"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Toplum insana 3’er, 3’er dağıtmaz ama 3’er, 3’er dağıtmanın en yakın çevrim noktalarında 3’er 3’er dağıtmanın alanındadır. Fakat üçer üçer dağıtmayla üst üste çakışmayan bağıntı sal girişmeli, uyumlarını çıkarır. 3’er 3’er olmanın alanı, 3’er 3’er değildir. 3‘er, 3’er olmaya en yakın duran süreçler kümesidir. Alan merkeziyle merkez çevresi 3’er 3’erdir. Merkez çevresi üçer üçere yakın olmayla, merkezin üçer üçer oluştuk bağıntısı gibi davranırlar. Doğa içi girişimdeki eşitlikler, yer, zaman, dalga, ışıma, ısı, frekans gibi eşitsizliklerin girişmeleriyle uyumludurlar. Tek bir insan sağlamasının kendi eşitliği yoktur. Eşitlik ya da eşitsizlik bir girişme ürünüdürler. Varlık çelişkili bir bütünlüğün girişme eşitliğidirler. Bu eşitliğin altında olup bitenler de eşitsizliklerin bağıntısıdırlar. Söz gelimi iki hacim hidrojenle, bir hacim oksijen; su bağıntısıyla vardırlar. Su bu eşitsizliğin girişen uyumudur. Ayrıca hidrojen ve oksijen yapıları da kendi içinde eşitsizdirler. Eşit gibi duranlar, tam eşitçi özekte olamamakla kararlı olanlardır. Eşitlikti yapı gibi eşitsiz de davrandırılabilen yapılardır. Yüzümüzdeki uyum ve eşitlik aslında her bir yanak tarafımızdaki yüz yarımları, üst üste çakışmanın bir eşitliği değildirler. Özlem’in üç söylemede, Ayşe’nin de beş söylemede anlama eşitsizliği; tekil eşitsizlikler özelliğidirler. Girişen bağıntı içindeki öğretim; Özlem ya da Ayşe’nin anlama zamanlarına göre değildir. Özlem ve Ayşe’nin de içinde olduğu ortalama bir zamana göredir. Yani eğitim öğretim Özlem ve Ayşe’nin ortak süreyle kullanacakları bir zaman eşitliğine çevrilirler. Girişmenin, giriştirmenin dili budur. Toplum girişme ve giriştirmelerin dilidir. Toplum üreten ilişkileriyle kendi üretimlerini paylaşır. Toplum paylaşılan ürünlerin farklı kullanım değerleri içinde olan ürünlerini istenilenleri istenildiğince bir miktar, istendiği kadarla değiştirmelerin kesikli sınırlı olmasıyla sınırsız oluşmanın dilidir. Toplum, bir üretim dili oluşla; özne-nesnel, bilim-teknik ve psiko-bilim, psiko-teknik dilliyle bağıntılı girişmedir. Oysa paylaşım ve kullanım dili; bu sayılan diller oldukları kadar ekonomik ve ticari bağıntılıdırlar. Bunlar girişmeler sonucu oluşurlar. Girişme oluşların bağıntısı olmadan bunlar ortaya konamazlar. Bunlar tekil duyuş ve duygu gibi yansıtılmazlar. Sürecin kullanım ve dağıtımları tekilliğe göre olurken, sürecin oluşması, genelliğe göre oluşurlar. Ortalama emek üzerinde toplum zenginlik, güç, yararlanım ve zarar ortaya koyarken, yine ortalama emek eşitsizliği içindeki kişiler, biraz eşitsizlik zenginliği ya da eşitsizlik ziyanını; sitemin içine ihraç ederler. Otobüs genel kullanımlı bir bağıntı oluşla, otobüsün iç uzay dünyası koltuğu, solunum atmosferi, yürüme alanları gibi sahalar, bağıntılı kullanımla tekiller kullanımına göre inşadırlar. Otobüs koltuğundaki tekillik duygulu iç psikolojik yansımalarınız elbette vardır. Uyumsuzluk dışa vurumu egemeni olmazsa, dışarısı genel bağıntılı yansıma olmak zorundadır. Özlem ve Ayşe’nin girişme bağıntısı budur. Bağıntı tekil kişi kaprisliği ve tekil kişilerdi süreç kullanımları değildirler. Bu girişmeye katılamama, girişmeyi başlatamama yetersizliği olacaktır. Süreç eşit başlatılır, ama sürecin girişmesinde ve sürecin yayılmasında eşitlik sürdürülemez olur. Sürdürülemez eşitlik te sınırlı olmak zorundadır. 3-0 kazanılan maç, bir ekip bağıntısıdır. Ama maç boyu süreç içinde herkes eşit davranmamıştır. Esasen eşit davranılırsa süreç oluşamaz. Ve bir tekil eşitliğin davranış alanı sizin tekil davranım alanınız değildir. Paylaşımlar alanınızdır. Eşitlik bir demet olma ilişkisi gibi dururken, eşitsizlik bir karışım, bir derişim, bir kimyasallığın süspansiyoni hareket dağılımları içinde bulunma girişmeleri ortaya koyma gibidirler. Girişimler yerine göre heterojen, homojen uyumu koyabilen değişmedirler. Bağıntı temelde devinme oluşla genel bir eşitsizlerin girişmesidirler. Ya da eşitsizlikleri yaratmadırlar. Girişme içindeki bağıntıda dağılım her yerde aynı özellikte bulunur olmayabilecektir. Doğayla zorunlu girişiriz. Doğa biz gibi özne ve biz gibi olmayan özne nesneler girişmesidirler. Böyle olunca, bir totemi sosyal birlikti yapılar özne nesne girişmesinin totem bağıntısıdırlar. Totem dönemin yapısı; eşitliği, adilliği olmadan bir süspansiyoni eşitlik, adillik totem bağıntılı girişmelerini ve düzenlemelerini ortaya koyacaktılar. Sürecek
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |