..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




20 Ekim 2015
Büyü ve Büyücülük 8  
Bayram Kaya
Büyü sizden kuyruk çıkarıp, sizleri kurbağaya dönüştürme sanatı değildir. Bir etkinin, etki olmayan bir mana kullanımıyla yer değiştirilmesi sonucunda sürece bir süre asıl etki koyan gibi oluşuyla o duruma tesir etmesidir.


:IDB:
Bu yazı Büyü ve Büyücülük yazı dizim içinde en başlarda olup ta yayınlanmayan kısımlardandır.

Hiç kuşkusuz ki büyücülükte, bugünkü gibi karmaşık olmayan ilk yalın haliyle hayatın kendi içinde önce sosyal yaşamla çok sade bir şekilde ve sonra da giderek sosyo toplumlarla niceli başlamıştı.

Büyü kişinin ya da kişilerin bir etki, bir tesir altında kalışıyla o etkinin dışını düşünüp görememesi hali olmakla yine o etki dışını akıl edememe halidir. Aynı etki altında kalanlar da birbirini aynı bakışımla etkilerler. Birbirleri dışındaki dünyada sesler duymalarına karşın, bu kişiler adeta sağır ve dilsizdirler.

Asıl etkiyi ortaya koyan şey yerine, etkisi olmayan bir şeyle yer değiştirtip; yerine konulanın, yerine konduğu şey gibi bir öznel etkiyi göstermesi büyüleyiciliktir.

Temel gereksinimlerin (beslenme, yiyecek, korunma, cinsellik gibi uyaranların yani bir etki ortaya koyanların) özel ellerde toplanmasındaki mahrumiyetinkilerle muhtaçlıklarınızı ortaya çıkarırlar.

Temel muhtaçlıklarınız sizde bir etki ortaya koyar. Muhtaçlıklarınızla ortaya konan etki; cennet kavramıyla bir arada size sunulur. Sonra asıl uyaranları ortadan kaldırdığınız zaman "cennette" bu uyaranları yapıyormuş gibi aynı etkiyi sürdürmeye devam eder.

İşte büyü ve büyülenme böylesi bir asıl uyaran etkilerin kişisi öznel dünyaya aktarılmasındaki öznel kalıplanmalarıdırlar. Totem dönemlerde ve ön ittifakı dönemlerde bu etkiler grup üzerinde olmakla totem dönem özgeciliğiniz ortaya koymuştu.

Köleci sistem muhtaçlıkları kişiselleştirdiği için asıl büyü ve büyücülüğün kirli menfaatlere dönüşmesi bu köleci süreç içindedir.

Aşk sizi büyüler. İnanmışlık sizi büyüler. Her kararlı oluş değil ama ısrarla kararlı oluşlar sizi büyüler. Cennet tasımı ve cennete gitmeyi vaaz eden seçme ayıklama düşünceleri sizi büyüler vs. Ve yine cünüplüğe, mundarlığa inandırıldığınızda bir mundarlık anında artık yıkanmadıktan sonra kendinizi rahat hissetmeniz olanaksız hale gelir.

İnanç öğelerinin rüyalarınıza girecek denli özne dünyanızı etki altına almış olması bu büyülenmenin açık tesiridir. Uyanık iken de takip ediliyor, gözetleniyor olma hissi bu inançların sizin üzerinizdeki aklın kontrolünü kaldırıp kendi mantığını sizler üzerinde akıl kılmasının bir büyüleniş etkisidir. Yani bilememeyi bilme yerine koyup onu önemsemedir. Bir özdeyiş gibi; "Az anlayıp çok inanmaktır".

Kısaca bu büyü sel etkiler sizde sorgulamayan, kul oluşla; hizmet eden, bir meleklik çıkara bildiği gibi; gözünü kırpmadan kendisini Alamut Kalesi burçlarında aşağı atıp kayalıklarda kendisini parçalayan bir "dai" gibi haşhaşiyeci fedai oluşun tüm cinayetlerini ve günümüzdeki canlı bomba olma örnekliğini de ortaya koyar.

Büyü sosyo toplumsa gerçeklerden hareketle bir sınıf öğretili vaaz iken; kızına, oğluna kısmet bulma, kocasını evde tutma, kısmetini açtırma; karı kocayı ayırma gibi giderek abidik gubidik her bir saçılımla akıl almaz konuların meselesi ve istismarına dönüşmüştür. Elbette her şey gibi tesir de salt değildir. Gelip geçici bir olanaktır.

Burada asıl mesele kişinin bir tesir altında kaldığıdır. Gerisi lafı güzaftır. Bir satıcı, bir reklamcı bile bu unsuru kullanır. Eğitim bunları büyük ölçüde geriletmektedirler. Ama zaaflarınız, ilgi alanlarınız olduk ta vs. eğitimde büyülenmenize engel değildir.

Büyü etkisini, bir sözcük; bir cümle öbeği ya da politik alanda siyasi oluşla söyletilen inanç sistemleri olmakla bu alan süreçleri kişi üzerindeki büyüleyici etkilerini ortaya koyarlar. Çünkü her etkiyi bir vaat takip eder.

Totem dönem ve ön ittifaklı dönemin özgecil davranışları; köleci dönemin hayli ileri aşamasıyla cennet karşılığındaki vaatler yaptırımına dönüşmüştür. Neden? Çünkü totem dönem ve ön ittifakı dönemde cennet tasımını destekler sosyo özneli toplumsal koşullar ortada yokturlar da ondan.

Oysa köleci dönemle en temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılan kişi ancak köle olmakla bu kendisine nimet diye belletilen bu nimetlere kıt kanaat ulaşabilmektedir. Ömrü bu nimetlere kavuşmanın ve rahat yaşamanın hayaliyle geçmektedir. İşte cennet tasımı diğer şeyler gibi bu hayallere tercüman olmaya ya da referans olmaya da cuk oturuyordu.

Bu nedenle artık özgecilik yoktu. Öyle ya efendi sizin hayalinizi süsleyen şeylerin bol bol temaşası içinde olan şeylerden ötürü bulanıp o şeyden kusarken, efendi; size neden özgecil olsundu? Efendiye vaaz olacak konuların hepsi, efendinin elinin altındaydı. Efendiye ne vaat edebilirdiniz ki?

İçine düşülen bu büyü sel komikliğin neden sonra, yıllar sonrası bir tutumla işin farkına vardırıldığında bile kişi kendisini gerçekten çok aptal görebilmektedir. Ama kişiler o büyücü siyaseti, o imanı sürdürür iken de büyü (tesir) altındaki kişilerin kendilerinden daha doğrucu ve daha akılcı da hiç kimse yoktur!

Güzel bir söz vardır. “Şeytanın en önemli özelliği, kendisinin yokluğuna da sizi inandırmasıdır” diye. Aynı sözün bile benzerini dinler için de belirtebiliriz. Dinlerin en büyük büyüsel özelliği; “kendilerinin büyüye karşı olduklarını söylemeleriyle” kendilerinin insanları büyülemeleridirler.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.