Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Bu sahipliğini saklamıyordu. El Maliki Rezzak diyordu kendisine. Ki bu güç mülkün sahibi olmakla, rızkları verendi. Adı ne olursa olsundu. Mülkü olmadı mı gücü yoktu. Artık bu ikili durumla kişi kendisine, kolektif tüzeldi toplumsal kültür ve uygarlığına yabancılaştırılmıştı. Bu yabancılaşılmaydı. Bu mal sahibi olmakla yabancılaşma ve yoksun olmakla yabancılaştırılma köleci sistem içindeki mal, mülk sahipliği ile beraber bu türden de oluşla ortaya çıktı. Totem aitliği ve ilahi aitliğin süreçleri ortaklaşma olan kolektifi oluştu. Bu yabancılaşma içinde kolektifi oluş ta iyiden soyut olmuştu. Totem etkili olmakla gelişen süreç, ittifakı süreçlerle ilk sosyo toplumsa sürecin ilahi sözleşmeli tüzelisi olmuştu. Bu süreçler ortaklaşır sosyo toplumsa süreçler oldu. Gruplar arası; her biri bir grup tüzelisi olan muktedirlik ile kült merkezli imanca sözleşme yapmayı, oraya koydular. Ön ittifakı süreç dediğimiz bu sürecin kendi içinde totemi tüzel oluşun temsilciliği vardı. Ve totem grup adına, ittifak içinde temsile olma olgusu vardır. Yine ittifakın içinde kesim yerleri vardı. Kesim yerleri ittifak için ittifakı temasa gelen temsilcilerin buluşma yeriydi. Bu yerler her biri totemdik bölgelerin birbirine temas eden baştan beri dokunulmazlığı oluşla kısmen güvenli olan yerleriydi. Şimdi bu güvenli yerler ittifakın içindeydi. Buralar ilkin güvenli yerler olmakla sonra da ittifakı temaslı girişmeleri başlatan yerler olmakla; şimdi de ittifak içinde tapınak alanlardı. Tapınak alanlar giderek çok işlevli kült (tapım) merkezinin de alanı oldular. Kült merkezleri bu işleviyle ön ittifaka katılım yapan gruplar temsilciliğini içerdi Bu içerme panteon sergiciliğine döndü. İttifakı inşa, totemi grupların senteziydi Bu sentezce olan yeni durum; yeni kurallar demekti. Bu yeni durumlu inşa kuralı gereği totem grupların kendi içindeki cinsel serbest oluş kuralı, totem grup içinde cinsel perhize dönüştü. Böylece önceki somut reel oluşa göre yeni bir ikili çelişkin soyut süreç ortaya çıktı. İttifakı süreç, totemi düzlemin her bir kuralı ile yürüyemiyordu. Bu nedenle totemi düzlem yükseltilip olgunlaştırılmıştı. Eşikçe yükselmek dirençli olup, direnci artırmaktı. Eşik düşürmek te, direnci azaltıp; azalan direnç karşısında akışa kolaylık sağlamaktı. İttifakı ortaya koyabilmenin yeni yolu hem yeni süreç olgularını kural edinmekti. Hem bir kısım eski kuralları yeni değişme üzerinde yeni değime oluşa eşik hareketi oluşla korumaktı. İttifak içindeki totem düzlem, tam bir soyut mana anlaması olmaktan öte bir şey değildi. Kişiler biçim ve ruh sal oluşun tasavvuru olan totemi aitlikle; ittifakı düzlem içindeydiler. Totem dönemlerin içine sıkıştığı o yalıtılmış bölgelerle ve o yalıtılan biyolojik birleşmelerle ve yalıtılan totem kültürden şimdi eser kalmamıştı. Hafızalarda gölgeler kalmıştı. Etnik oluşa Fatiha okunmuştu. Büyüyen yeni bölge, ittifak edenlere açılmıştı. Bölge giderek genişleyen; sentez ürünü olucu emeklerin işbirliği içindeydi. Biyolojik birleşme, karşıt ittifaklı gruplar arasında oluyordu. Bu ilk aşama içinde kısa süre de olsa totem içi cinsel ilişki henüz ensestilik değildi. Kesim yerindeki karşıt grupla olan cinsel birleşmelerdeki yeni sentezli ürünler; totemiler yani şimdiki ilahlar değil, melezdiler. Melezler ilahı belirlediler. Totem salınımlı kültürler de, ittifak içinde; ittifakı girişmeli kesim noktalarını belirlemekle uygarlığın abc'si olmuştular. İşte gerek duyulan totem kültür aitliği; ittifak sentezli ürün foyasını taşımasıyla yeni ürün totem aitlik biçimine sokuldu. İttifak yeniden totem aitlik içi tutum ve gelenekti anlayışlı kültürün sanal olan gölge anlayışlarını niceleyecekti. İttifakın içinde hem totemi aitlikle olmak; hem de totemi ait oluşta kalamamak vardı. Sentez bu ikilemle parçalı oluşun yeni nicelimi içindeydi. İkilemli olma aitliği, hep çatışmacı ortamdı. Diğer yandan nitel değişmeli olan imanı sözleşme ile de bu çelişkiyi uygarlık etmekle, zıtlıklar aşacaklardı. Uygarlığın parçalı totemi ruh hali; ittifakı bir ruh birliği aiti olma içinde tutuldu. Totemdisini gözeten ikilem, ittifak ait gelenek, görenek anlayışı içinde yerel kültür oluşla nicelir olacaktı. Zaten ittifak içindeki kült oluşun da; sentezi oluşun da, özü ve esası budur. Ön ittifaklar içinde bu haliyle oluşan kült ve kült merkezi; köleci dönem içinde köleci manifesto inşacı, köleci kültür ve uygarlığı içerdi. El denen özel mülküyle mülkün sahibi olan mana kavramlar vardı. El temsilcisi olan bey erki sentezli hegemonya, bey erki olan mana gücü temsilcisi El’lerdi. Yani El, bey erkli miras hukukuna dayalı aile tanrısı denen mana anlayışlarıydı. El tanılı kişi Baal’leri bey erkli egemenlik sentezleri içinde sergilendi. Bey erki kendi hükmü alanı içinde keyfiliğin hüküm sürdüğü bir saltanattı. Bu saltanat, kendi çelişkileri içinde; kendi kendisinin üzerine etki “sınırlaması” olmakla, bir saltanattı. Bir bey erki saltanatı egemenliği altına giren başka bey erkleri ve temsilcileri olan El’ler köleci kült merkezleri içinde asıl egemen bey erkinin El’gücü yanında ve bu gücün altında bir temsilcilik olmakla anılan bir sergilenmeydi. Bu aşamada hükümran olan bey hükümranlığı altındaki beyin El olan mana gücünü tanımamazlık edemiyordu. Böyle bir şey kendi muktedirliğinin temsilcisi olan El’i de yadsıma olurdu. Bu nedenle kendi mülkünü keyfine göre dağıtmanın özel mülkiyetçi mana temsilcisi olan El’in panteondaki sergiciliği bu bey erki egemenlikle mücadele olmanın etkisi altında hiyerarşin oldular. Zikir içinde ilkin egemen olan beyin El’inin adı anılıp salavat (esenlik) okunurdu. El egemenliği altına aldığı diğer beylerin önemine göre o beyin El’ini sağına ya da soluna alırdı. Baş bay bunlara sağ kolum, sol kolum derdi. Diğer bey temsilcisi El’ler tapınakta egemen baş bayın temsili olan El yontusu El’in sağına ya da soluna konurdu. Egemen oluş sıralama denen hiyerarşiyi getirmişti. Baş bay kendi baş bay oluşunun (ortaklaşa yararı özel mülk sahibi oluşa çevirmenin meşruiyetliğini yitirmemek için) diğer elleri tanımak zorunda kalmıştı. Ama bu tanıma Baş bayın El’ler arasında egemenlik sıralaması yapmasına engel değildi. Günü gelince de “El olan ilahınız, yalnız benim”. “İlah olan o, benim”. “Ben, ben olanım. Ben Yehwe’yim”. Yehova’nız olan sadece benim. Benim yanında adlar anmayacaksın” diyecekti. Ve bu sıralamayı da tanımayacaktı. Panteon sergiciliği içinde bir önceki kült temsilcili çeşitli bey erki oluşlar farkına varılsa da varılmasa da panteonca olan sergiciliğin baskı ve basıncını yansıtıyordu. Bu da hem ön ittifaklardaki gibi her bakımdan bir ikizleşmeydi. Hem de köleci egemenliğin birleşmesiydi. Panteonca çokluk ta, tek olmayı, ya da tekliği bu soyutlar haliyle beyne yansıtıyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |