..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > M.NİHAT MALKOÇ




17 Mayıs 2019
Belki Bu Bizim Son Ramazanımız Olacak  
M.NİHAT MALKOÇ
Dün, bugün ve yarın… Zaman bir sacayağı misali… Dün geçti, bugün yaşanıyor, yarın henüz gelmedi. Yarının gelme ihtimali ne kadarsa, gelmeme ihtimali de o kadardır. Böyle düşünüp hayatımızı bu minval üzere devam ettirmeliyiz. An, yaşadığımız andır. Yarınlar meçhuldür. Bugünü değerlendir(e)meyip yarına güvenip dayananlar, basiret fakirleridir. İnsanın ömür sermayesinin ne kadar olduğu belli değildir. Resulullah’ın dediği gibi “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmalıyız.”


:FJD:
M. NİHAT MALKOÇ

     Dün, bugün ve yarın… Zaman bir sacayağı misali… Dün geçti, bugün yaşanıyor, yarın henüz gelmedi. Yarının gelme ihtimali ne kadarsa, gelmeme ihtimali de o kadardır. Böyle düşünüp hayatımızı bu minval üzere devam ettirmeliyiz. An, yaşadığımız andır. Yarınlar meçhuldür. Bugünü değerlendir(e)meyip yarına güvenip dayananlar, basiret fakirleridir. İnsanın ömür sermayesinin ne kadar olduğu belli değildir. Resulullah’ın dediği gibi “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmalıyız.”

     Bu ramazan sizin son ramazanınız olabilir? Bunu hiç düşündünüz mü? Geçen yıl oruç tutanların bir kısmı bu ramazanda aramızda yok. Onlar ebedî uykularına daldılar. Onlar için imtihan bitmiştir. Önceki yıl ramazanda aramızda olan kişiler bu yılki ramazana erişemeyeceklerini düşünmüşler miydi acaba? Bu kişiler arasında yaşlılar olduğu gibi, gençler de vardı. Şimdi onların boşluğu evlerinde ne kadar da hissediliyor. Artık onlar için oruç da, iftar da, sahur da, teravih de söz konusu değildir. Dünyada iyi bir imtihan vermişlerse ne mutlu onlara!... Bunun aksini düşünmek bile istemiyorum. Zira orda hesap pek çetindir.

     Bu yıl ramazana erişen, orucunu sağlık ve afiyet içerisinde tutanlardan bir kısmı gelecek ramazanda aramızda olmayacaktır. Bu kişilerden birisi de siz olabilirsiniz. Durum bu iken nasıl olur da ramazan orucunun hakkını vermeyiz? Oruç tutarız da beri taraftan da günah işlemeye devam ederiz. Orucu sadece midemize tuttururuz; diğer uzuvlarımız oruca iştirak etmez. Gözlerin orucu harama bakmamaktır, ellerin orucu haramdan kaçınıp helal yoldan rızık edinmektir. Ayakların orucu hayırlı yerlere gitmek, şerden uzaklaşmaktır. Kulakların orucu kötü söz söylenilen, gıybet ve iftira edilen yerlerde bulunmamak, bu gibi çirkin sözleri işitmemektir. Dilin orucu kötü söz söylememek, gıybet ve iftira etmemektir. Ancak böyle bir oruçla Allah’ın rızasını kazanabiliriz. Böyle bir oruç bizi sıddıklar arasına katar.

     Ölüm kime ne zaman gelir bilinmez. Bu bizim son ramazanımızmış gibi samimiyetle ve takva üzere orucumuzu tutalım. Ramazan geldi diye işlerimizi de aksatmayalım. Dünya işleriyle ahiret işleri dengeli yürüsün. Zira İslam dengeli yaşamanın adıdır. Gün boyu oruç tuttuktan sonra iftarda tıka basa yemek doğru bir davranış değildir. Yemekte de ölçü üzere hareket etmeliyiz. Sabahtan akşama kadar iftar yemeği hazırlayıp günümüzü ziyan etmeyelim. Ramazanda sadece oruç tutulmaz, diğer ibadetler de yoğunlaştırılır. Siz gün boyu yemek pişirmekle meşgul olursanız ramazanın rahmet ve bereket ikliminden yeterince istifade edemezsiniz. İftarların sade olmasında fayda vardır. Midenin üçte birini yemeğe ayırırsanız bu dinî ve sıhhî açıdan isabetli olur. Çok yemek hayvanî, az yemek insanî yönümüzü gösterir.

     Ramazanda aşırı alışveriş yaparak bütçe dengelerini sarsmak da doğru değildir. Buna gerek de yoktur. Çünkü ramazanda açlıkla imtihan ediliyoruz. Bırakın bir ay bazı nimetlerden mahrum kalalım. Ancak bu şekilde nimetlerin kadrini idrak edebiliriz. Bu ayda sofralarımızda fakir ve garibanları ağırlamalıyız. İmkânlarımız azsa azdan, çoksa çoktan ne varsa onlarla paylaşmalıyız. Sofraya uzanan ellerin hanemizi bereketlendirdiğini unutmamalıyız. Bu mübarek günlerde yoksulları sevindirmek, onların yarasına merhem olmak çok sevaplıdır. Durum bu iken bazı zenginler fakirleri değil de kendi seviyesindekileri evlerinde ağırlıyorlar. Bu da mubah olsa da asıl efdal olanı ihtiyaç sahiplerinin bu sofralarda yerini almasıdır.

     Ramazanda mümkün olduğunca manevî işlerle uğraşmalıyız. Uykuya az zaman ayırmalıyız. Orucu yatağa tutturmamalıyız. Boş zamanlarımızı dinî konularda kitaplar okuyarak geçirmeliyiz. Öncelikle ve özellikle Kur’an’ı Kerim okumalı, üzerinde düşünmeliyiz. Çünkü ramazan Kur’an ayıdır. Her ramazanda Kur’an’ı hatmetmeliyiz.

     Ramazanda namazlarımızı cemaatle kılmalıyız. Teravih namazlarına katılmalı, Müslümanlar arasındaki sosyal kaynaşmaya katkıda bulunmalıyız. Sahurdan evvel teheccüd namazı kılmaya gayret etmeliyiz. Dualarla ve zikirlerle Hakk’la aramızda muhabbet köprüleri kurmalıyız. Ramazanı hakkıyla ihya etmeliyiz. Zira bu bizim son ramazanımız olabilir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşlılara Saygı ve Hürmet
Marifet İltifata Tabidir
Oruç Kalkandır
Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan!..
Ramazan"ı Uğurlarken!..
Ramazan Bayramı Düşünceleri
Kâinatı Aydınlatan Işık: Mevlid Kandili
Ramazanı Uğurlarken...
Gül Bebek… Gül Yüzlü Yâr…
Sultan Murat Şehitlerine!..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi
Futbolun Efendisi: Fatih Tekke
Çağ Kapayıp Çağ Açan Bir Fethin Hatırası: Ayasofya
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Menzilin Mübarek Olsun [Şiir]
Alev Denizlerinde Mum Kadar Çaresizim… [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Aslan Aksoy Abimiz [Şiir]
Filistin İçin Ne Yaptın? [Şiir]
Berceste Mısralar - 303 [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.