..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




27 Temmuz 2013
Toteme İlişkin 2  
Bayram Kaya
Toteme ilişkin konulu yazının devamı


:IEE:
Eğer siz yurdun kurtarılması gibi boşluklu alan merkezinin içine bir amaç, bir gaye, bir ilke, bir tutum, bir ereklik gibi oluşlarıyla; yani bir totem düşünceler devinmesini ortaya koyarsanız; artık sisteminizin farklı farklı yalpalayan çevrim noktaları, minimal olurlar. Sistem kendi akı yolunu bulmuş olacağından, sistem artık düzgün ve düzenli akar. Olası geçici çevrim noktaları da, ana nokta ile senkronize olurlar.

Kurtuluş savaşı arifesindeki var olan şartlı boşluklu alanın içi; kurtuluş savaşının verilmesinden yana sisti oluşumla yoğunlaşmalarını yapıyordu. Durum; belirsizlik, sükûn ve karışıklığını oluşturuyordu. Ne var ki oluşumun ağırlık merkezi olmayacak olan, merkeze yakın yerlerdeki birbirine bağıntısı olmayan birçok hareket eksenleri, rast gele hareketlerin birbirine göre çevrim noktalarını oluşturmaktadırlar.

Bu tür rast gele oluşla birbirine göre ve ana duruma göre oluşan yapılardan bazıları şunlardı. İstanbul hükümetinden medet umanlar. Çetelere bel bağlayanlar. Sadece kendi yöresini selamete erdirmek isteyenler. Manda da manda diyenler. Milleti yine milletin kendi azim ve kararı kurtarır diyenler vardı.

Hatta Manisa’nın işgalindeki gibi eline ekmek, tuz alıp, işgal kuvvetlerine bizim şehre de buyurun (işgal edin) demekle, en az zararla durumu geçiştireceğini umanlar vardı. Bunlar her biri bir yöne baş çeken ve birbiriyle uyuşmayan; her biri bir farklı ekseni çevrimleşmeydiler.

Kurtuluşun ana ağırlık merkezi; hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. O satıh ki tüm vatandır deyip ana çekim merkezini ortaya koyuyordu. Bütün vatan kavramı da ilan edilmiş misakı milli andı içindeki coğrafya alanlardı. Bu andı izlek kılmanın kararlılığı da ya istiklal ya ölüm” parolasıyla pekiştiriliyordu.

Bu anttaki ana çekirdeğin felsefesini, az ya da çok bulabilirsiniz! Ama ana eksen, ilke olarak çok doğru ve sağlam bir totem temele ayağını basıyordu. Böylesi büyüyen düzenli bir yapı çevrimi oluşla ana merkezli temel ilkelere uymanın birliği içinde, ancak size göre iyi bir sonuç var edilebilirdiniz.

İşte bu sosyal bilinçle ve sosyal totem alan sezgili ilke ile Gazi; “ya istiklal, ya ölüm” demekle ortaya genel hedefi koyacaktı. Kongrelerde millet iradesi ve millet hâkimiyeti vurgularına çok özen gösterişle milli ve düzenli ordular oluşturma gibi birçok kararlarla; tek eksenli hareketin alanını birleyecekti.

İman diliyle; "Dilimde kuran, göğsümde iman, elimde halifemizden ferman" diye seslenen Anzavur mu haklıydı? Çapanoğlu mu? Delibaşlar mı? İstanbul hükümeti mi haklı ve yasaldı? Kendi adaletini kuran, Kara Hasan mı? Yoksa her bir efe ayaklanmalarıyla, Çerkez Ethem mi haklıydı? Mustafa Kemal'i meşru görmenin kriterleri neydi?

Bu ayrımları kim yapacaktı? Elbette ki totem düşünme olmanın dışında, hiç kimse yapmayacaktı!

Sosyal sistemlerin bir totem temel yasası vardır. O da; "bölge savunmasıdır". Bir bölge içinde sizler; barınır, iaşe edinirseniz ancak yaşamınız, vücut bulur olacaktır. Bu ilke kutsal bir totem öngörüsüdür. İnsanlardaki bu bölge savunma totemi; yurt, anayurt, ülke, vatan sevgisi oluşla kutsallaşır. İşte tüm ana ilke budur. Sizler artık her halükarda vatanınızı, savunacaktınız.

Yurt savunmalarına denk gelen öznel anlamalı totem düşünce içinde “vatan savunması” olmayan her tutumlar, yalancısıyla, sahtesiyle; aldanılanıyla, hevese kapılanıyla elenir. Yani kendi koşulları içinde siz; bu türden vatan savunması yapmakla yapılan iş totem zemin alanlı vatan savunması olan gayret ve eylemleriniz meşrulaşır. Vatan savunması genel bir kavramdır ve toplamsal oluşlarıyla ifade edilir.

Vatan savunması: yasama oluşturmanızla; vergi ve finansman sağlamanızla; kanunlar ihdas etmenizle; düzenli orduya geçişinizle; bütünün çıkarlarına hitap edişinizle; ortalama aynı siyaset etrafında bunları koordine edişinizin birleşmesiyle vs. ortaya konan pek çok parçalı süreçlerden gelişirler.

Vatan işgaline katlanır olan tavırlar yukarıda söylenen tabu nedenle, sizin işgalci yanında olan halinizi dışlar ve sizi meşruiyeti olmaktan çıkarır. O ülkenin vatandaşı da olsanız, o ülkenin yasal yönetimi de olsanız, bu böyledir.

İşte İstanbul'u meşru olmaktan düşüren ne Mustafa Kemal'di, ne Kuvayı milliyeden olan düzenli milis kuvvetlerdi. Mustafa Kemal’i ve düzenli orduları hangi güç var edip meşru kılmışsa; aynı güç saltanatı ve yukarıda sayılan kimi sistem içi oluşumları da şartları içinde var edip sonra da gayri meşru kılmıştır.

Yukarıda altı paragraf üstte sayılan ana eksen, “ya istiklal ya ölüm” parolası; misakı milli sayılan bölge alanlarla sınırlı satıhtaki bir müdafaa meşruiyetliğinin oluşuyla bölge savunması olan, yurt savunması kutsallığıydı. Haklıyı, haksızı bu mihenk taşı ayıracaktı. Ana eksene çıkanla, çıkmayan yolun meşruiyet ligine dek seçme eleme ve yapmanın, ayıklatmasını da; bu ana eksenin kendisi yapacaktı.

Bir sistem dalgalanmasını bastıran, sisteme kör dövüşü yaptırışla, firen etkili iyi kötü amaçlı eğilimler de olurlar. Bu istenmeyen eğilimler; tüm olumsuzluklarına rağmen, sistemdeki bunca kargaşalıklar yapan salınımlara rağmen , aykırısı oldukları sistemin içine, sistem ana ekseninin kullanabileceği yararlı olacak kimi olanak malzemelerini de bırakacaktırlar. Şöyle ki öküz tezek olsun diye mayıs bırakmazdı. Ama bir kullanımla, mayıs; tezek ve gübre olacaktı.

Sürecek



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.