Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Siz A noktasında iseniz, B noktası sizden uzaklaşan ve size dönen noktadır. B noktasına göre de A, B noktasında uzaklaşan ve B noktasına dönendir. A noktasında itilen bir şey B noktasına doğru çekilir. B noktasında itilen bir hareket te A noktasınca çekilir. Yani A ve B noktaları tek başlarına bir harekete (bir girişmeye), girişmenin bağıntı şekline göre hem çeken; hem de iten nokta oluşla davranır. Annenizin anne oluşla sizi kendisine çekmesi, sizi bağrına basması ve yine annenizin cinsel partner olarak sizi kendisinden itmesi, sizi kendisinden uzak tutması gibidir. A ve B noktası araları kesikli sürekli noktalardan oluşmakla, her kesikli sürekli nokta; A ve B noktası özelliğini (aynı anda hem çekme hem itme özelliğini) gösterirler. Uzay zaman devinimi içindeki bu çevrimimiz, uzay zaman mekânla beraber olan akışını; bu süreklilikle bir zorunlu olarak böylesi bir girişmeleriyle hareketini hep devir eder olacaktır. Tümeli olan yolumuz, kesikli sürekli olan bu haliyle; en, boy, alan mekân ve zaman oluşla dört boyutlu yalın ve durumsal bir girişmedir. Her kesikli, parçalı, sınırlı sonlu durumların kendisi dört boyuttan biri olmakla bunların cebirsel toplamlı bileşke kuvveti elips veya çember olan uzay zamanlı şekilde oluşan yolumuzun tümünü girişirler. Her girişme mutlak ve zorunlu bir karar almadır. Ve yolun iki yanından yol boyu uçurum olsun. Tek yönlü oluşla belirlenmemiş yolda çarpışma yapması ile yolda çıkan arabalar uçuruma düşen arabalar olmasıyla, uçurumumuz arabaların yola çıkmasına olanak vermez denli olsun. Bu kaotik girişme süreç; yolun konum durumlu seçme ayıklamasıdır. Yol, bu haliyle bizden (A noktasından) uzaklaşan ve yine bize (B noktasından) dönen bir uzay zaman boyutu olacaktır. Yani yolun bize yaklaşan ve bize yaklaştıktan sonraki devamı, bizden uzaklaşan bir uzay zaman görünümlü olacaktır. Yol bizden uzaklaşır. İleride dönüp tekrar önümüzde geçer. Yine bizden uzaklaşmış oldu. Bu haliyle yolumuzun çevresi 8 km olan bir elips ya da çember şeklide bir durum zaman olarak ta düşünülebilir. Yol kesikli olan, sınırlı sonlu durumları ile engebelidir. Yol üzerindeki bir akış, yolun yayılma ve bir noktadan çevreye açılma hareketi nedenle salınımları dalga hareketli olacaktır. Yine yolumuz engelli ve engebelerden kaynaklı süredurumuyla da yol üzerindeki hareketimiz parçacık hareketli yansımalar biçiminde olacağı için hareketimiz; yol akışı içinde dalga seyirli ileri hareketle birlikte; sekme, zıplama şeklinde görünmelerin yansıma ve yansıtılması içinde olacaktır. Yol ileri yayılan dalga ve zıplama yaptıran engebenin yuvarlak küresel etkili pürtüklü yüzey olmanın toplamıdır. O halde yol üzerinde seyreden akışın kendisi de yolun toplam bileşenli belirmesi olduğuna göre hareketimiz yolun alan şeklini kazanmıştır. Hareketimiz yolun şeklini almıştır. Dalga parçacık görünümlü ikili etki, parçacık görünümle küre şekillidir. Küre şeklin alan eğim içinde en kısa; en az dirençle olan yol eğri olacaktır. Yani yolun hareketi olan çemberdir (eğridir). Açıkçası akış olan yolumuz kuşak üzerindeki eğimin ve aynı anda dalgalı alanın etkisiyle davranır. Yolunu referansı olan nokta biziz. Yol bize göre uzaklaşıp yaklaşan bir algıdır. Değilse yol; gidiş geliş durumla ne gidiştir. Ne de geliştir. Belirlenemezler. Eş deyişle aynı anda her ikisidirler de. Gidiş geliş bu haliyle bir üst üste binen zamanlardırlar. Bunları (üst üste zamanı) hayali A ve B noktalarına göre kesikli sürekli alan parçası yapmakla tanımlı hale getiririz. Söz gelimi süreklilik olan boyut A noktasına göre B’ye doğru giden yol tanımlı olmakla gelen yol olma bağıntısı görünmez bir imge alan etkisiyle devinir. Üst üste olan zamanın biri yok olur. Ya da yol bir eğrilen bir çevrim olduğu için B noktasından sonra bize doğru geliş olarak belirmekle B noktasından A noktasına doğru gelişte, gidiş olmanın zamanı kaybolacaktır. Kaos süreçte gidiş geliş seyri belli olmamakla tümden karışmakla seyrediş düzenlilik vermediği için kargaşa ve kaostur. Bu tanımlama, süreci anlaşılır yapmak için zorunludur. Ancak anlamamızı olanaklı kılan süreklilik tavrı parçalı tanımlama gibi olmadığı halde, biz öyle anladığımız için anlayışımız bununla sınırlanmaktadır. Sınırlanan parçalı süreç (süreklilik), bu haliyle bizim için yeniden anlaşılmaz olmaktadır. Okur; bir olgu, olay ve sürecin kesikli tanımlanması içinde ancak o durumun ve anlatılan şeyin anlaşılır olacağını bilmelidir. Yine okur süreci parçalı yapmakla bağıntılardan kopardığımızı bilmeli. Ve her bir kopan bağıntının bir girişme ve karar alma oluşla görünmez olduğunu da bilmelidir. Bu sayılan üç nedenden ötürü anlaşılır kılınan sürecin aynı zamanda anlaşılmazlık olmasını hep göz önüne almalıdır. Bir süreklilikte referans noktaları olmadan belirleme yapmanız aslında olanaksızdır. Yapılan belirleme de süreklilik karşısında belirsiz olmaktadır. Kendi kendisine yol gidiş te, geliş te olabilir bir süreklilik görünümlüdürler. Ancak parçalı durumlarla olgu ve olayladır ve salt bu olaylıma nedeniyle de belirsizleşirler.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |