Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Bu nedenle her kombinasyon her tür hayat olmakla yaşam olasıdır. Ne 48 e illa hayat budur diyeceğimiz gibi 48 i veren her kombinasyon dizisini de salt hayat bu değildir diye tariflerimiz yanlış olur. Ama hayat dediğimiz olgunun, tıpkı 48i veren kombinasyonlar gibi kesikli sürekli bir seyir ve çıkış grafiği vardır. 48 de biraz ilerisi için daha şimdiden 48 dir. Bu günkü hayatı bilmediğiniz zamanın içinde porfirinin işlevi, canlılıktı. Canlılığın, canlanma olması için kendi içinde bir işlevler bağıntısı olması gerekecekti. Yaşamın olması için de (hayatın olması içinde) hücre gibi canlanıp hayat sal olayları sürdüren yapılar hayatsa da hayat daha çok kendisi dışında olanla ilintiliydi. Farklı hücreler farklı hayat tarzı olmakla hayat hücreyle beraber, hücrenin dışındaydı Hücreler dışındaki hayat hücreler arası bir birleşme bağıntı olmakla ve türsel bir bağıntı olmakla hayat türlerle hayattı. Ama bu günkü hayata baktığınız zaman porfirinin hayatla alakası yoktu. Lakin porfirinsiz ve onun gelişmiş şekli olan klorofilsiz bir ikame oluş ta hayat değildi. Kemosentez yapan canlılar klorofilli canlılar gibi hayatı veren çeşitlilikteki kombinasyonlardandır. Simbiyoz yaşam yardımlaşan dayanışan yaşamdı ama kolektif yaşam ve sosyal yaşam değildi. Bitkiler dışta paylaşılan bir sosyal yaşam ortaya koyamazlar. Klorofilsiz hayatlardan olan hayvanlarsa sosyal hayatı olan yaşamlardı. İnsanın ise sosyal hayattan başka klorofilli hayatı kendisi için üreten bir toplumsal hayatı vardı. Klorofil hayat değildi ama hayat saldı. Ya da hayattı da kendisini kopya yapan işlev; hayat mı, değil mi? Ya da kendisini kopyalayamama hayat sal değil miydi? Bir inşa planını oluşmanın kopyalanması, bir mitokondri yal metabolizma yapışın çevrimi ve korunumu vs. hayat değil miydi? ya da hayattı da illa hayat sal mı değildi? Hayatı olgulayacak süreçler en birim durumdan en hücresel senteze kadar uzarken, oradan hücreler sentezine; hücreler sentezinden özel ve özelleşmiş dokulara, dokulardan organlara organlar sisteminden organizmaya, ya da bedene veya vücuda yol almakla organizmalarla dıştan yaptığı bir ilişkiyle sosyal hayata, oradan da üreten topluma ulaşan hayat, bir ucuyla uzaya giden, simülasyon yapan toplumsal sentezle hayattı. Kısaca hayat; en temel birimden, en gelişkin toplum ötesi hayata kadar türlü türlü biçimle ve evrimle vardı. Evrimin yasaları hayatı ortaya koydu. Hayat ta evrimin, simbiyoz yaşam gibi diğer birçok kuvvet yasalarının katalizörlüğüne göre akış yapıyordu. Hayat işlev durumla işlev durumun kendisini yalıtan bir kılıfa girip yalıtma olanın kendini sınırlaması içinde tek hücreyle başladı. Çok hücrelilik bir analoji ile kolektif bir hayattı. Hayat nasıl var? Sorusuna cevaben canlılık olan işlev oluşun yanında, işlev oluşlar entegrasyonlu, kolektif oluşumları belirtmek bir başka yanıttı. Hücre bir işlev zamanı, kolektif sürece çevirdi. Nasıl bu günkü toplum ve hayat; 12 bin sene öncesindeki toplum değilse veya on iki bin sene öncesinin hayatı değilse ve biz bu on iki bin sene öncesine hayat değil diyemeyeceğimiz gibi üç milyar yıl öncesi polimeri olan yapılar entegresine de hayat değil diyemeyiz. Nasıl on trilyon sayma sayısının veya rakamının akıl almaz ilişki ve karmaşıklığına bakarak bir rakamı veya bir sayma sayısı rakam veya sayı değil diyemezsek yahut ta sıfıra rakam değil diyemezsek; bugünkü hayata bakarak mitokondriye de hayat değil diyemezdik. Nasıl sayma sayıları ya da sıfır hariç pozitif doğal sayıların tümü bire bir eklemekle (1 + 1 + 1...) elde edilmişlerdir. Bu şu demek pozitif tam sayıları veren tüm nitelik değerler birin, bire olan entegrasyonlarıyla elde edilir. 