Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Beşinci, on beşinci, yüz beşinci yaşınız biyoloji, karakter gibi bir inşanın üzerinde konjonktür el ve bir devam edişle olan bir gerçekliktir. Köleci süreç, kapitalizm, liberalizm de kolektif ligin üzerinde konjonktür el olan devamla sömüren, kolektif olmayan enfekte bir gerçekliktir. İnşa kesikli olmakla geçmiş, devamlı olgu, olay ve olayazmalarıyla sürekliliktir. İnşa, geçmişi ile bekraunt tu. Ya da inşa geçmişi ile referans sistemi olan bir geri bağlanım yasasıdır. Paranın icadı da geçmişin bekraundu olan bir zaman sürecinin üzerine bindiriliş olmuştu (modüle oluştu). Bu bindiriş sürecin konjonktür el kullanımları ile ortaya çıkan bir araçsallıktır. Nasıl konjonktürel durumla, vücuttaki beniniz, metastaz yapması inşanın bir ön görüsü değilse; yine konjonktürel araçsallılık olan para da inşa içinde çok işlevsel olan “değiştirme değeri” olarak değil de bu günkü gibi sömürü aracı ve sanal bir üretim gücü haline getirilmekle tam bir metastazdı. Bu metastazın sık sık krizlerle, enflasyonlarla kesilip atılması ve kâr, zarar, faiz, rant, kredi, vs. gibi kendisini tekrarlayan süreçleriyle yeniden ve yeniden çevrime konmasıydı. Bir grubun kendisi için yaptığı üretim çok büyük bir başarıdır. Ne var ki da ekonominin temelinde kendiniz için yapılan üretimin pek bir bahse konu olacak girişen giriştiren bir değer yapısı yoktur. Üretim deyince bir grubun karşı grup için karşı grubun da bu grup için üretmesini anlamak zorundayız. Eş deyişle; aynı ittifak içinde sığır üreten bir grup, buğday üreten grubun hem sığır (et) ÜRETİCİSİYDİLER. Hem de sığır üreten grup ekicilerin ürettiği buğdayın mütekabiliyeti tüketicisiydiler. Gruplar arası üretme girişmesi, ne lütuf için üretiliyordu. Ne bir başkasının söyleme ya da buyruğu ile üretiliyordu. Ne de üretilenlerden kâr yapılıyordu. Yani kimse ürettiğine müşteri aramıyordu. Kimse de müşteri için üretmiyordu. Üretim dediğimiz kavramın ilk ekonomi dilindeki zorunlu anlamını karşı grup için yapılan mütekabiliyete karşılık ürün olduğunu hatırlarsak; lütuf, kâr, müşteri gibi söylemlerin hiç birinin doğru olmayacağı ve anılmayacağı da çok açıktır. Kendi içinde yalıtımla olan totem meslekli bir totem grup, yalıtımlı totem yapısından ötürü diğer grubun ürettiği kunduradan sunu yapma, kurban ya da hediyeleşme yapmayı ortaya koyana kadar haberi bile yoktu. Ancak totem meslekli bir grubun dıştaki olası tehdide karşı özgün bir olanak davranışı vardı. Haliyle yamyam gruplar bu olanaktan ve bu bilgiden bu beceriden yoksundu. Totem meslekli grup yamyam grubun gerek kendilerine olan tehdidini savuşturan bir savunması vardı. Gerekse mezara konan ölülerinin yenmemesi için bir savunmaları vardı. Bu nedenle ölüleri oturdukları sedir altına gömüyorlardı. Totem mesleği o grubun yamyamlara karşı kendilerini savunma olan sunu yapıcı eylem alanlı oyuk devinmesinin önünü açmıştı. İlk sunu tipi üreten grubun gerek kendilerini, gerekse ölülerini korunması amaç için ortaya konmuştu. Yeterince av ve toplayıcılık yapamayan azgın açlık içindeki grup, bastıran karanlıkla diğer çevre gruplara saldırıp onları av yapıyorlardı. Diğerine göre daha erken bir totem mesleği içine girmiş, kendisi bu tür yamyamlık olan saldırıları azaltmış olan gruplar vardı. Bu tür bir grup zamanla yaşanan deneyden bilişle olağan olan bu taşkınlık içinde kendilerini yemeye gelenlere karşı totem mesleği olan kendi yiyeceklerini SUNMAKLA tehdidi önlemeyi akıl ettiler. Bunu önlemi kendilerinden; şimdi ile şimdi öncesinin kendi yamyam tutumlarını seyreltmekten biliyorlardı. Üretme süreci yamyamlığın frekansını iyice seyreltmişti. Yamyamlığı bırakmakla savunma durumunda kalan üreten çoban grup ya da ekici bir grup; gerek ölülerinin mezarda yenmesini önlemek için. Gerekse kendilerini savunmak için kavga etmeden daha az enerji harcamakla en kısa yolu tutmak olacaktı. En kısa yol en az enerji harcatan en az yorucu olan yoldu. Bu da yiyecek için kendilerini yemeye kendilerini av yapmaya gelen tehdit gruba karşı totem meslekli ürünleri sunmaktı. Zamanla bu sunu yapıcı davranış tekrarlarını akıl etmiştiler. Bu tür süreç yansımasıyla şunu demek istiyorum. Nasıl grup içi üreten ilişkilere kimse karar vermemişti. Kendilerine tehdit olan gruba karşı kendi totem yiyeceğini tehdit gruba sunmayı kimse öğretmemişti. Yine gruplar arası üretim hareketi olan takasları, kimse aralarında anlaşıp şimdi de ona (bu plana) göre davranmıyordu. Önceden beri ittifak etmeyi hiç kimse bilmemişti. Üreten ilişkileriyle ortaya konan grup tutumlarını o gruba ve ittifaka; ittifaka ve o gruba ait kolektif sahipliğin nasıl vahiy olan, buyruk olan tarihsel bir düzeni yoksa; nasıl önceden bildirimli böyle bir süreç doğru değilse; paranın da malları değişiminin de özel takdirli bir genel eşdeğerin olması da önceden öngörülmemişse ve paranın basımı da ne bir sultanın; ne bir yetkenin emir vermesiyle (buyruk vermesiyle) ortaya konmamıştı. Para ne insanlar arasında yapılan bir anlaşmayla ortaya konmuştu. Para ne bile insan buluşu düşünme olmakla takasın içine getirilip sokulmuştu. İşte gruplar bu türden sadece doğada sağlatan bir ilişki içinde iken bir totem meslekli üreten bir grup, üreten bir gelişmenin içine geçti. Kendilerine yapılan tehditlere karşısında düzenli olarak karşı gruba; üretmeyen barbar gruba sunuda bulundu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |