Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov |
|
||||||||||
|
Adım adım cehlin karanlığına sürüklendiğimiz bir süreci yaşıyoruz. Kalemin ve aklın süzgecinden süzülen sözün kıymetinden faydalanmak ve ona göre fikren ve zikren hakkın ve adaletin izinden giderek, doğru mevzide yer almak yerine… Sultanın kılıcının korkusuyla tir tir titreyerek, batılın arkasında saf tutuyoruz… *** Bendeniz, bugüne kadar yazılacak veya söylenecek her sözü yazdığıma veya söylediğime inanıyorum… Onun için; bugün, Şark’ın fikir sultanlarından Şeyh Sâdî-i Şirazî’yi konuk edeceğim köşeme… Gülistan’dan kısa kıssalar aktaracağım sizlere… Hisseler de bizden olsun… *** İki kardeş vardı. Biri sultana hizmet ederdi, diğeri ise ekmeğini kendi elinin emeği ile kazanırdı. Bir keresinde zengin kardeş, yoksul olana dedi ki: -Niçin sen de sultana hizmet etmiyorsun? Bu kadar çok çalışma zorluğundan kurtulursun… Yoksul kardeş cevap verdi: -Sen de niçin kendi işini kurup çalışmıyorsun? Başkasına hizmet etme gerekliliğinden kurtulursun! Bilgeler: “Kendi kazandığını yiyip oturmak, altın kemer takıp divan durmaktan iyidir” demişler. Kızgın kireci elle yoğurmak, emirin huzurunda el pençe divan durmaktan daha hoştur. “Yazın ne yiyeyim, kışın ne giyeyim?” düşüncesiyle kıymetli ömrün boşuna gitti. Bir lokma ekmeğe kanaat et de, huzurda belin iki kat olmasın, ey mide fesadına esir düşen adam! *** El pençe divan durup beytülmaldan beslenenler, bir de başımıza fazilet abidesi kesilmiyorlar mı?! En çok ona yanarım… *** Bir adam, adaletiyle nam salmış hükümdar Nûşirevan’ın huzuruna çıkarak müjde istedi: “Yüce Allah, falanca düşmanınızı ortadan kaldırdı” dedi. Nûşirevan sordu: “Peki, Yüce Allah’ın beni bırakacağını işittin mi? Düşmanın ölümüyle sevinmenin yeri yoktur! Çünkü benim dirliğim de sonsuz değildir” *** Çağımızın hiç de âdil olmayan bazı hükümdarları, ilelebet yaşayacaklarını sanıyorlar olmalılar ki, zerrece acımaları yok ve adalet mülkünü tarumar ediyorlar… *** Kırda oturan bir adamın ayağını bir köpek ısırdı. Hem de öyle bir öfke ile ki, sanki dişlerinden zehir damlıyordu. Zavallı adam, gece ayağının acısından uyuyamadı. Bir küçük kızı vardı. Babasının hâline çok acıdı ve biraz da sertçe: “Babacığım, senin de dişlerin var. Sen de onun ayağını ısırsaydın ya!” dedi. Babası gayet müşfik bir sesle: “A benim güzel kızım. Evet, benim de dişlerim var. Hem de köpeğin ayağını ısıracak kadar gücüm de vardı. Fakat ağzımın, dişimin köpeğe dokunmasına gönlüm razı olmadı. Bu iş o kadar iğrenç, o kadar ağırdır ki, birisi eline kılıç alıp şu köpeğin ayağını ısıracaksın, yoksa kafanı keserim dese yine o işi yapamam. Köpek yaradılışta kötü olabilir. Fakat insan olan köpeklik yapamaz… *** Bu kıssanın hissesini, bizim adımıza hürriyet şairimiz merhum Namık Kemal vermiş olsun: “Kimi görsek etekleriz / Ne utanmaz köpekleriz…” *** İnsafsız zalim hükümdarlardan birisi, ibadetle meşgul olan bir Allah dostuna sorar: “İbadetlerden hangisi daha iyidir?” Allah dostu sükûnetle cevap verir: “Senin için uyumak efdaldir. Çünkü uyuduğun müddetçe halkı incitemezsin!..” Bir zalimin uykuda geçirdiği vakit, insanlara zulmedemediği vakittir. Böylelerinin uykuları, uyanık olmalarından daha hayırlıdır. Tövbe ihtimali hariç tutulursa, ölümleri de yaşamalarından daha iyidir. *** Bu kıssanın hissesi de Şair Eşref’ten olsun: Padişahım, bir dırahta döndü kim güya vatan Daima bir baltadan bir şahı hali kalmıyor! Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi Gitgide zulmetmeye elde ahali kalmıyor! *** Ve birkaç vecizesi: Yeryüzünün en küçük dağı “Tur”dur. Ama Allah katında değeri en yüce olan da odur. *** Huyu kötü olan kişi, iyilerin nurunu kabul etmez. Kabiliyetsizi terbiye etmek, gök kubbede ceviz durdurmak gibidir. *** Koyun çoban için değildir. Belki çoban onun hizmeti içindir. *** Allah’ın kapısından kovulan kimse her yana koşar. O’nun çağırdığı, kimsenin kapısına koşmaz… *** Engin deniz taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif, henüz sığ sudur… *** Âcizin eline kudret geçince; önce tutar acizlerin kolunu büker… ***
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |