Ölümden sonra yeni birşeylerin olduğu konusunda umutluyum. -Platon |
|
||||||||||
|
Öyle ise emek gücü sahibi insan, doğuştan takdirle mal mülk sahibi efendilere; yine doğuştan takdirle köle olmalıydılar. Köle sahibi olan efendi, köle üzerinde gerçekletilen nesnel oluşa da sahiplikti. İşte bu kurnazlıkla efendinin mal mülk sahipliği, meşruiyet ligin kaynağı gibi görünmeye başlamıştır. Yine zenginliği yaratan şey, totem meslekli kişisi emekler gücüydü. Meşruitetliğin temeli bencillikti. Bu ana geri beslenim referansıydı. Kişi bu meşruiyetlikle çalışıp çabalayışla garetlere ve iş birliği içine giriyordu. Bir tekil irade varsa, işte bu bencilliği korunan esas yasa kılmakla ortayaçıkmıştı. Bencilliği koruyan yasa ancak totem alan içinde ortaklaşan yasa olmakla gelişmenin dinamosu oldu. Bu nedenle ortaklaştırmayı sürü için ortaya koyamayan süre yaşam çok çok yavaş gelişiyordu. Esasen sürü yaşam bu ortaklaştırmayı öbek alanları dışında ortaya koyamazdı da. Buna istinaden totem dönem ve ön ittifaklı komündü dönemden beri ana ilkeye göre toplumsal olarak üretiyordunuz. Ne var ki köleci dönemle birlikte keyfi takdirce tutum içinde ortak kılan bir anlayış olmaz tasarrufun tahakkümüyle sürecin ezeni ezilenleri olmakla payınızı tüketiyordunuz. Olan biten buydu. Bu köleci tutumlu çelişki, totem mana gücünün ortaklaşmasını ne yapsa da dışlayamıyordu. Ama tekil takdirli güün ağzı, ortaklaştıran totemi ilah manalı gücü yadsıyor ve takdirde ortaklığı şirk görüyordu. Totemi güç olan bencildi meşruiyet ligin referans ana mana ilkesinin işlerliği olan; zenginlik, servet ve mal-mülk gibi ortam çevrimleri seçilmişlerin eline geçmişti. Seçilmişlerin eline geçen gruba dek sahiplik olucu bu mana, totem mana içerenle mutlaktı. Şu farklarla ki, köleci yapıda bir katakulli yapılıp sistemin dönüştürücüsü oluşla totemi mana üzerine mutlak bir keyfi takdirin provokasyonu modüle ediliyordu. Bu provokasyon kendi alanında hiç ortak tanımıyordu. Kendisi efendiye mal mülk vererek, efendinin durumunu insanlar karşısında meşru kılmıştı! Efendi de isterse malından mülkünden elinin altındakilere (kölelere) sadaka, yardım, inaye olarak verebilirdi! Bu takdir; insanı da, insanın emeğini de zenginin malı mülkü yapmıştı. Bu bir kısım insanın mutluluğu Mamon zulmüydü. Zenginliğe sahip olan o kişi de o totem soyun (kölenin) temsilcisi olan soyluluktu. Bu nedenle yoksulluğu inşadan gelen zorunluluğun derdine derman olmayan tekil takdirli Mamon’cu irade gücünün üzerine, yeni inşa oluşla kodladılar. Yeni inşa devlet örgütlenmesiydi. Efendilerin eline geçen totem meslekleri; efendilerin mana gücü Mamon üzerinden devletin (yöneten gücün) eline geçti. Devlet mülktü ve mülkün takdirce yönetimiydi. Devlet te, doğa ve evren karşısında; üreten toplumla ve toplumun teknolojik gücüyle sınırlıydı. Yeni süreçte üretme işinin ana belirleyeni teknolojiydi. İnsan teknolojiyle ilk kez doğal hayat hilafına doğayı işgal etmişti. Devlet birçok kendi olumsuz yansıma ve sapmalarının enfeksiyonca olmasıyla, tiranlıklarını oluşacaktı. Ama konumuz geri beslenimli yasanın ne şekille nasıl ekleme çıkartmaları içinde olmakla sosyo öznel genetik ligi ile sürdüğünü takip etmektir. Devlet, köleci yapının yeni olan üretim ilişkileri üzerine inşa oldu. Kuşkusuz ki diğer bir yansımasıyla devlet, zor kullanmaktan doğmuş bir köleci devlet olmanın nevi şahsına münhasırdı. Devlet köleci emeğin toplumsal üretimli gücünden gelen ve totemi ilahi mana gücünü de cem ediyordu. Bu nedenle devlet, tekil mutlaktı takdirce olan mana gücünün üzerinde de yer aldı. Devlet tüzeli olmakla tarihsel olanı da temsil ediyordu. Oysa efendi tarihsel olanı temsil etmiyordu. Devlet, ezen ezilenin sentezini, bu tür özel alan olanın yanında; paylaştıran, ortaklaştırma olacakla; emeklerin karşılığını esas almada en az durumu gözetecekti. Devlet totemi ilah geri beslenmeli mana ilişkisiyle devamla mülkiyeti esas alan Mamon’cu mana ilişkisini üzerine almıştı. Devlet, yeni bir mana anlamasıyla süreci devralıp, yeni süreç içinin ana karakteri olmaya devam edecekti. Devlet, kendisinden öncesinin bir sentezi ve şimdideki sürecin de evrimiydi. Devlet mülkü, totemi yapılarla, ilahi yapıların devri olan Mamon’cu tasarruflarla bir kullanım olmanın kullanımdı patenti oluşuyla, devletin düzenlediği hem ortaklaştıran; hem de özel kılan kullanım olacaktı. Devlet, yoksulluğu paylaştıran değil; çelişkiyi ortalamaya yaklaştırma ortaklığı ile özel mülkün korunumu ile bir paylaştırma olacaktı. Şimdiki paylaştırma devletin gücü olmadan olanaksızdır. Etnik oluşun it totemdi kültürü üzerinde; uzaya giden sentezin devlet oluşumuna gelen süreçleri görmeyen tarih bilmezlik içindeki devlet, ne ananın dili, ne etniğin kültürüydü. Devletin dili de halkın dili değildi. Ama devlet seçilmiş kulların (efendilerin) ortaklaştıramadığını; ortaklaştırmak istemediği süreçleri ortaklaştıran bir mana gücü oluşuyla da inşa olmuştu. Kişilerin emek eksenli paylaşmasından doğan hakları, kısmen de olsa kişilere devlet eliyle, gerçek oluyordu. Devletin geri beslenişi de: 1-totem meslekli emekleri. 2- Totemi ilahlarla ortaklaştıran iradenin kararı oluşuyla (bencilliğe hitabıyla) ilahtı dağılımı. 3-İttifakı toplumun kendi zenginliklerini ittifakın kendi grupları üzerindeki patentiyle, grubun kişi emekleri üzerine, emek eksenli paylaştırmasını yapacaktı. İttifaklın olan toplumun zenginlik ve servetini; ayrıcalıklı seçilmiş birkaç kişiye Mamon vermişti. Bu birikmiş serveti Mamon denen tekil bir iradeye keyfi mal mülk dağıtılması olmuştu. Ortam mamon’cu tekil takdirle zengin yoksul olma süreçlerine parçalandı. Yeme, içme, barınma, savunma, cinsellik, düşünme karar verme gibi bencillikler ekseninde meşruiyet oluşun, meşruiyetlik kaynağı hiçbir zaman tek ve mutlak olamaz. Ancak her yeni sentezci düğümlerle teklik algısı ve bu teklik algısı üzerinde nicelenişle de yeniden çokluk olmak zorundadır. Köleci yasalar köle için meşruiyet kaynağı değildir. Yasalar bencillikleri sağlayan süreçler oldukça getirileri bencilliği sağlatma yapışla, ancak meşruiyetlik kaynağı olurlar. Değilse adaleti mülkün altında koyup ezen, Baalci anlayış ve yasalar; egemen sınıf için meşruiyet iken ezilen sınıf için meşruiyetsiz oluştur. Mamon’a varan doğru yol neydi? Takdirle verilmiş mal mülk oluşun kaderine razı olmak ve bu uğurda yürümekti. Yoksulluğun tanrısı doğuda Bimbogami, Yunan da Limos oluşla süreçlenecekti.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |