Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
Çelişki ve mücadeleler tarihi olan sınıflı sosyo toplumsa yapı burada firar etti. Üreten ilişkilerdi yapı içine Mamon'du bir sınıf çelişkisi inşa olmaya başlamıştı. Oligarşi ortaya çıkmıştı. Neydi bu yansıma? Bir yanda ön sistemin ana omurgası vardı. Diğer yanda ardıl sistemde şahsi mülk sahipliğiyle mülkten yoksunluk vardı. Üreten emek sisteme birbirine göre de olur üretim yapmanı ortak katılımlarını yapmakla işler oldu. Ve emekler uzmanlaştı. Yani üreten emek hiç değilse paylaşımda pay almakla; mülk hakkı olan üretim gücüne karşı, emek gücünün de ortaklık yapmasını ve bu ortaklık payla kendi yaşamını kat kat çok daha rahat oluşmasıydı. Köleci süreç içinde kölenin üretimde pay alma olayı da şimdiden ileri giderek kölelerin, az çok efendi gibi mal mülk sahibi olacağının öngörüsüydü. Sistemi öz olan emeklerin bu çeşit sisteme katılmaları, mülke de; kararlara da ortaklığıydı. Bu çudraların da, paryaların da mal-mülk sahibi oluşuyla; kararlarda söz sahibi olma bağlamında da; kadim denen tek takdirce oluşların kudretlerinin; şuradan buradan kemirilmesiydi. Aslında köleci sistemin temeli içinde en az iki takdirce kudret oluşmuştu. Bunlar içinde olanlardan biri üretim gücü sahipliği efendilerse; diğeri de emek gücü sahipliği olan çalışan kesimler olan emekçilerdi. Köleci sistem ikinci kesimi yok saydı. İkinci kesimin doyurulmasını lütuf, himmet kayra vs. saydı. Birinciler ikincileri sistemde öteleyişle; ikincilerin yarın çalışabilmeleri için sarf ettikleri işgücünü yerine koymaları bağlamında beslenmelerini dahi merhamet etme, acıma sınırları içine aldılar. Köle sahibi muktedir hırs mülke ortaklık olmaz dedi. Ve mülk yönetir demekle işe soyundu. Mala-mülke sahiplik anlayışı; emek gücüne sahiplik oluşuyla da aşure edilip; insana da sahiplikle ortaya konmuştu. Ki zulmün kaynağı, bu dorukta patlama yapmıştı. Süreç; çudraların, paryaların mal mülk edinmesiyle sürece katılmalarına ve bu katılım yoluyla süreç içinde takdirce olmalarına izin verir miydi? Bu tartışılır. Ama feodal dönemden günümüze değin gelen gelişmeler içinde yavaş yavaş olan dönüşmeleriyle emeğin yönetime katılıp, üreten ilişkilerde ve paylaşımda az çok söz sahibi olmakla mücadele çıtasını yükseltmede hayli yol kat edecekti. Üreten emekle üretemez olanının sistem içindeki paylaşımlara; paydaşı oluşla katılım yapan skalanın dağılımı sistem geneline göre hiç yoktan yüzde on, yüzde yirmi gibi payla da olsa gerçekleşir olması ağır aksak yol almıştı. Bu türde yol alış bitmemiş olmakla başlamış olan kesikli sürekli insanlık ve uygarlık macerasıydı. Mülkiyetçi bakış, komünal tutumu sistem içinden ikame etmek yerine manaca iman oluş iman içinde ortaklaşan tutumu tümden tecrit etmişti. Tabii ki o günler kapsamındaki ortaklık anlayışı şimdiki gibi değildi. Kişisi mülkün yanında olması gereken bağıntı kadarıyla dahi ortaklığa izin verilmiyordu. Süreç genele karşı özelin bağıntısını birlikte koymak yerine, ortaklaşa olmayanın (özelin) yanına, kimi ortaklaşa olan genel bağıntılarını koymamakla; zıtların var oluşuyla birbirini geliştirecek olan bağıntıları, birbirinden kopartılmıştı. Süreç böyle de olsa mülkiyetçi birlik yine de kendi zıt kutbunu kendi çevrimleri içinde karşıtlıklar oluşuyla ele verecekti. Bu mıknatısın parçalarına bölünmesi gibi bir şeydi. Bölünen bir mıknatısın her parçası yine de bir N ve S kutbunu her daim beraberinde oluşuyordu. Köleci ilişki özel mülkiyetin yanında kısmen de olsa kimi paydaşlık olacaklarını ikame kılacağına; tümden paydaşlığı yok saydı. Ortak tanımazlığı Mamon'un ana sıfatı yaptı. Ortaklığı kutsala karşı suç işlemek türü cezacı anlayışla şirk saydı. Bu Mamon tekliğiyle mülke ortak tanımaz oluş, tam bir özel mülkiyetçi baskıydı. Baskı; Mamon’un ortaklık tanımaz, paydaşlık tanımaz olan sıfat özelliği içinde kavratılmakla sistemin sosyal mana anlayışlı imanı oldu. Süreç bu bağıntılar üzerine olmak kaydıyla kendisini eski şeriatın devamıyım diyen reformist din hareketleri ile sürdürdü gitti. Bu anlayışlarla ritüelime olan kişiler de kendi inanır lığını efendilerine göstere göstere tevekkül ediyorlardı. Mamon’cu özel sahiplikti baskı, hem korkutuyordu hem de kendisi korkuyordu. Korkuyordular, mülk sahibi kişiler mülkü elinde tutabilme endişesi içinde kendi korkularını izole etmek için Mamon’cu ilkeleri kölelere sözlerle, ilahilerle tekrar ettiriyordular ki sisteme sadakatleri onlarda alışkanlık uyuşturması yapsındı. Bu sözlü ikrar yetmiyordu. Mamon bu nedenle seslenip; " ben” diyordu; “Mevla olan efendinizim, rabbinizim, sahibiniz olan Baal’im”. “Size hesapsız mal-mülk ve rızk veren olan mabudunuza secde edin, kurban kesin” diye hitap ediyordu. Korktuğunu daima bu tür sadakati itaati ve biati eylemlerle de kontrol altında tutuyordu. Hesapsız mal mülk verme keyfiyetli anlayışı giderek zorunlu olur anlamalar nedeniyle “bir ölçüye göre verme” olacaktı. Sistemin görünmeyen baskısı, kişilerin ayininde, niyazında olmasıyla iyi bir iman ederle kontroldü. Sözlü köleci deklarasyon ittifakı olan imanın tekrarları kişilerin bedeni ve mali ibadetti, ritüellerine dönüştürülüyordu. Mamon’a gösterilen her bir sadakat, vefa köleci sisteme gösterilen sadakat ve vefayla aynıydı. Sistemin deklarasyonu Mamon’a gösterilen ibadetti. Mülkiyetçi sistem ortaklığı (paydaşlığı), ortak olmama karşısında tecrit etmekle; özel mülkün karşıtı olan; ortak payda olan diğer kutbu yok ettiğini sanmıştı. Köleci sistem tek kutuplu olmanın kendi somut koşullarından kaynaklı barbarca vandallıkları, çok çelişkili iç dirençlere neden oluyordu. Kişilere bir denge unsuru olmanın engelce oluşlarını veren baskıcı nicelikler; kişilerdeki isyancı duygular oluşmakla da tekrar karşı kutba dönüyordu. Yok sayılan karşı kutup; merhamet, acıma, lütuf, ihsan gibi duygusal oluşların üzerinde çevrimlerini verişle; yepyeni bir Mamon takdiri gibi olmakla paydaşlık, geri sistem içine alınacaktı. Geri dönenle şirk sayılan iman ya da anlayış boşluğa düşmüştü. Ama kılıf hazırdı. Manadan mana çıkarma olan yorum sağ olsundu. Bu gerisin geri sistem içine meşruiyet oluşuyla dönen bir kazanımdı Bu kazanım tüm haliyle birden bire ortaya çıkmayacaktı. Aralanan bu mini minnacık boşluk aralığı tırnaklar tarafında kazılmakla, giderek büyütülecekti. Bunlar ana bağıntı üzerindeki reformist Mamon’du dini anlamaların işleri olacaktı. Mamon mülk sahipleri karşısında yığınları mülksüz kılmak için ortak tanımayı reddetmişti.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |