..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Osman AKTAŞ




26 Ağustos 2019
Alışılan Ölümler  
Osman AKTAŞ
Şehidimiz var. Şehidin olmadığı bir gün mü var? Toplum şehit haberlerine alıştırıldı. Artık sıradan bir magazin haberinden farklı verilmiyor. Toplum "nasıl olsa şehit var" düşüncesiyle hareket edecek duruma geldi. Şehit, hangi aileden ise, acıyı yaşayan da o ile dışında kimse olmuyor. Hatta daha da kötüsü, o acı ile konuşan bir aile ferdinin başına gelmeyen kalmıyor.


:HBG:
Şehidimiz var. Şehidin olmadığı bir gün mü var? Toplum şehit haberlerine alıştırıldı. Artık sıradan bir magazin haberinden farklı verilmiyor. Toplum "nasıl olsa şehit var" düşüncesiyle hareket edecek duruma geldi. Şehit, hangi aileden ise, acıyı yaşayan da o ile dışında kimse olmuyor. Hatta daha da kötüsü, o acı ile konuşan bir aile ferdinin başına gelmeyen kalmıyor.

Ne kadar söylesek boş; aynı tas, aynı hamam... Alan ve düşünen yok. "Kişi bizden olsun da, ne olursa olsun. Başka biri kötülük yapana kadar, bizimkiler yapsın" mantığı kırılamıyor.

2002 yılında AKP hükümeti devraldığı zaman, ekonomi çökmüş, Mesut Yılmaz denilen alçak, Tansu Çiller’le çalıp çırpıp bitirme noktasına geldiklerinde, Mesut Yılmaz TV kanallarında yaptığı açıklamada ülkenin iflasını bildireceklerini söyleyecek kadar kof ve alçakça bir tutum sergilemekten imtina etmiyordu.

Evet, ülkenin ekonomisi bitmiş, bitirilmiş, dünya bankası ile Kemal Derviş denilen ilkel mahlûka bırakılmıştı. O da üst düzey yöneticiler haricinde, anamızı dinimizi ağlatarak, herkese kemer sıkma politikası uygulamaya başlamıştı. Şimdiki gibi…

Ordu her şeye rağmen ayaktaydı ve ülkenin hiç bir yerinde artık PKK baskınlarından söz edilmiyordu. Ortada PKK'lı diye birileri kalmamıştı. Arada bir Avrupa ülkelerinin birinden bir kaç çatlak ses geliyordu, o kadar.

Peki, ne oldu. 2002 seçimlerinde kurdukları tiyatro ile halkın bocalama evresini iyi değerlendirip, Avrupa ve Amerikalıların değimiyle "Ilımlı İslam" başa getirildi.

Bizim halkımız sık olmasa da arada bir "Ertuğrul Yasası"nı hatırlayıp, mazlumdan yana olabiliyor. O zaman bir mazlum yaratmak gerekiyordu, 28 Şubat'ta bu mazlum yaratılmaya başlandı ve Ziya Gökalp'ın "Asker Duası" adlı şiirin son bölümünü okuması ardından halkı bölücülüğe teşvik etme gerekçesiyle Sayın Tayyip Erdoğan mazlumluktan yargılanma sürecine girdi ve mahkûm edildi. Böylece mazlumluk aşaması tamamlanmış oldu. Okuduğu şiirin yazılış tarihini bilmiyorum. Sanırım Türk devletinin yeni kurulduğu zamanlar olmalı. Henüz cumhuriyet ilen edilmeden önce… Zaten bu oluşum planlandığı için, o şiir olmasaydı da, başka bir sudan gerekçe bulunarak, bu mazlumluk oyunu gerçekleştirilecekti ve öyle de oldu.

Bunca güven, bu samimiyet ne getirdi, ona bakalım. İlk kez devletin hantal ve zarar ettiren kamu iş yerleri Tansu çiller döneminde satılmaya başlanmıştı bu satışlar son derece hızlandırıldı. Bir ara konuya açıklık getiren dönemin maliye bakanı Unakıtan, "Getirisi olan her şeyi satarız" demişti mealen.

Ve sattık... "Kürt Açılım" adı altında PKK'ya Güneydoğu Anadolu halkını sattık, orada görev yapan polisleri sattık, askerleri sattık, memurları sattık... PKK’lılar öyle ki, resmi güvenlik görevlisi gibi giriş çıkışlarda kimlik kontrolleri yapmaya başladı. Her yere tüneller kazdı. Her yeri mayın tarlasına çevirdi. Hulasa, bitkisel hayata girmiş bir örgüte yaşam kaynağı sunuldu. Onlar da ülkenin her yerinde at koşturmaya devam ettiler.

Seçim zamanlarında bir durup, bir eylem yapmaları da hayli ilginçti... Ve ölümler... "Halkı PKK'dan kurtarıyoruz" diye yapılan operasyonlar... Sokak ortasında ölenlerin kalan cesetleri… Açılmasına izin verilen tünellerin ele geçirilmesi için orada verilen mücadele ve ölen asker ve polisler... Her gün şehit, her gün şehit... O günden bugüne şehitsiz günümüz yok.

Sonra Suriye ve Esat meselesi... Esat’la tatil beldelerinde gündelik sıkıntıları atarak eğlenen ve birbirlerine sarılıp kardeşim diyenler, birden bire Amerika Esat’ı halk düşmanı ilan edince, Esat’ı devirmeye kalktılar. Karışan Suriye ve iç huzurun olabildiğince bozulması... PYD, YPG, IŞİD, PKK Güvenli Bölge, derken şehit sayısı da artmaya devam ediyor.

Öyle alıştık ki şehit haberlerine, yazımın girişinde de belirttiğim gibi magazin haberinden bir farkı yokmuş gibi geliyor. Konuya dair çokça yazı yazıldı. Ama utanma olgusunu gördüğü destekten dolayı umursamayanlar için ne söylenebilir ki...

Acaba dünyada ölüme gönderdikleri kişilerin ölümünü mukaddes görüp, sevinç duyan ve bunu da bir dini kisveye büründüren kaç ülke var?

Ya Rab! Sen her şeye kadirsin. Bundan zerre kuşku duymuyorum. koruması gereken canlıları korumak yerine, onların ölümünden duygusal rant sağlayanlar için gerekeni sen yap. Sen şahitsin olup bitene. Kimsenin hakkını kimsede koymayacağını biliyor ve iman ediyoruz, ancak bunu çabuklaştır Ya Rab.

26 Ağustos 19
Gölcük



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
10 Kasım
Sefiller ve Sefilliğe Kefiller
Millet Olmak İçin Toplumsal Değerler
Çağın Ütopyası
Bu Vatan
Yusuf Kuyusu Ya da Milli Eğitim
Vicdansız Medya Cahil Toplum
Sosyal Medyada ve Tanıtım Panolarında Dilencilik
Büyüklerin Toprak Kapmaca Oyunu
Yusuf Tekin Tekke ve Zaviye Bakanı mı

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İslam ve Rejim
İrade ve Kudret
Kanlı Temmuz
Devrimci Bir Derviş: Mehmet Akif
"Kadın Şairler Aşktan Bahsettikleri Zaman" Üzerine Birkaç Söz
Göğüs Kafesinde Kuş Yetiştiren Şair: Şükrü Çanku
Yazar ve Şairlerin Değişen Anatomisi ve Sosyal Statüsü
Kanlı Temmuz
17 Eylül ve Ülke Kaderini Değiştiren İdamlar
Sabahattin Ali

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Veda Partisinde Veda Hutbesi [Şiir]
Düş Geçiti [Şiir]
Saat Gökyüzüne Yaklaşıyor [Öykü]
Efsun [Öykü]
Sevgi Ya da Aşk Algısı [Deneme]
"Korkma Sönmez... "" Şairi [Deneme]
Aşkın Tarifi [Deneme]
Doğanın Çılgın Yaratığı ve Aşk [Deneme]
Bugün 23 Nisan [Deneme]
Eros'a Rekabet [Deneme]


Osman AKTAŞ kimdir?

1965 Erzurum doğdu. Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sırasıyla Van, Bartın, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öğretmen olarak görev yaptı. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaşık 40 yıldır şiir,öykü ve eleştiri yazıları yazmakta. Eserleri: 1. ayArsız; Uludağ Yayınları 2007 (Şiirler) 2. bermudayı tek geçmek; Cinius Yayınları 2016 (Şiirler) 3. AsiMilat(ör); Cinius Yayınları 2017 (Politik Denemeler) 4. (D)OKU(N)MUŞTUK; Cinius Yayınları (Kitap Eleştirileri) 5. cennet cazgırları; Cinius Yayınları 2017(Şiirler) 6. çorak düşler ülkesi; Cinius Yayınları 2018 (Şiirler) 7. Yağmur Yankıları; Artus Yayınları 2018 (Öyküler) 8. Sessiz Çığlık; Cinius Yayınları 2018(Kitap Eleştirileri) 9. dar vakitte aşk; Cinius Yayınları 2018 (Şiirler) 10. Âşık Hüseyin Fizâhî; Cinius Yayınları 2018 (Şiirler) 11. Şuaraya Elhan Olmak; Cinius Yayınları 2019 (Şairler Üzerine Denemeler) 12. ναυάγιο αγάπης (enkaz-ı aşk): Cinius Yayınları 2019 (Şiirler)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.