..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Hakan Yozcu




18 Nisan 2014
Burası Dağbaşı mı?  
Hakan Yozcu
Peki, yaşadığımız bu dönemde, herhangi bir kişi, hiç tanımadığı kişilerin masasına nasıl gider? Nasıl onların masasına oturur ve nasıl onlarla tartışmaya girer? Tartışmayı da bıraktık... Sohbet etmeye dahi nasıl gider? O cesareti, o yüreği nerede bulur? İnsan hiç tanımadığı, bilmediği, yakından görmediği kişilerin yanına gidebilir mi? Bu kişiler, tanınmış, siyasetçi, ünlü kişiler olsa bile...


:ABJD:

     Geçen akşam, Lefkoşa’da yine üzücü bir olay yaşandı. DP-UG MYK Üyesi 5 kişi- bunların arasında milletvekili olanlar da var- saldırıya uğradı. Ne amaçla, ne için uğradıkları daha tam olarak netlik kazanmadı. Ama sebebi ne olursa olsun yanlış bir hareket. Utanç verici ve çok cahilce bir eylem biçimi, bu yapılan...
Demokrasiyi hala öğrenemedik anlaşılan. Tabii bir kaç kendini bilmezin yaptığı insanlık dışı hareketlerden başkalarını sorumlu tutacak değiliz. Ama ne olursa olsun bu zamanda, saldırı, tedhiş, vurma, kırma ve hatta küfür etme, bağırıp çağırma doğru değil. Bunlar yanlış olan yöntemler.
Demokraside bunlara kesinlikle yer yoktur. Bu tür hareketler suçtur. Bunu yapanlar yargı karşısına mutlaka çıkacaklardır. Cezalarını şüphesiz çekeceklerdir.
Geçen gece DP_UG MYK toplantısından sonra 5 üye: Hakan Dinçyürek, Özdemir Berova, Türkay Tokel, Özkan Mavioğlu ve Hasan Tosunoğlu olduğu toplantısı bir restauranta gitti. Büyük ihtimalle çorbacı diye düşünüyorum. Çünkü genelde bu tür toplantılardan sonra kafadengi bir kaç arkadaş uygun bir çorbacıya gidip hem yemek yer, hem de gecenin bir kritiğini yapar. Benim düşüncem de bu yönde...
Gazimağusa Milletevekili Hakan Dinçyürek’in basına verdiği demece göre “ Hep birlikte bir restoranta gidilmiş. Tanımadıkları bir kaç kişi oturdukları masaya gelmiş ve abuk sabuk konuşmaya başlamışlar. Tanımadıkları bu şahıslara uygun bir dille masayı terk etmeleri söylenmiş. Ve bunun üzerine bu kişiler küfredip saldırmaya başlamış”
Saldırı sonrasında ciddi bir şekilde darp edilenler olmuş. İşadamı Hasan Tosunoğlu hastaneye kaldırılmış. Öyle ki Sayın Tosunoğlu’nun sağ omzu çıktığı yer alıyor basında.
Peki, yaşadığımız bu dönemde, herhangi bir kişi, hiç tanımadığı kişilerin masasına nasıl gider? Nasıl onların masasına oturur ve nasıl onlarla tartışmaya girer? Tartışmayı da bıraktık... Sohbet etmeye dahi nasıl gider? O cesareti, o yüreği nerede bulur? İnsan hiç tanımadığı, bilmediği, yakından görmediği kişilerin yanına gidebilir mi? Bu kişiler, tanınmış, siyasetçi, ünlü kişiler olsa bile...
Tanınmış kişilere saygı duymak gerekmiyor mu? Vekillerimize, işadamlarımıza, siyasetle uğraşan insanlarımıza saygı duymak gerekmiyor mu? Peki bu kişiler, hiç mi bir yere gidip rahatça ve serbestçe oturamayacak? Bir restorantta yemek yiyemeyecekler? Sohbet edemeyecekler?
Burası dağbaşı değil. Burada zorbalık yok. Burada bir insan, her önüne gelene saldıramaz... Küfür edemez... Vuramaz, kıramaz...
Burası hak hukuk devleti... Varsa biriyle sorununuz gidersiniz mahkemeye derdinizi orada anlatırsnız. Eğer karşıdaki kişinin de gerçekten bir suçu varsa yargımıza güveniyoruz. Mahkemelerimiz suçluyu mutlaka tespit edip cezasını vermektedir.
Eşkiyalıkla, zorbalıkla bir yere varılmaz. Bu dönem, o dönem değil...
Herkes haddini bilecek...
Herkes demokrasiyi hazmedecek...
Fikre, siyasi görüşe, insan haklarına saygılı olacak...
Kim, hangi partiden olursa olsun, hangi düşünceyi taşıyorsa taşısın, ona düşüncelerinden dolayı kimsenin zorbalık, kabadayılık yapmaya hakkı yok. Bunu yaparlarsa adalet de enselerinde olur. Nitekim 2 kişinin bu olaydan sonra tutuklandığını yine basın yoluyla öğrendim. Hak edecekleri cezayı almalarından zerre kadar şüphem yok.
Saldırıya uğrayan siyasilere geçmiş olsun diyorum. Umarım bir daha böyle çirkinlikler ülkemizde yaşanmaz...





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bet Ofisleri ve Gece Kulüpleri Gerçeği
Cezaevine Gündoğdu
Çocuktan Gelin Olmaz
yarın Ne Olacağını Kim Biliyor?
Bir Babanın Evlatlarına Son Dersi
Hayata Nasıl Bakıyorsunuz?
Gençler Neden Boşluğa Düşüyor?
Mutluluğun Fiyatı Var mı?

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
İnciraltı Şairleri
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
Her Şey Gülüşünde Saklı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
Boyacı’ya Büyük İlgi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.