..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevmek bir başkasının yaşamını yaşamaktır. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




16 Mayıs 2017
Ekici ve Çoban Grupların Diretisi 4  
Bayram Kaya
Bu nedenle Abraham'a mal mülk köle verip bu tarz El olucu yasal mal mülk sahipliğiyle Awram halkların babası kılınıyordu. Dünyevi ve uhrevi yönetici oluyorlardı. Bu geçişkenlikle Ab ra Ham, Ha mu-ra-ba'nın tersten okunmasıyla uhrevi ve dünyevi yönetirlikle İsrail metinlerine geçen bir kayıttı.


:HAE:
Bu olgu içinde henüz köleci sisteme geçmemiş olanlar da vardı. Köleci sisteme geçme arifesi içinde olanlar da vardı. Ön ittifaklı sistemi El ittifaklı köleci sisteme geçenler de vardı. Köleci sisteme geçen süreç, kendi olguları içinde; kendi öncesi sürece ilahi dönem denmesine, tanıklık ediyordu. Kolektif dönemde çıkan köleci sistem Lu’ları, kolektif geçmişlerine müminleri ağzında “tuu” diyorlardı.

La, El la ya da tersten okunuşla La El olmakla; ilahi döneme işaret ediyordu. La hem bir dönem adıydı. Hem de El’in la olmadığını olumsuzlaşan; la dönemini reddedişe hayır diyendi. El olmayan demektir. El olmayan kim? La. Yani ilahi dönemdi. Kolektif ligi olmayan demektir. Kolektif olan birliğin tevhidine karşı kolektif ligi yadsıyanların sentez ya da birlik olma tevhidiydi.

Tarihin seyrede gelen bilinci ( karşılıklı etkileşme içinde değişip dönüşerek gelmekle tarihin diyalektik bilinci) buydu. Tarihin özne nesnel diyalektik dili bu. Bunu sübjektif değerleriyle sosyal anlayışın mantık dili içinde mana edip okumalar yapmak ta başka şeydi. Sosyal anlayışlı öznel dili, tarihin özne nesnel diyalektik diline çevirme işi olan çözücülüğü (dekoderi) yapmak ta bambaşka emek ve hünerdi.

“l” sesi kimi gruplarda al, el, ıl, il oluşla okundu. İlah, El, il ve la hecesiyle birlikte Sümeri olan dille El la İl la gibi söylenmesi yanında çeşitli İbrani ve Sami dilleri içindeki diyalektikle El la; Al la; İl la söylenişi LH sessizlerinin sesliler ile hecelendiğinde il-la-h ve ilah türü birçok kullanımla söyleyişler olmuştu.

Çok sonranın söylemi içinde sürecin El la’sı ve El lah’ı olan El; El la söyleyişi sonunda la olmayan El la h olmuştu. Ya da İl denen El; İl la ve İllah söylemiyle İlah olmuştu. Söyleyiş ideogramı içinde İl la ve İl lah olmakla İlah olan El köleci mana anlayışlı geçmiş dönemi anlama ve anlatmamıza da her iki anlamıyla, kaynak mana dili olmuştu.

Zaten ilahi dönem dediğimiz sürecin çoklu ya da çoğul ilişkili sahiplik olan anlam yansımaları köleci dönemle tekil anlam yansıma sahipliği içinde El olmuştu. Lu’lardan ayrılan El; bir konum durum oldu. El la da “la” ses hecesiyle El olmayan anlamı dönüşmesi içinde geriye doğru götürülen Ella ve Ellaha (ilaha) dönüşmüştü. Yeni zamanda bu sözlerin yeni anlam değişmeleri olan seslerin sözcüğünü ortaya koyacaktı.

Aslında El, "size de çıkabilir" söylemli piyango mantığının ilk köleci imanla akidin inanıcısıdır. El, "benden ve rahmetimden ümit kesmeyin. Rahmetim sizi de kuşatır, size de katımızdaki rızktan bir pay düşebilir" diyordu. Kat ilahların oturdukları kült merkezli en üst tapınak katı olan arş ya da kürsü makamlardı.

"Kiminizi kiminize üstün kılmakla nasiplerden kıstık" demekle El, LU'ları hem ümitsiz bırakıyor; hem de rızktan ümidinizi kesmeyin" derken LU'lara ümit veriyordu. "Bu dünyada nasibini (hakkını) alamayanlar öbür dünyada; kısa çöpün uzun çöpte hakkını alması gibi nasibini alacaklar" diyordu. El bu tür söylemlerini, diğer söylemleri gibi iman akitli öznel çevrimlerin merkezine oturtmuştu.

Nasiplerini kült merkezli donanımlara el koymakla sağlayan zenginlik; "Siz nasibinizi bilemezsiniz ki. Yeryüzüne dağılın nasibinizi arayın! Yanımızdaki nasipten, herkese bir pay vardır" söylemleri içinde devamlı piyango mantığını sürdürme bağlamıyla öznel çevrim ekseninde kendi El inanırlarını oluşuyordular. Vaat bir beklenti ve piyango mantığıydı. Ha keza öğüt te öyleydi.

Şöyle ki; sanki nasip diye, pay pay verilenler; çalışan ve sömürülenlerin alın teri, göz nuru olan emekleri değilmiş gibi; istihza edercesine "haset etme ne olur; çalış senin de olur" diyordu!

Ama istisnaları dışında emeğine sahip çıkamamakla LU'ların zengin olma eğilimi; çalışan herkesin hakkı olmuyordu işte. Zenginlik herkesin olduktan sonra, herkeste olanla, sizde olan "GAL LU GAL'LIKLAR" fark edilmiyordu bile.

Eski ön ittifaklı hemcinslerimiz LU olmuştu. Grup temsilcileri yönetmenler de GAL olmakla bir çeşit yöneten kraldı. Herkesin Lu olduğu genellik içinde; yöneten LU, gal ile LUGAL olmuştu. GAL büyük demekti. GAL büyük (ekber) olmakla Lugal bu anlamla yöneten "büyük insandı".

El köleci sistemle birlikte bu nedenle GAL LU GAL olup; sadece büyük insan değildi "mal mülk sahibi olan" LUGAL anlamını içermeye başlamıştı. MÖ. 2500'lere doğru Lipit-İştar yasalarında anılan Lugaller toprak ve mal mülk sahibi GAL LU GAL olmuşlardı. Sözcük aynı sözcük te olsa, anlatışın anlamı hayli değişmişti.

Bir toplum içinde hepsi LU olan genellikten (insan, kişi, adam olan genellikten) GAl olarak, "büyük" denen kişi herkesten ayrılıyordu. GAL LU GAL olmasıyla ekber diye (büyük ve ulu diye) malından mülkünden, gücünden, ümit edilen, olmakla; GAL LU GAL'lerin mal-mülk sahibi devletlû oluş, ayrışmaları saygılını yordu.

Galugal'lerin inanırları nasıl oluşmasın ki; Abraham'ı, Nemrut’u, Hamurabileri, Gılgamışları. Enmarkarleri, çoban Etenaları çevreleri içinde bu mantığın lütfuna uğradıkları dirilikler olmakla boy vermiş duruyorlardı.

Sümer toplum ittifakı farklı totem (tarımcı-çoban) meslekli, totem meslekli araç gereçlerine kendi içlerinde verdikleri adlanmalardan ötürü birbirine, farklı dili olan ittifaklar gibi yansıyordu. Bu nedenle sahip, güden, çoban, asker, köle, yöneten türü birçok sözcük içermeli anlam değişmeleri ortaya çıkıyordu.

İşte bu nedenle değişen ayrışan anlam ve anlatım ayrışmaları nedeniyle yukarıda Hamurabi ağzında andığımız "adı ne olursa olsun" denen söyleyiş patlaması ortaya çıkıyordu.

a-wi-lum su-u /lu sarrum. Babilcesi böyle okunanın Sümerce söylemi Lu-gal demekti.
lu belum (En) /lu issuakum. Babilcesi böyle okunanın Sümerce söylemi EN-SI; PA-TE Sİ demekti.
u lu a-wi-lu-tum /sa su-ma-am na-bi-a-at. "O adamın adı, ister kral, ister (büyük) bey, ister (ulu nefes) Ensi veya adı ne olursa olsun", demek oluyordu.

Şunu unutmayın tüm tabletlerde GAL LU GAL-HA-MU-RA-BA imzasını atan yöneticiler vardı. Gal Lu Gal krallar kralı anlamınaydı. Ha-mu-ra-ba da El (tanrı) sözcüsü apilu veya hahamı olan halefti. Asur Sargon'u kişi isimi olmaktan çok sar-u-kanu olup meşru olan; yasal olan demekti. Kral nasıl bir isim değil, bir sıfatsa; oluşma dönemi ve oluşma dönemi sonrası içinde de bir süre lugal, Hamuraba ve Abraham, Sargon, Nemrut, Fravun, Şah vs. de bir isim olmayıp bir konum sıfattı.

Süreç böylesi aynı sözcüğün zamana bağlı birçok anlam değişmeleri olmakla genel anlamlardan ayrılıyordu. Bu tarz yönetici tanımlarından İbrahimler, İsalar, Musalar, İshak, Yakup, Yusuflar, Davutlar, Süleymanlar türetilmişti.

Bu nedenle Abraham'a mal mülk köle verip bu tarz El olucu yasal mal mülk sahipliğiyle Awram halkların babası kılınıyordu. Dünyevi ve uhrevi yönetici oluyorlardı. Bu geçişkenlikle Ab ra Ham, Ha mu-ra-ba'nın tersten okunmasıyla uhrevi ve dünyevi yönetirlikle İsrail metinlerine geçen bir kayıttı.

Aw-ram'ın Ab-ra-ham olmakla Lu lara göre bir derece (sınıf) yükselmesi yapmasıyla zaten Awram'ın kişi olmadığı; konum tanımı olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Şimdi adı Awram olanlarında zaten böyle bir sahiplik görevi de yoktur. Aynı olgular farklı ses heceleriyle ya da aynı heceler tersten söylenişle olan sözcüklerine karşılık uygarlıklar dilinde aynı anlam ile sahiplik, konum, yer, ülke, yön vs. tanımı oluyorlardı.

RK sessizlerinden türetilen uRuk, aRaK, LaRaK gibi okunuşlar hem yer adı. Hem Sümer şehri. Hem gallugal yönetici, hem yön adı, hem uruk ülkesi, hem uRuK meşruiyetle sahiplik sözcülüğüydü vs. Çözülen toplum ilişkileri içindeki cereyan edişlerin tablet ya da vakayı nüvis yazıcları padişahı, Hamuraba'yı, Abraham'ı, Sargon'u, Enmaker'i, Gılgamış'ı, Dumuzi’yi, İştar'ı, İnannay'ı bir şahıs adı olaraktan yazdığı da bir gerçektir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.