İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
Hücre içindeki her bir organ eli bir elemen ter olarak değerlendirirsek, hücre içindeki her bir elemen ter de diğer elemen tere dış çevre olma bağ etkisi yapar. Hücre içinde olunsa bile bir elemen ter diğer elemen terin dış çevresidir. İki ve daha çok elemen terler arası bağ olan sinerjin etki alanı bir hücre yalıtması içinde hücrenin iç çevresidirler. Her bir hücre diğer bir hücrenin dış çevresidir. Hücreler arası bağ enerjisi, doku, organ birleşmesi içinde olmakla her bir doku organ da birbirinin dış çevresidirler. Yine her doku organ bağ birleşmesi o organizmayı “yalıtan vücudunun” iç ilişkisidirler. Her bir organizma ya da vücut iç ilişkiler düzenli sinerjiden kaynaklı ruhsallıkla da yansıyan ağırlık merkezi eksenli zekâ toplacıyla yönetsel, karar verici, kontrol edici çevrimlerle vs. zekâ ve ruhsal oluş yapabilirlik öznelliği ile kişiliktir, bireydir, karakterdir. Her bir kişi, diğer bir kişiye göre dış çevredir. Kişiler arası bağ enerjili yardımlaşan iş bölüşümü ve savunma yapmasıyla oluşan kolektif iliği bağ enerjisi önce sosyal yapılı yalıtım içinde sonrada üreten toplumsal yapılı yalıtıma sistem içinde kolektif oluştur. Bu sosyo toplumsa kolektifi oluş ayrı bir ruh ve zekâ durumunun çekim ekseni olmakla, kişiler üzerine yansır. Sosyo toplum kişilerin dış çevresidir. Kişiler sosyo toplumun kolektifi iç düzen ilişkileridirler. Kişiler zor olmakla doğrudan doğada sağlama ilişkisi yapmak yerine, üreten ilişkiler içinde bulunması ile doğaya karşı sosyo toplumsa kolektif yalıtımıyla temas eden bir üretim ilişkisi içindedir. Sosyo toplumsa yalıtımın dışı doğadır. Sosyo toplumsa yapı doğanın içinde bir özel bağıntı türü olmanın kesikli sürekli oluşudur. Özel bağıntılı elemen ter düzeyli ilişkin yapınız, dıştan bağ enerjili birleşme olan kendi aktivasyonu içinde de kolektifi bir alan etkisi içinde olmak zorundadır. Yine elemen ter bağ enerjili özel bağıntılı kişi boyutlu düzen bu sosyo toplumsa yalıtımlı durum birliği içinde dışa karşı yönelimiyle dıştan enerji sağlama ve içteki düzensizliğini de (entropi olan kullanılamaz düzensiz oluşunu da) dışarı atmak zorundadır. Bütün modülasyonlar bu tür içten dışa dıştan içe transfer yapan süreçleri kontrol eden bir yalıtım içinde, kolektif kontrollü temel düzlemli seçme ayıklama üzerine olmak zorundadır. Bu tür modülasyonlar "temelde kişilerdi organizeni bünyenin enerji girdi çıktısına uygun olacağından, modülasyonlar geri bağlanımla elverişliliktir. Ve modülasyonlar ileri akışla gelecek olandır. İletim olan durumlarıyla da aktüel öncü rol alış belirlemesidirler. Modülasyon yalıtımın inşa amacına uygun bir modüler (seçme ayıklama) oluştur. Modülasyon yalıtımın inşa gidişine uygun değilse siz bu modüler ligi yalıtım içinde bağıtlayamazsınız. Modülasyon içine katacağınız her bir inşayı ya da modülasyonu, o yalıtım sal bütünlüğün enerji girdi çıktısını yapacak olan geri bağlanıma göre atıflar yapmasıyla siz ancak onu sisteme kabul ettirirsiniz. Modülerlik için ölçü bu geri bağlanıma atıf ya da geri bağlanıma bir ifade bir vurgu olması nedenle yalıtım içinde geleceğe dair iş ve oluşlarıyla yeni belirmeler olacaktır. Değilse geri bağlanım içinde olmayan modülasyonlarla olan elverişsizlik içinde kavanozun içi ile dışı arasında mekanik bir tavırla ışık enerjili geçişlerin gelişi güzel girdi çıktı transferi yapması, her zaman için olasıdır. Ama gelişi güzel transferler o inşa için değildir. Ve o inşaya elverişli de değildir. Ve bu nedenle de rast gele olan transferde “birliğin ağırlık merkezli eksenine göre de belirlenim yoktur. Ne var ki en az iki iki elemen terin girişmesi ile belli bir bağıntı yansıması ortaya konur. Ortaya konan bu bağıntı yansımalı bağıt ta bir yalıtım (seçicilik-zekâ) girişmesidir. Ortam derişmesi bunu zorunlu kılar. Benzer derişim farkları, belli bir hareketi yani belli bir kendini tekrar edişleri ortaya koyar. Kendisini tekrar eden replikasyonların birlik içinde hep aynı geri bağlanımla belirlenmeler içinde tekrarlarının olması da yalıtıma yapı içinde kaçınılmaz olmaktadırlar. Ritüeller, selamlaşmalar, dostluklar vs. sosyo toplumsal alan içindeki kişi-kişi bağıntılı birliğin başlangıç koşullarına atıf olan anlam tekrarlarıdırlar. Bu durumda selam ve ritüellerin modülasyon dataları önem kazanır. Köleci sistemde tekrar ritüelleri süreci dini biate ve inancı bir iman modülasyona tahvil eden durum olmakla köleci bir kullanımdırlar. Bu yüzden dış ortam olan genel bağıntı, genel durumla yol alırken; ortam hiçbir şeyle belirlenmemiş olmakla olamladır. Olam müspet ya da menfi durum belirmesi olmakla mutlaka bir gerçekleşmedirler. Ortam olama dek belirme nedenle iradeni bir belirlenmeli davranış değildir. Neden? Çünkü müspet ya da menfi gerçekleşmenin her biri kendi başına bir olay oluş ve yol alış süreci iken dıştan bağ enerjili girişme olması nedenle de kolektif-birlik sinerjin ile özel bağıntıdır. Genel ve özel bağıntılı İki basit zıt çelişki ile bu yola çıkış harmoni ve karmaşıklığın uyumu olan gelişmeler, değişmeler, dönüşmeler akışını ortaya koyar. Bir kez bir belirme bağıntını yansıma ortaya konduğunda da artık o özel bağıntı, o inşanın kaderi olmaktadır. Bu kader dini anlamda değildir. Değişme olan, dönüşme olan, gelişme olan, gelip geçici oluşlardaki öngörülü kader, dini tanımlı kader değildir. Dini kader değişme içermez. Fakirliğin zenginliğe; zenginliğinde fakirliğe değişmesi demek takdir eden, rızkları veren El iradesinin değişmesi olmakla El mana anlayışının kökten yadsınması demektir. Fakirlik zenginlik gerçekte değişse bile hikmetinden sual olmamakla kaderin iman içindeki modüle edilen verilerine göre kader değişmezdi. Olam içindeki oluş kimsenin sahiplik iradesini içermez. Olam durumlar kolektif insan tarafından El tarzı sınıfsal kader durumlarına dönüştürülürler. Kolektif insan özneli sosyo toplumlar içinde giriştirilen süreçler, kolektif bilinci oluşan sistemin ana referanslarına kendi atıflarını yapılması kaydıyla, sınıfların kaderlerini belirlemek olasıdır. Yine kavanoz örneğine dönersek kavanoz korunmalı yalıtım içindeki su ve su karışımlı şeker gibi elemen ter bağıntılar, kendi parçacık özelliklerinden ötürü bardak içinin yoğunluk ya da derişim farkını ortaya koyabilirler. Ama bu derişme farkının benzeri olan eylemi, kendilerini yalıtan bardağa iletimi olan durumlarla geçişemezler. Ancak derişim kaynaklı titreşen kinetik enerji, tiril hareketlerini hem bardağa geçirirler. Hem de kimi titreşim hareketleri de kavanoza çarpmakla yeniden kavanoz içindeki çözeltiye yansır. Geri dönem tiril hareketi ortamın kullanamadığı bir haberleşmesi olmaktan öte gidemez. Bu geri dönüş tekrarları bardakta tiril oluştan öte kontrollü bir değişme dönüşme ortaya koymaması nedenle bu etkileşme pasif difüzyon gibi pasif düzeyde kalır. Şeyler çok yoğun ortamdan az yoğun ortama doğru (niceli farktan ötürü) kendilik bir hareket geçişiyle enerji kullanmadan geçişme olurlar. Yani büyüğün küçüğe; yükseğin alçağa doğru olan baskı ve alan basıncına dönüşürler. İşte ozmos türü geçişken ilik te bu türden bir baskı ve basıncın doğurduğu bir belirlenimler olmaktadır. Bu niceli oran farkından kaynaklı geçişken iliklerden biri ortamın az ve çok tuzlu olma göreceliğinden kaynaklı baskı ve basınçlarla; örneğin tuzluluk oranıyla iki alan arasındaki derişen yoğunluğun baskı ve basınç değiştirmesiyle sürecin geçişme kontrolleri yapılmaktadır. Bu tür geçişendik durumlar ortamın pozitif-negatif değerli potansiyel polarma yoğunluğu ile ortamın manyetik etkilerinin değişkenliğiyle vs. türü niceleyici girişmeler, ortamın yoğunluk basınç ayarlanmalarını ortaya koyarlar. Elemen ter bağı oluşan etki yani elemen terlerin her birinin kendisi olmayan sinerjileri nedenle içte ve dışta oluşturacakları bu kabil yoğunluk farkları, ortamın dengeye gidişi olacaktır. Bu tür dengeye gidiş sürecin de kontrolü olur. Kavanozun kendisi bu kontrollü sürece katılmadığı zaman yalıtımı sağlayan kavanoz, bu girişmeyle kavanoz üzerinde verimli bir etki oluşamaz. Kavanoz içinin tiril etkili enerjisi kavanoza aktarılır, kavanozdan da dışarı da aktarılır. Kavanoz da dış ortamı titreştirir. Yine de kavanoz dış ortamdaki tiril enerjiyi kavanozun iç düzlemine aktarır. Bu aktarım bir mekanizasyon olmaktan öte geçemez. Aslında bu mekanizasyon dahi çok şeydir. Ama bu mekanizasyon kontrol edilen bir başla-dur; gel git hareketlerine dönüşemeyen datalar olmakla (veriler-bilgiler olmakla) verimsiz kalırlar. Bir yararlanma ortaya konulamaz. Ama bu durum bir başka bağıntı için de başka bir sürece rastlantısal bir kullanım olabilecektir. Birinin bu şekilde kullanamadığını diğeri öbür şekilde kullanacaktır. Yani mevcut inşa kuralının geri beslenim hafızası, başlanış inşası içinde tanımadığı cam yapı ile kavanoza kendilik mekanizasyonlar dışında bir kontrolle geçişendik durum veremezler. Bu tür etkileşmede Kavanoz üzerinde dalga, ışık, ısı difüzyonları dışında, geçişen bir parçacık difüzyonunu oluşamaz. Ve dalga parçacık ikilemli enerji geçişli süreçler gibi girişmeler kavanozla birlikte kontrollü difüzyona dönüşemezler. Kavanozla kavanozun iç ve dış ortamı arasında difüzyona yol açacak olan elektrikti yük zırhı içinde oluşacak bir ozmos tik alan açıklığını ve alan kontrolünü ortaya koyamazlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |