Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Hep bir iken İlahla birledik Bu durumla işi dirilerdik Bir el ile kirlendik Her şey gibi Gelip geçicilik te dehirdi El kişisi El olmakla birdi Köleci imanla içilen reçete zehirdi Dehir: Evrenin, olayların müddeti ya da ömrü- Ömürdendi. Geçmişle biziz. Şimdiyi ise eylemseli yaşıyoruz. Geçmiş, şimdiyi anlamamızı sağlar. Şimdi ise yaşamaktır. Bu günler hiç bir zaman dünler değildi. "Köprünün altında çok sular aktı" ya da "eski çamlar bardak oldu" söylemleri olan bu çıkarımlar imbikten süzülmenin kolektif dağarcığıdırlar. Ama dünler bilinmeden de bugünler de anlaşılmazdı. Ve dünler olmadan (geçmiş olmadan) bugünler de olmazdı. Nasıl dünler bu gün değilse, bu günler de dün değildiler. Yani geçmişin İlah ve El mana anlayışları hiç bir zaman Yüce Tanrı anlayışı değildirler. Ama ilah ve El mana anlayışları olmadan da Yüce Tanrı'yı anlamanız olanaksızdır. Yüce Tanrı bunlardan müstesnaydı. Ama biz de hep Yüce Tanrı’yı salt müstesnalarıyla tanıdık! Evrenin ruhunu anlayan kişi, olgu ve olayların girişme ruhunu kavrar olan kişi; Yüce Tanrı’yı anlama bağlamında hiç değilse bir boşluk devinme bağıntısını oluşturmuş olur. Değilse salt keyfi rızk dağıtan ve insanı insan muhtaçlıklarından kıstıran tehditle bir tanrı anlayışı bağıntısı hayli zayıf olur. Yüce Tanrı anlayışına gelişteki sentezi oluşan kilometre taşları içinde önce groteski anlamalar vardı. Sonra soyut sosyal ve toplumsal güç ile birlikte muktedir oluş için üreten, paylaştıran kolektif güce, kolektif bilince yabancılaşmanın yansıması vardı. Ve dahi toplumsal gücün eşitsiz denkleştirme içinde olmasının belirmesi dâhilindeki adaletsizlik içinde Yüce Tanrı tanımlarıyla Yüce Tanrı anlayışı içine geliş vardı. Ve kendimizin ne olduğunu; nesnenin, olay zamanın; ne olduğunu anlamamız ile ancak evreni oluşan Yüce Tanrı gücünü kavraya bilir olabilecektik. İnsanın Yüce Tanrı anlayışı; Yüce Tanrı anlayışının, hem istisnasıdır. Hem de müstesnasıdır. Yani bu günkü Yüce Tanrı anlayışımız içinde dünden bu güne olan hemcinslerin ve insanın groteski anlamaları vardı. Ve yine Yüce Tanrı anlayışımız içinde insanın birçok köleci yanılsamaları vardı. Yüce Tanrı anlayışımız içinde yanılsamalarımız kadar, gerçekliği zihinsel hakikate göre kırpma, budama yapan anlayışlarımız da vardı. İnsanların bilen ben algıları nedenle, nesnel gerçekliğin görece ilişkileri içinde olması vardı. Nesnel oluşun deneysel gerçeklikten kaynaklı, yine görece gerçekliği bilir olmanın; nesneli olup biteni bilgi ile anlam etmenin yansımaları da Yüce Tanrı Anlamamız içinde vardı. Yüce Tanrı anlayışı kaoslu olan öznel düşüncemizi çıvlamayan yeni bir enerji düzenlenin ilkesi içinde olmasıyla da kategorize edilir. Köleci sisteme kadar kişinin dışında kişiye doğru hem doğal baskı ve basınçtan meydana gelen etki vardı. Hem de kolektif ligin de oluşturduğu kolektif basınçlı ezen bir etki enerji vardı. Kolektifi ilik, doğal baskı ve basınca karşı koyan muazzam bir düzenli direnç olmakla birlikte; köleci sistemde görüleceği gibi kişileri ezen bir dış etki olmakla da bir kullanım ortaya koyabilmektedir. Yani köleci sisteme gelene kadar dış baskılar olan enerji sosyo toplumsa sinerjinin (görevdeşliğin) kontrollü salınımlarıyla, düzenli bir sosyo toplum sal enerji salınımlarına dönüşüyordu. Sosyo toplumsa basınçlı enerji kolektif gelişmeler içinde olmakla ilahi dönem sonuna kadar karalı yapılar içinde kendi düzenini oluştu. Ama köleci sistemle birlikte düzenli inşa kuralı bozuldu. Bozulan denge yerine hak, adalet, din gibi bağlılar oluşturan sembollerden birçok bağ ve bağlılık yapıcı araç olan gelenekler, bozulan düzensizlikle düzensizliğin düzeni yapılmak istendi. Yani köleci sistem geri bağlaşımlı referans yasası üzerinde, düzensiz sahiplik ve paylaşım yapmasıyla kendi düzensizliğine düzen olmaya gayret etmenin kendini pekiştirmesiydi. Köleci düzende, düzen; ezme-ezilme; sömürme sömürülme olacağına göre köleci sistemin ahlakı, adaleti, dini sizi ezmeye, sizin ezilmenize programlı bir ahlak ve adaletti. Katilinizi bulan, hakkınızı arayan ahlak ve adaletin bile köleci ahlaksızlıkla ortaya çıkan düzensizliğin düzene konması olduğunu unutmayın lütfen. Değilse ipin ucu kaçırılır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |