.

Bunu basitçe şöyle söyleyebiliriz. Var oluş ve hayat boş olan yanında doluyor. Dolu olan yanında boşalıyordu. Var olucu bir akış seyrine göre o akışın boş alanı içinde yeni bir akışla yeni bir var oluş, örneğin hayat doğuyor.

Hayatın kendisi de çevreye bir girişme bir etki bağıntı olmakla çevre içine kendi boşluk alanı ile doğmakla yepyeni akla hayale gelmez girişmelere yeni bir olgu ve olay oluyordu. Kendi boşluk alanı içinde dolan, kısımla boşalıp ölüyordu.

Yalınız bu dolma boşalma süreçleri yeknesak oluş içinde tekdüze bir gidiş geliş değildiler. Artık kişi ne kişisi hayattı ne kişi kişisi akıldı. Kişide olmayan akıl ve kişide olmayan hayat ta sosyo toplumsa akıl ve sosyo toplumsa hayattı. Sosyal hayattı, sosyal akıldı. Toplumdu. Toplum sal hayattı ve kolektif akıldı.

Her gidiş geliş ya da her dolma boşalma süreçleri, niceli birikimle nitelikli imajların imgesiydi. Yeni embriyo bir öncesinin imajı üzerine ama bir öncesinin imajı üzerindeki evrimsel imgelerle bir önceki imajdan farklıydı ve bu nedenle bir öncesinde kendini veren hayat imajın, kendisi değildi.

Evrim hayatı (hareketi-eylemi) ya da var oluşu devam ettirme yönünde bir etkiydi. Bu etki efekt sürekliliği tıpkı bir elektromotor kuvveti gibiydi. Çevre değişmesi, çevredeki her bir olgu ve olay için yeni durumla sizde yeni bir boşluk alanın doğmasıyla dolması olan etki tepki sürecini oluşur.

Soğuk tarafında dolan çevre alan, ısınma eksikliği alanında boşalmaya başlar. Sıcak tarafa boşalırken, sıcak tarafla dolar. Sıcak tarafta dolan soğuk tarafın boşluğu içinde soğuyarak boşalır. Çevre bu tür bin bir girişmesi içinde sizdeki boşluk doluluk çevrimini kontrol eder.

Soğuk bir çevreyle ile ısınacak bir boşluk alanı belirir. Isınan bir çevre ile dolan soğuk hava, soğuyacak bir hava boşluk alanı ile belirir.

Evrim hayatı embriyo bazdan alıp, embriyo bazın boşluklarını doldurup yeni bir sperm ve yumurta gibi eşey durumlar boyutunun boşluğu içine imaj olmanın imgesiyle dolar. Yeni bir embriyo sürece kadar buradaki evrimim işi biter.

Yani hayat bazında evrim embriyoyu yeniden eşey yapacak süre kadar bir çevresel etki tepki ya da boşluk dolulukla etkidir.

Hayatın bakteri yaşamı gibi sürekli olan yoldan bölünüp çoğalmayı yapamamasının bir nedeni vardı. Hayat çok hücrelilik düzlemi içinde bakteri gibi kalamamakla bir özelliğini yitiriyordu. Yitenin özelliğin boşluğu içindeki alanda yeni bir özellikle doğuyordu.

Yiten özellik bakteri gibi sürekli bölünme oluşun özelliğiydi. Kazanılan özellikse bakteri de hiç olmayan hücreler arası kolektif ligin ortaya koyduğu birim sentez süreçler zamanıydı.

Hücreler sentezi birleşip özelleşmekle bir özel görevi yerine getirmekle artık o eskisi gibi sürekli ikiye bölünen özdeş hücre değildir. Özel görevle doku ve organa dönüşen hücre artık kendi başına sınırsız bölünememesi ile size yeni bir hayat vermiş ve sizinle de ölümü sırtına sarmıştı.

Özelleşmeden kalıp, kendi kendine kopyalarıyla bölünebilen, özelleşen bu hücrelere; kök hücre diyoruz. Yukarıda da belirtik. Hiçbir kaynak sınırsız değildi. Ne dağ sınırsızdı ne ova. Dağ olanın yanında dağ olmayan iniş, alçaklık ve ova vs. beliriyordu. Değilse var oluş söz gelimi salt dağ aşaması içinde dağ ile biterdi.

Vücudumuzda on trilyon hücre de olsa, kök hücreler sınırsız olanın sınırlı olanıydı. Bu birinci kısıtlanmaydı. Vücudumuz da her sayıda kök hücreyi içine alacak bir büyüklük olmamakla on trilyon kök hücreyi içine de alsa bu kök hücrenin vücudumuz içinde sınırlı olacağı anlamındaydı. Yani bu durum ikinci bir sınırlanma olmakla kök hücrelerin kanser gibi çoğalma şansı bastırılmıştı.

Aslında kanser kök hücrelerimizin sınırsız bölünme stratejisi üzerinde olmasıydı. Fakat o kadar çoğalıyordu ki sınırlı vücudun tüm enerjisini kanserli hücreler kullanmakla, organ ve dokulara besin kalmamakla da başka bir yönden ölüyorduk.

0n trilyon gibi bir sayı ile sınırlı olan kök hücreler, özelleşen hücreleri oluşuyordu. Vücudumuzdaki kök hücre halinde kalan kök hücrelerin sayısı üçüncü kes hayli azalır.

Sayıları azalan kök hücrelerde gerektiği kadar çoğalmaları sonunda giderek çoğalamayan telomer boyu kısalmasını oluşturmakla süreç bölünemeyen hücreler aşamasına gelir.

Ve bölünemeyen telomer boyu aşamasından sonraki birkaç yıl içinde de ölürüz. Zaten hücreler çoğalsa bile sınırlı olan vücut yapımızla özümleme süreçleri hudayinabit olmamakla, çoğalmaya uygun tepki veremeyecekti. İşte size bir başka ölüm nedeni de budur.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.