1 sayısı da 0,9 + 0,1= 1 olan kesirli sayılardan oluşur. Kuantum düzlem içinde spin sayıları, yük sayıları ve atomu oluşan kuantum nicelikler tam sayılar olabildiği gibi kesirli ya da ondalık sayılardan da oluşur. Bire bir eklenen bu tanıma göre 2+3 = 5 olduğu gibi [(1+1) + (1+1+1)] = 11111= 5 tir. Bu kombinasyonlar çok önemlidir. Hatta 3 + 2 = 5 olan kombinasyon 2 + 3 = 5 olan kombinasyona göre etkileşim olarak özellikle genetik baz dizilimi içinde çok önemlidir. Böyle bir kombinasyon içinde permütasyon etkili bir dizilim ortaya konacaktır. İki tane bir birimin toplamı iki tane bir birimdir. [(1 +1 = 11)]. Veya 1+1in toplamı tümleşik şekilde 2 olmakla, iki tane bir birimin toplamı bütünleşik biçimde 2 olmuştur. Ya da bazen de 3 + 4 = 7 gibi tümleşik sayıların toplamı yine tümleşik sayıdır. Bu girişmeler anlam olukla sonuç etki olarak aynıdırlar. Ama sonuç etkiyi ortaya koyan parça ilişkenliler ve özellikleri ve işlevleri çok farklı bir sentez durum sürekliliği ortaya koyacaklardır. Yani sonucun da yedi tane bir olması ile yedi tane bir olmanın tümleşiği olan 7 olmasının miktarları eşitken, kullanım ve işlevleri çok farklıdır. Şöyle bir örnek vereyim bir birim kütle olan bir kaya düşünün. Bu kaya yüz bin parça birim nicelikten oluşmuş olsun. Kütle olan kaya ile yapacağınızı, on bin parça olan birimle yapamazsınız. On bin birim parça ile yapacağınız işleri de kütle şeklindeki kaya ile yapamazsınız. Ben kayayı parçalamakla parçanın işlerini yaparım; ya da parçaları birleştirerek bütün kayanın yapacağı işi yaparım diyorsanız, konuyu anlamıyorsunuz demektir. Hayat bazı türlerde kütlenin ilişkin girişmesini kendisine baz alırken bazı girişmelerinde de aynı miktar kütleyi, parçalı ilişkiler girişmesine göre düzenler. Bazen de her iki ilişkin ligi aynı yalıtımlı ortam içinde kullanır. Hayat ta porfirine, mitokondriye, ribozoma, sentrole vs. bire bir ekler. Ve birçok olana bir ekleyen hücre, yeni bir hayattı; sonsuz ve birçok hayattı. Hayat nasıl var derken hayat birçok işlev katılımla yeni bir ilişkindik ile hayattı. Yaşam (hayat) bir ve birçok ilişkindik ile her daim ve her durumla birle kesikliydi. Bir çokla sürekliydi. Süreklilik ilişkindik bir özellik ve sinerji ya da havaydı. Yine hayat, evrimsel bir sürecin her bir evresiyle geçmiş ve şimdiydi. Geçmiş ile kesikli, şimdi ile sürekli ve gelecek ile de daimdi. Hayat nasıl vardı? Zıtların varlığı ve birliği evrensel bir yasaydı, örneğin eylemsizlik yasası durağanla devimli olan zıtların varlığı ve birliği oluşla beliriyordu. Eylemin eylemsizliğe, eylemsizliğin eyleme dönüşme zıtlığı ile direnç firen ilişkisiydi. Hayatla bunlar bir sıra bir düzen ilişkisiydi. Hayat, geçirgenlik, geçirgen olmamakla vardı. İşlev durumların ağız-anüs gibi doğrusal çift yanlı sistem olmasıyla, ikisinin arasında sindirim sistemi vardı. Yine ön ve arka, sağ ve sol, üst ve alt gibi kavramların bulunduğu simetriyle vardı. Bilateral yani iki yanlı simetriye sahiplik bizlerin kuşların vs. hayatında olandı. Derisi dikenlilerdeki gibi sünger gibi boydan boya radyal simetri ve tek hücrelilerdeki gibi ışınsa simetri bu tür var oluşların her biri ayrı ayrı simetri boşluk alanının doldurma olmanın akışlı eylemliliğiydi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |