Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
El cevap: Ne düşünmüyorum ki... Gecenin hiç bitmeyecekmiş gibi uzamasını, güneşin neden bu kadar çabuk battığını, insan denen yaratığın bu ihtirasının neden kaynaklandığını, servet ve benlik uğruna dökülen kanları, ayağında yırtık ayakkabıdan başka serveti olmayanları, çocuğunu manav önünden geçirmek zorunda kalan bir babanın ceketiyle çocuğunu perdeleyip meyveleri görmesini engellemesine sebep olanları, aynı babanın sırf namaz kılıyor diye, kendisini sömürenlere destek vermesini, ülkenin yarısının kendilerine oy vermiyorlar gerekçesiyle kâfir ve terörist ilan edilmesini, kimsenin de buna ses çıkarmasını, yönetenlerin kendi istediklerine karşı çıkıldığında, nasıl saldırganlaşabildiklerini, bu tür ruhsal bozuklukların toplumun her kesimine nasıl sirayet ettirildiğini, poşetleri paraya bağlayıp doğayı koruduklarını söyleyenlerin, ülkenin her yerinde rant için nasıl doğayı katlettiklerini, "Öldüm, vurmayın” diyen birinin ölüsüne bile vurmaktan çekinmeyen, vatandaşını sözde korumaya yemin edenleri, on dört yaşında ekmek almaya çıkan bir çocuğun öldürülüşünü teröristlikle bağdaştıranları, kadınları sokak ortasında türlü gerekçelerle öldürenleri, bu ölüme seyirci kalanları, bu alçakları iyi halden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakanları, dokuz yaşında bir çocuğa nikâh kıymayı erdem sayanları, bunu nefsinde olgunlaştırıp, bu zihniyettekileri destekleyenleri, bir buçuk yaşında bir sabiye tecavüz edip parçalayanları, tecavüz edilen çocukların kendi rızası olduğunu iddia edenleri, bu insanlık suçunu işleyenlerin iyi halden ceza indirimi almalarını, bunlara "Bir kereden bir şey olmaz", "Dışarıda ne işi var. Herkes çocuğuna sahip çıksın" diyenleri, bitmiş bir örgütün yeniden yapılanmasına fırsat verenleri, bu terör örgütüyle mücadele ediliyor, diye binlerce asker ve polisin hiç uğruna öldürülmesini, şehit yakınlarının tehdit edilmelerini, görevden alınmalarını ve haklarında dava açılmasını, bir seçim kazanma çabasında, her yolu meşru sayıp, bir teröristin devlet kanalında konuşma yapmasını sağlayanları, Abdullah Öcalan denen teröristle kaç kez pazarlığa oturulmasını, sürekli birileri tarafından kandırılıp bu huyundan bir türlü vazgeçmeyi bilmeyenleri, Ergenekon, Balyoz, Ay ışığı, Sarıkız adlarıyla türetilen sanal darbe girişimleri sonucunda bir ordunun nasıl bitirildiğini, yerlerine kimlerin nasıl terfi ettirildiğini, sonra bu cevherlerin 15 Temmuz'da yeni bir mağduriyet yarattıklarını, 250 suçsuz insanın nasıl ölümüne seyirci kalındığını, sivil saldırganlar tarafından dünyadan haberi olmayan, ya terhis bekleyen ya yeni askere alınmış silah kullanmayı bilmeyenlerin nasıl dövüldüğü ve gırtlaklarının kesildiğini, bu günün kimin ve ne için bir zafer olduğunu ve hâlâ bütün bunları meşru sayıp, birbirini kutlayanları düşünüyorum. Hak ve adaletin olmadığı yerde zalimle mücadele ederken ölmemin şehitlik olduğunu düşünüyorum. Ve en önemlisi de her şeye rağmen, bu vatanın benim ve benim gibi düşünenlerin olduğunu düşünüyorum sayın facebook. Sen ne düşünmüyorsun? 10 Temmuz 19 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |