Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Kişi bir güçle, bir gücün etkisi altında davranmak zorundadır. Bu etki çevrenin kişi üzerine olan "alan" etkisiydi. İkinci bir davrandıran güç te kişinin içinde oluşuyla, “kişi benci” olan güçtü. Elbette kişimiz; çevresinden yalıtmak suretiyle seçme ayıklamasını yaptığı iç potansiyelli bencildi otorite olan gücün; kendisine bilinç olmasının etkisiyle, davranır. Kişi dıştan "alan etkili" çevre ile ve içteki bencil otorite olan gücün birbiriyle çelişmesinden kaynaklı çekme itme devinmesiyle davranacaktı. Dıştaki çelişme içe göre ezen, yok eden bir belirmenin alan hâkimiyet sürüklemesiydi. İçteki çelişme ise, dıştaki yok etmeye karşı; kendi düzen ilkesi olan iç düzenli özel bağıntılı enerji düzenleme bilincini korumakla dirençleşen çelişkiyle bir varoluştu. Yani düzensizliğe karşı düzendi. Kişi kendi dışında çevresel alan etkili devinmenin yanı sıra, yine kişinin dışında birebir kişi ile bağıntılı olan sosyal gücün meşruiyetliğiyle davranmalıydı. Geri bağlanımlı, başı sonu belli olan sosyal çevrim içindeki kişiler; kendilerine özgü anlamlandırmasını da yapabildiği, anlamca senkronlayım yaptıran bir meşruiyetliğin kişiler davranması olacaktı bu sosyal güç. İşte kişinin,” alan etkili çevre içindeki” çevre alan etkisini kısmen kırdığı ve çevre alan etkisini düzenli akışlarıyla, parçalık sürekli tutum yapabildiği bu güç; kişilerin sosyal oluşmalı sosyal bağlılığıydı. Sosyal bağlılık olan totemi davranışıydı. Meşruiyetlikti güç, yani “anlam nedensel sosyal güç” size “sosyal bilinç veya sosyal özne” oluşla sizi davrandıran bağıllıktı. Kişi bu bağıllığın içindedir. Ve kişi bu bağıllığın içinde kendisini bulur. Bununla birlikte bu bağıllık kişinin dışında olup, sosyal güç kişinin düşüncesinden ve bilincinden bağımsızdır. Kişinin dışındaki bu meşruti güç, kişilerin kendisini bu güç içinde sağlatır olmasından ötürü meşrutidir. Sosyal güç kişiyi kendi odak çekimi içinde senkronlayıp kişiye sosyal alanda sağlatır olukça davrandırış, meşruiyetliğidir. Sizler birbiriyle çelişkin olan dıştaki “alan etkili çevresel güçle”; içinizdeki özel bağıntılı korunan bilinç olan bencillikti gücün eğimlettiği; iki gücün oldurmasıydınız. Bencillik, karşıtlaştırdığı alan etkili çevre sel güçle; bencilliğimiz olan ikinci gücün arasına, tampon olan üçüncü bir sosyo toplumsa gücü inşa etmişti. Şimdiki sosyo toplumsa güç, tarihsel kronoloji de alan etkili çevre gücüyle bencilliğimizin arasına önce sosyal gücü inşa etmişti. Sonrada sosyal gücün kesikli sürekli etkisi içinde toplumsal gücü, inşa etmişti. Sosyo toplumsa güç; çevre alan etkili güçle, kişi potansiyelli bencillik olan gücün arasına alınan, boşluk devinmeli bir ara inşaydı. İçinizdeki geri bağlaşımlı korunan yasa olan bencillikti güç, sadece sizin bilmekle yönelimli olduğunuz durumdu. Ve ancak empati yapışla dışınızdakileri de anladığınız bir potansiyel meşruiyetlikti (anlam nedensellikti). Oysa dışınızdaki sosyal ağ, bencillik gibi sizin bildiğiniz durum değildi. Sosyal nöronlu, iletime inşalı ve sosyal bağıntılı meşruiyetlikti. Sosyal alan o sosyal aitliğin hep birlikte bildiği açık bildirimli yapı alandı. Bildirişim veren yapı alanın içinde; birlikte senkronlanmayla; birlikte davranıla bilinen bir alan etkili gücün oluşmasıydı bu sosyal ağ. Sosyal yapıyı birlikte davrandıran güç, dışta açık açık bilinmenin anlam ilişkisiydi. Anlam ilişkisini veren şey de totem alan gücüdeki kodlanmış olan sembolizmdi. Sosyo toplumsa totemi alan, doğal çevrenin alan etkili gücünü; kendi totem alanı içinde, kendisine özgü tutumla değerlendirdi. Gücün genelliği içindeki, güçseli olanı; totemi alan kendisine göre yalıttı. Totemi alan güçseli olanda kendisine göre parçalı durum yaptığı seçme ayıklamalarını ortaya koydu. Totemi alan böylece alan etkili genelliği parçalı hale getirdi. Totemi yapı, yalıtmasını yaptığı kendi parçalı seleksiyonu içinde kendi özel bağıntılı, kesikli sürekli durumu içinde; kendi akışını yaptırdı. Açlığınız dıştaki çevre ile çelişir. Totem alan bu çelişme üzerine sosyal tutumu modüle eder. Totem alan içindeki akışı yaptıran bu güç, totem alanın mana gücüydü. Mana gücü, totem alanın korunan yasası olmakla, bencildi bilince doğru geri bağlanım yapan bir güçtür. Sosyal mana gücü, totem alanın sosyal bencillikti ve sosyal bilinçti bir alan olmasıyla olasıydı. Bu türden totemi alan meşruiyetliği, kişinin kendisi dışında ilişkilerdi. Kişinin dışındaki ilişkiler totem alanlı odakla birlikte, alanın içine sosyal sedimantasyon yaptırır. Odak çevresindeki devingen olan sedimantasyon, mana sembolizmle soyutlaşandı bir meşruiyetliğin bilinciydi. Yine tekrar edecek olursak, totemi mana ilişkili sembolizmin altında; kişi bencillikti oluşun yönelimi vardır. Kişi yönelimli meşruiyetlik dışta sosyal bilinci; sosyal ortaklayımı; sosyal odaklanmayı; sosyal çekim merkezini; sosyal senkronlanmayı ve sosyal meşruiyetliği ortaya koymakla, bunların tümü o alan içinin iletişimler kurulmasıydı. Yani bunların tümü sosyal nöron ağının inşasıydı. Tüm bunlar adım adım ihtiyaca göre inşa olmaktı. Uzun evrede soyut sosyal bilincin mana ilişkisi olmaktı. Soyut sosyal bilinç üzerinde sembolizm dilini kullanma ve sembolizm dilini kodlamaydı. İşte kişinin dışta davranmak zorunda olduğu güç ve meşruiyetliğin ölçüsü; dış çevre alan etkili güçten koparılmıştı. Alan etkili çevrede kopartılıp, kişinin içinde yalıtılan bu düzenli parça, şimdide sosyo toplumsa izolasyonluydu. Sosyo toplumsa düzenlilikte kişi izolasyonluydu. Alan etkili güç ve sosyo toplumsa güçten olan izolasyon; bu kez de, sosyo toplumla; kişi arası çelişmeden kaynaklı inşaydılar. Siz kişi oluşla içte ve sosyal oluşla dışta sentez ürünüydünüz. Sosyal elci deyişle siz içte ve dışta tevhit ürünüydünüz. Enerji bağlanım yasalarınca, çevreden enerji alıp çevreye düzensizlik ihraç ediyordunuz. Dısştaki enerji, sosyo toplum avatarlığı yoluyla size intikaldi. Siz dışta alınan enerjiye, sosyal alan içinde yeniden parçalı durum dolaşımı yaptırarak, düzenli enerjiden oluşturulan; sosyo toplumsa sentezin ürünüydünüz. Burada ister nesnel olay ve olgular düzeyinde olsun, isterse biyo organik sosyal düzenli düzlem içinde olsun. Tekillik, bir önceki düzleminize göre birçokluktur. Oksijen, kendisinin kuantum sentezi sonrası oksijen özelliği olma durumu içinde, hem bir tekilliktir; hem bir senteziliktir. Oksijen kuantum parçalar bileşimi olmakla çokluktur. Oksijen bileşim sonrası davranışıyla oksijen, bir tekilliktir. Ozon üç oksijen sentezi olmakla yine bir sentez ve çokluktur. Kişi içte hücre düzlemli biyo nörotik bir bencil, sentezdi. Dışta da kişi kişiler arası koloniye, grupsal ve sosyal oluşlarla totemi sentezli ve sonrada toplumsal sentezli tekillik ve çoğulluktur. Sosyo toplumsa meşruiyetlikler sosyo toplumların sinir ağları davranışlıdırlar. Bu