Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Totemi kişi, kendi totem eşlerinden başka; ittifakı grupların; ittifakı kişilerin de ruhunun dışında olan ama kendi ittifakının da içinde olanlara, saygı duyup; onlara da sorumluluk duyacaktı. Çelişki, eski olana karşı yeni. Totemi öze karşı totemi öz olmayandı. Totem ruha karşı, ittifak ruhuydu. Şüphe ve sorumluluktu. Totemi yan yeniye karşı şüphe doğuruyor; ittifakı yan ahit ve sorumluluktu. Yeni ruh buydu. Kuşkucu ve sorumlu. Sorgulayıcı ve toplumsaldı. Totemi tabuya karşı, grup iradesi kullanandılar. İttifaka katılanlar totem ruha karşı, ittifakı ruha "evet dediler" anlamına kalu belaydı. Totemi olan sosyal tabucu kişi; ittifaka ve ilaha evet demiyordu. Üreten ilişki içinde toplumsal olan kişi ittifaka evet diyordu. Yani totemi ruh ittifakı sürece hayır derken; üreten ilişkili ittifakı ruh İlaha evet diyordu. Bu nedenle her zaman "ittifakı ruh" ilerideki sürece tanık oluşla gösterilir. İttifaka katılan her bir grup ta, ikrar veren ittifakı ruhlardı. Bu nedenle ittifak ahdi dışında olacak süreçlere ilah karşı dururdu. İhtilaflarda, ilaha karşı duranlara; "ben ittifakın (sizlerin) ilahı değil miyim?"; "Ben sizin ittifakınızı gözeten ilah değil miyim? Diyordu. İttifak yoksa ilah ta yoktur. Farklı kullanım değeri üretmek, üretilenleri değişmek ve bunlardan yararlanmak için ittifak vardı. Gruplar da "evet sen bizim ilahımızsın", diyordular. İlah üretim ilişkisi mana ruhuydu. Üreten ittifakı ruha karşı totem ruh, daha eskiydi. Ve hali hazırdaki ittifak içinde zaman zaman baskın olucu itirazlarıyla kimi totem gruplar totem soy üstünlükle sosyal manalı tartışmalara neden oldular. İttifak içi kavgalar, sürgünler ortaya çıktı. Bu nedenle ilah sık sık ittifakı oluş sürecini hatırlatıyordu. Bu anımsatmalar bağlamında ilahlar "ben sizin ilahınız değil miyim" dediğimde "siz de bana evet bizim ilahımızsın demediniz mi? hatırlatmasını yapıyordu. Süreci nesnel anlayamayanlar, yine süreci öznel anlayacaklardı. Süreci nedenle anlayamayanlar, süreci totemi niçinle ve ilahi niçinle anlayacaklardı. Kişi totemi alan içini, kendisi gibi görüyordu. Oysa ittifakı benlik, totemi sosyal mana anlayışına göre; totemi kimlikli kendisine karşı oluştu. İttifakı oluş, kişinin totemi olan kendisi gibi olmamasıydı. Kişinin totemi alan içinde yaptığı davranışlar, kişinin doğrudan kendisine yaptığı eylemlerdi. Oysa şimdi, başka ilahın çocuklarına da gereksinimleydi. Kişi şimdi ittifakı içinde kendisi gibi kendi totem eşinden olmayanlara göre de davranacaktı. İttifakı içinde kendisi gibi olmayanlara göre davranmak çok çok zordu. Ona göre davranmak yetmiyordu ondan da sorumluydu. Bu sorumluluk ağırdı ve totemi kişinin kendisine karşınlıktı. Kendi totem eşi dışındaki olmakla bir zamanlar temas etmediği kişilere karşı sorumluluk yüklenmek, totemi sosyal mana anlayışı içinde olan kişiye çok ağır geliyordu. İttifak aitleri kült alanında toplanmışlar ittifakın amentüsünün (onaylamayı-güvenmeyi-ittifakın değer yargılarını kabul etmeyi, inanmayı) konuşuyorlardı. İttifakın aşılması içinde zor olan, zorlukları vardı. Bu tutum ilerideki her ittifakın da, her dinin de mutlak sözleşme kabulü dediğimiz, bir amentüsü oldu. İşte sosyal zorlukları olan bu durum üzerine ittifak aiti olan totemi gruplar, baş ilaha; "sen bizim başımızsın, sen bizim buyuranımızsın, sen her bir totem grupları koruyup gözetensin" diye ahitte bulunup, sözleşiyorlardı. Bu deklarasyon ittifak imanı olan ittifak amentüsüydü. İnsan ya da canlı varlıklar özgür oldukları için davranmazlar. Yiyecek (enerji) bulma gibi zorunlulukları nedenle, davranır olurlar. Sosyal totemi duyuşa aykırı olan ittifak sözleşmesini, neden yapılıyorlardı? Çünkü o aşama çerçevesi içinde her bir totemi grubun kendisi bir tek totem mesleğini yapıyordu. Bir grup diğer bir totem grup mesleğinin ürettiği kullanım değerine haliyle gereksinme duyuyordu. Farklı üretim eksenli kullanım değerine duyulan gereksinme grupları ittifakı oluşumlara zorluyordu. Totem meslekli totemi gruplar bu nedenle ittifakın bulucusu oluyordular. İşte bu nedenle kendi totem eşi dışındakilere katlanma psikolojisi totem öğretiye göre kişiye zor ve ağır geliyordu. Başkalarından da sorumlu olma ağırlığı, sırf bu nedenle sorumluluğu kişinin omuzlarına yüklüyorlardı. Daha açığı totem öğretinin direncine karşı, ittifakı oluşun çekiciliği; totemi grup kişilerine kerhen (istemeye istemeye zorunlu) bir davranış olmakla kişi, sözleşen bu tarihe tanıklık ediyorlardı. İttifaklar tarihi, insan olmanın tarihi olmakla bunun sosyal mana anlaması da ittifakların kalu belasıdır. Çünkü hemcinsimiz, ittifaklarla insan olmuştu. Bu nedenle insan olmanın hafızası bir insana, ittifakın sentez ürünü olan insana; kalu beladan beri insanın; "insan olduğunu" söylüyordu. İlah totem gibi değildi. İlah, birçok totem grupların totem gruplar arasındaki temsilcileri olmanın, tüzel ligiydi. İlah, ittifakı bir oluşumdu. Ama ittifakın özeğindeydi. Ve ilah her bir grup tüzel liginin kendisinden ve grupların kişileri dışında olmakla; ittifakın kendisiydi. İlahlar ittifakın kendisi olmakla bir canlılık, sosyal organiklik ve tüzeldi alan devinmesi kazanıyordu. İlah grup ve kişilerin dışında olmakla sözleşmenin tarafı olan divandı. İttifakı ahde vefalı oluş, öznel anlamda ilahla kavranıyordu. İlah, gruplar ve kişiler üstü tüzeli ittifak kimliğiydi. Gruplar bir ihtilaf anında kendi gruplarını savunma yanılması gösterebilecekken ilah, ittifakı savunan kararları ittifak için almakla; ittifakı kuşatandı. Bu nedenle ittifak; ilahın huzurunda, ilahın divanında (toplantısında) olmakla bu nedenle ittifakı ruhun doğuşu olan kalubelaya, ilah tanıklık ediyordu. İttifak, ilahın huzurunda; ilah tanıklı bir ahitti. Kült merkezindeki büyük mahşeri toplantıdan sonra, ilah gözetiminde yapılacak toplantılara totem grup temsilcisi ilah olan totem temsilciler katıldılar. Bunlar ittifak temsilciliği olan ilaha ait işleri gören (totem mesleklerini icra eden); işleri düzenleyen yardımcılardı. İttifak, ittifakı olmayan totem gruplara göre büyük bir güç; baskı ve basınçtı. İttifak güç yetenlikti. İttifaklar gücü yetenlik olmakla; ittifaksızların güç yetiremez olduğuydu. Yani ilah hem kendi alanı içinde hem ittifakın dışında, bir güç yetmezlik kazanır olmuştu. Bu güç yetmezlikle kendi üzerine ve kendi çevresine bir etkiydi. İttifakın aşağı çevresi hala yer; yukarısı gök yerler olmakla tanımlanıyordu. İttifakın (ilahın) etrafa (yere ve göğe) saldığı güç ihracının baskı ve basıncı vardı. İlah; ittifakın dışındakilere ya da ittifak içindeki yukarı toprakların gök yerli kişilerine ve aşağı yerli olan totem gruplarına bu gücün etkisiyle ister güzellikle, ister zorlanarak; "çağrıma" gelin diyordu. Duruma göre ittifak içi ya da ittifak dışı bu çağrıya üreten ilişki nedenle isteyerek geliyordu. Ve kimi totemi gruplar da sosyal manalı tabu anlayışlarının direnci nedenle ilahın bu çağrısına istemeye istemeye kerhen geliyordular. Bu tutum ittifak öncesi durumla, ittifak yapmanın kırılma indisi olan (çelişmelerin) sosyal psikolojiydi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |