..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




2 Mayıs 2016
Felsefenin Doğuşu 10  
Bayram Kaya
Devam eden yazı.


:IJG:
İlahın gözlemi, şimdi anı olan totem dönemli yaşayışı bilmekle soyuttu. İnşa ettiği melezi dönemle somuttu. Melezin gözlemi kendi yaşantısını içselleşişle somuttu. İlahlar, melezin bilmedikleri gaibe ait bildirimlerde bulunmalarıyla da soyut ve fantastikti. İlahın gaibe dek anlatımları melezlerine anlaşılmaz geliyordu.

Melezin gözlemi içinde oluşla gözlediği durumlarla ve melez kendisinin kendi geçiş ritüelinde edindikleri deneyimlerden edindiği algılarla felsefesini kurguluyordu. Yetişkin melez, başka kişilere uygulanan ritüeli süreçlerin içine dahi imgelem oluşla kendisini koyuyordu. Kendi geçmişindeki, kendi geçiş ritüelinin de böyle olduğunu gözlemleriyle, özdeşleştiriyordu.

İttifak içindeki melez kişiler bu türden sosyal öğrenmeli süreçleri iki yönden algılıyorlardı. Bunlardan birisi, ilahların ilah oluşları nedenle kendilerine bu kabilden ritüeli süreç uygular olmaktan muaf olmalarıydı.

İkincisi ilahların; ritüel ayinini yapan, yaptıran bir buyurma olmalarıydı. Melez ile ilah arasındaki bu gözlemsel fark bile bir basınç ve baskı kırılmasıydı. Böylece bu baskılar ve basınçlar, İlah-melez ilah-insan duygulu mana olmanın ilişkileri oluşuyla yaşanıyordu.

İşte ilahtı kavram içinde saf totemiler kadın erkek olmakla, görev eşlerdi. Melezlerin ittifak içinde hem totem aitliğe geçişlerinin ritüeli vardı. Hem ilahi dönemle ittifak aiti olmaya geçiş ritüeli vardı. Ritüelin biri özel, biri geneldi. İlahlar bu ritüellerin karar alıcı ve gözlemcisiydiler. Melezlik ilahi kararlara biat etmenin imanca inanıcı olan bağlılarıydılar. Melezler bu bağlılık andıyla ittifakın da sürdürücüsü olacağının ant içilmesine ilahlarını şahit ederlerdi. Melezler bu tür kodlamanın sembolizmiydi. Yani melez olan ilahların çocukları Annunakiler de ilahları tazimle saygılıyorlardı.

Köleci dönem, kaderleri kişisel belirliyordu. Bu nedenle çocuklar ana babasını Mamon’du takdire göre ediniyorlardı. Bu nedenle Mamon’du takdir, bir yaratma ve hayırlı evladın takdir oluşuyla, nimetlerin yaratıcısı ve keyfi takdirle dağıtıcısıydı.

Mamon keyfi takdire göre yedirip içiren ilah olmayı da tanımladı. Köleci dönemin mana anlaması içindeki ana tema; nimet vurgulu söylemdi. Artık yiyecekler içecekler yiyecek içecek değil; NİMETTİ. Nimet; keyfi takdire göre kısmet oluşla verilendi. Böylesi bir anlayışla oluşan alan devinmesinin bağıntıları da, bambaşka olacaktı. Nimet kavramı ön ittifaklardan beri olan tarihsel bilgiyi, kadük (düşmüş) kılıyordu.

Köleci sistem kişilerine baştan beri efendi-köle olmanın kader bilincini inşa ediyordu. Ayağı takılıp düşen biri dahi bu kaderle düşüyordu. Kader denen yazgılarıyla birbirine bağlı efendi ve kölelerden oluşan milletler meydana gelmişti. Milleti bir oluşumun içine böylesi kaderin determine ettiği şartlara doğuyorlardı. Ön ittifakın erkek dişi vurgulu ilahi yasalı mesajlarının anlamı köleci dönemli şimdiye göre boş düşen anlatımlardı. Kendi keyfi takdirlerinin yaratanı olan köleci ilahlarına göre uyarlanan anlamlardı.

Bundan ötürü ortam; nedeni belli olmayan, rızk veren, nimetleri yaratan, rahimlerde olanı bilen, malı mülkü olan, çocuk veren, çocuğu alan, başınıza gelecekleri bilen, başınıza gelecekleri belirleyen, sizi esirgeyip koruyan vs. oluşuyla köleci ilahlar; ön ittifakı dönem içindeki ilah görevlerinin bir anılışla yansıtılması olan köleci ortam; köleciliğin dişi, erkek tanrılarıyla dolacaktı.

Süreç milletlerin kendi hafıza versiyonu içindeki bin bir varyasyonlarıyla içinden çıkılmaz bir anlama ve anlatım olacaktı. Bu anlatımların kendisi, kendisinin; yeniden ve kıyasıya bir mana anlamasını oluşmanın mücadelesi içine girecekti. Put denişse vurgulu kavram köleci dönem öncesini aktarıyordu.

Köleci dönemin öncesi, köleci dönemin inşacısıysa da; ön ittifakının köleci dönemle kan ve doku uyuşmazlığı vardı. Ön ittifakı mana, köleci manaya uymamakla, kendisini zamanlar üstü donmuş kalmış bir kalıp yapmıştı. Bu nedenle köleci dönem, ön ittifakı dönemi; güya sapıklık saymışlardı. Yani köleci dönemin nazarında, ön ittifaklı tutumlara; putçu tutumlar denmişti.

Her biri bir ön ittifakı ilişkinin bağ sal alan devinmesi olan ön ittifaklı veriler; köleci dönemin içinde de köleci envanterlerin zıt manalı devinme anlayışlarının içini zıt anlamla oluşacaktılar. Ortaklığa karşın zıttı ortak tanımazlık. Paylaşmaya karşın zıttı paylaşmamaydı. Genel zenginlik ve genel yarara karşın özel zenginlik ve özel yarardı. Ortaklığın takdirine karşı, tekil takdirdi.

Durumca uygun olan herkesin üretim e ve sağlamaya katılması yerine zıttı, mülkü olmayanın mülkü olana çalışması ve mülkü olanın çalışmadan mülk hakkını köle çalıştırmakla kazanması vs. ilkeydi. Yine de zıttıyla ve biriktirdiği meşrutlukları ile köleci döneme esin kaynağı olan bu verilere rağmen köleci dönem nankörlüğü kendi öncesini sapıklık olan put oluşla söylüyordu.

Felsefenin Doğuşu köleci dönemde bu ikili çelişkiden ilhamla, ortaya konan; sembolik bir bayrak yükseltilmesine neden olacaktı. Puta karşı, yeni put olan köleci imandı. Yeni put köleci imanın zaferi ve kurtuluş vaazı olacaktı. İman kurtuluştu anlayışıyla ve bu kurtuluştu anlayışı kuracak olan kutlu kişilerini bekleme işini, köleci dönem imanı hep dabbelerle ilan edecekti.

Köleci dönemin put dediği yapı, köleciliğin kendi öncesi olmakla; köleci dönemin oluşmasına olanak sağlayan dönemdi. Ön İttifak servetlerinin biriktiği, üreten ilişkilerle tüketimin gruplar arasında ortaklaşa tüketildiği ve ortaklaşmacı takdirle, ortak kararların alması dönemiydi.

Köleci dönemin kurtulmak istediği de, kendisiydi. Kurtulmak istediği bütün kötülükler de; mal mülk sahipliğinden doğan çelişkilerdi. Malın mülkün özel sahipliği içindeki köleci sistem tüm kötülüklerin anasıydı.

Köleci sistemdeki kötülükler; tarihsel süreç içinde ön ittifaklı uygarlıkların biriktirdiği malı mülkü, kişi iyeliği içinde kullanmakla ve bu iyeliği edinme şeklinde kaynaklı oluşla ortaya çıkıyordu. Kendisinin hazırladığı sefalet, felaket ve zulmüyle kölelik olan düzendi. Köleci sistemin kurtuluştu anlayışı, yine köleci zulüm ve sefalet olmasıyla kendisinden kurtulmaktı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.