iletime sosyal alan içinde yanıt dönüt iletmesi olmakla, sosyal alanda; sosyal nöronlar olma türünden kişi dışında kişinin dış unsur bağıdır. Bir yandan kuantum düzlem boyutun sadece kuantum deyişle adını belirttikten sonra; kuantum oluşumlu bir oksijen, bir hidrojen, bir karbon vs. temelli enerji alıp veren ve enerji bant düzeylerini düzenli kılan (tek tek siz olan en temel düzlemli) tekilliktiniz. Diğer yandan hidrojen, oksijen, karbon vs. bağıllıktı siz olmakla birlikte, sizler (tek tek hidrojen, oksijen, karbon vs.) bağıllıktı bileşke ağırlıkla ortaya konan davranımdınız. Bu psiko somatik bütüncü tekillik, sizdiniz. Ama siz olan şey sanki siz değilmiş gibi olmanın patlak çatlak kaçakları olan kırılmalarını ele veriyordu. Siz, sizdiniz. Sizden içeri sizler vardı. Bu sizler, sizdeki tekliğin kendisi olup, bu yapının sizleri; çokluktu çelişen algılar ve duyumlarıyla davrandırmaları vardı. Sizler, sentez ürünü biyo kimyasaldı; biyo nöronlu somatiklikle ve biyo psikolojiyle (ruhsal-öznel-tinseli-can) olmanın sentezi davranışça ben olmanın sentezler bütünlüğüydünüz. Psikolojiniz olan seçme ayıklamyı yapan ruhsal seçiciliğiniz ve ruhsal davranımınız bu sentezin bileşke ağırlık noktasına göre oluşup, birleşen bir sentezi davrandırı, ağ şebekesiydiler. Sentez oluşla vücut bulmanız, kendi tekildi duyumunuzdu. İçte kendi psiko somatik; dışta kendi psiko sosyal duyumunuz olan özne psikolojiniz; size hâkim bir patlak çatlak kaçakları yapmadan ete kemiğe ve sosyo toplumsa davranışa büründü. Siz içte ve dışta bu sentezi tekilliği veren, öz duyarlılıktı bir varlık oluyordunuz. Özünüz de, iç ve dış sentez bileşkeni olmakla bir bilinç düzlemiydi. İçe biyo psiko somatik bencil özneydiniz. Dışta totemi sosyo psiko, toplumsal özneli sentezle; kendi bilincinde olan; kendisini duyan, kendisini bilen varlıktınız. Bu, siz olan; şu anki benci tekildi düzleminiz; daha öncenizin bir arıza bir referans değerlerinde sapar olmasıyla ortaya çıkmanın bir aşama unsurudurlar. Bencillikler sentez ürünü bir bileşke ağırlık noktası bilincidirler. Enerji alış verişini bu bileşke ağırlık noktasına göre düzenli ilişkiler haline getirirler. İşte bilinç, bileşke ağırlık noktası olmanın ve dıştan bu enerjiyi sağlama yapmanın yönelimidir. Bencillik, bir yalıtma seçiciliğidir. Bencillik içinde kopup geldiği alan etkili çevreyi, kendi dışı yapmıştı. Bencillik, kendisinin dışında bıraktığı dünyaya yönelmeydi. Bencillik, özel bağıntılı kesikli sürekli olmasının kendi özünlü, kendi özü olmanın bilincini edinmişti. Siz bu ruhsal durumla (haleti ruhiye ile) davranıyordunuz. Tekilliğiniz her durumda bir sentez ürünü olmanın bileşke ağırlıkla, tekildi noktalarının bilinciyle davranıyordu. Bu öznel anlamada meşruiyetlikti. Ve inşanın kuralı olan geri bağlanım noktalarıydı. Kişisi benci bilinç, sosyal iletime ve sağlama oluşla dışta sosyal bir inşa olacaktı. Kişiler sosyo topluma; benci bilinç, sentezi olmakla yansıma yapmıştı. Gerisi sosyo toplumsa olmanın, özne-nesel oluşuyla girişmeli diyalektiğin işiydi. Sosyo toplum bir kültür, bir uygarlık arenası ve bir üreten ilişkiler oluşa karşımıza çıksa da, tüm bunlar diğer bir söyleyişle bencilliğimizin, bizim dışımızdaki bir okunmasıydı. Bu temelin üzerinde insanlık ve adamlık üretir olacaktık Kısaca: Güç, kendisini bilen, eylemli varlık olan öznede; anlam (mana) ilişkisi oluyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |