Herşeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Kişinin kendi özne bilincine hitap eder olan mana telkinleri, kişinin kendi kendisine söylemi düşüncesi olmanın etkisidirler. Kişideki bu tür iç mana düşüncesi, kişinin kendi kendisine telkinidir (büyüsüdür). Kişinin böylesi bir anlam ilişkisini kurmasının içinde, anlam ilişkisinin özne bilincine hitap eder olması nedeniyle kişiler; o şeyi böylesi bir telkin tesirle kabul ederler. Ki bu tutumu kişiyi, kendi büyüsü içinde tutar. Bu tutum kişiyi belli bir program altında tutar. Kişinin öznel oluşuna hitaplı bulunan anlam ilişkisi, kişinin içinde kişinin kendi kendisine telkini odluğu gibi kişinin dışında, kişinin özne bilincine tesirle dış bir mana ilişkisi de olabilir. Kişinin kendi dışında kişinin kendine tekrarlarını yapan bakışlı telkinlerin de, sözlerin de, görseli vs. olan etkilerin kişideki özne bilincine hitap eden bir kendi anlam etkilerini de oluşmaktadırlar. Öznel oluşun çok gelişmiş şekli olan korteksin telkinle devre dışı bırakılması olan büyülenme nasıldır? Bunu henüz konu bile etmiyorum. Kişinin dışında özne bilincine hitap eden bir manzara etkisi olabileceği gibi etki sel olan bunlar özne bilincini o an devre dışı bırakan mana anlamalarını oluşur. Bu etkileyiciler bir an için kendisini, sağlansa olan özne bilincinin yerine koyarlar. Böylece özne hitabı gibi seslenen dıştaki etkileyicilerin; kişi çıkarı gibi oluşan iç düşünce telkinleri, kişiyi bir an kendisinden geçirten davrandırmaların tutumu olurlar. Kişi, kendi özne bilinci yerine konumlanan bu tutum etkiden kolay kolay dönemez. Kişiler özne bilinci yerine geçen bu etkiyle, bir mana dirençleşmesini gösterirler. Ki bu dirençle kişi bir anlık bu dönülmez gibi gelen etkilenmelerin kişi üzerindeki tesiri, büyüdür. Burada yerine geçilen kişi özne bilinci, bir an kısa devre olur. Kişi özne bilincinin “neden seli oluşuyla”; “kişinin dıştan nedenli oluşu arasına”, “özne bilinci yerine”, “gölge bir neden seli yalancı durum egemen olur”. Kişinin bencil nedenli oluşuyla, dıştan nedenli oluşu arasındaki boşluk devinmesi içinde kişiler kendi öz bilincinin isteklerini karşılar olmağa hazır bir tutum içinde bulunmakla davranırlar. Bu hazır olucu neden; gölge uyaran tarafından ele geçmiştir. Asıl olan, taklit olan ile yer değişmiştir. Bundandır ki asıl olan, gölge nedenle bir süre kısa devre davranışlı olur. Geçmişe geri beslenmeli oluşuyla; günceli olan süreç içinde sentezi deneyimli oluşuyla; kolektifi olan ya da ortak akıl olan; kişi ve kişiler arası etkileşmeli tutumlar, sosyal bilinçtir. Sosyal akıl, totemi grup üzerine bir (büyü) tesirdir. Çünkü sosyal bilinç, kişi öznesi yerine konmuştur. Sosyal bilinç, kişilere bir telkin ve bir güç etkisidir. Yani totem etkisidir. Totem geçmişe bağıntılı ata düşüncesi sembolizmiydi. Bu etkinin ortaya çıkmasını bağdaştıran bir kaynak vardır. Grup içi davranışlarınız kişi öznesini bağsan etkiyle giriştiren deneysel somutluklardır. Yani grup içi bağdaştırıcılar kişi özneli bir karşılanmaya denk düşen şeyler olmak zorundadır. Bu zorunluluk üzerine seslenişle inşa olan sosyal somutlukların, kişiye anlatılma süreci vardır. Sosyal olan tutumları kişiye anlatma süreci içinde gruptan kişiye yapılan aktarımların anlaşılması, özne bilinci olan benci zorunluluğa göre anlaşılır. Kişiye göre, benci zorunluluğa göre anlaşılan şeyle; dıştaki grubun benci zorunluluğa eşlettiği yönelimli tutum; totemi mana ilişkisiyle bağdaşır. Böylece sosyal olanla, benci zorunluluk olan arasında, sanal bir mana etkileri var edilirler. İnşa böyle oluşur. Ama inşanın kişi üzerine olan yansıma etkisi, sosyal bilinç olmaktan çok inşadaki yansımalar kişi benci zorunluluğa denk düşmekle kişide izlenimler uyandırır. Kişide uyandırılan bu türden izlenim sel ilişkisi “minneti mana ilişkili etkidir”. Kişiler bu türden mana etkisi olan minneti, büyütürler. Kısaca kişinin anlaması bu “özne isteğine denk düşen örtüşmeleriyle” oluşan kişi düşünmesi, “minneti inanmalı mana anlamasıdırlar”. Bu tür manadır anlayışların başlanış zıplatmasını ve geri dönüt yaptırmasını totemi anlama oluşla grup içindeki ağırlık noktası olan yerde mana anlamasına alanlanma kazandırılıp, mana anlamasına alan etkisi verilir. Kişiler varlığının dışında ve kişiler bilincinin dışında olmakla kişiden ve kişi bilincinden bağımsız oluşu ile bir doğal alan, akışı vardır. Ve bir de sanal somut sosyal alanın akış yapan, akış yaptıran alan etkisi vardı. Sosyal alanın akışı; sosyal alan içinde “özne benci isteğe göre” parçalı olan durumlar yapılmıştır. Benci bilinç doğal alan içinde, doğal alana göre minimal düzlem oluşuyla seçilip yalıtılmış olan özel bağıntılı durumdu. Yani doğal alan bize göre, “bene” göre değildi. Bizler doğal alanda olup bitene göreydik. Sosyal alan doğal olana bağıntılı olmak kaydıyla tümden bize “bene” göre olan ana inşaydı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |