..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




25 Temmuz 2013
Toteme İlişkin 1  
Bayram Kaya
İnsan işlevini bilmeden anotomi bilinene değin böbreğini taşımış ve kullanmıştı. Benzer kullanım anışla, Semitikler de, mazdekiler de, İseviler'de totemi taşımış ve kullanmışlardı. Bir bilinç halinden diğer bilinç haline geçerken, semavi dinler; terk edilen bir önceki aşamayı, kendi içinde kavratışla put diye tanımlamışlardır. Totem kavramı bilinci olacak analitik düşünme, henüz gereken yoğunlukta değildi. Put algılı süreç, sosyo toplumların dinsel düşünüşlerlen de süreçledikleri dönemlerin eseridirler. İnsanlar pozitif düşünmeyle birlikte, insanlığın totemi; bilim olmuştur. Günümüzde cari olan totem, bilimdir.


:IED:
Aşağıdaki verilen bilgilerle ve diğer yazılarımdaki savlamalarım; hiçbir yayın alıntılı, ya da yayınlardan kopyalanmış olan veriler değildirler. Böyle bir sunum var mı, bilmiyorum bile.

Tamamen birikim ve olabildikçe kendi kapasite ve bilmelerim dahilindeki sentezdik bilimsel anlamalar ve oluşumlar girişenli, özümlenmiş düşünce iterasyonlu bağıntılamalarımdırlar. Elbette kimi temalar bilinen, bilinmesi gereken genel toplumsal muktedirlikti temadırlar.

Yedi milyarlık insan bilinci deneyimleri içinde, az çok bu kabil düşünmelerin bir başka yerde ve bir başka zaman diliminde ya da eşteş zaman içinde olmadığı gibi bir fikir, hayal dahi edilemez.

Onca totem açınımla tematik yazılarıma rağmen, totem kavramı zor anlaşılmakta gibidir. Bu standart mantık kalıplarımızın bizi sınırlar olmasından kaynaklanan bir anlayamamadırlar. Totem, bir Kızılderili Manitu’su değildir. Yine totem Arab’ın da putu değildir.

Ya da şöyle söyleyeyim. Semitik inançlardaki totemler; Yehova veya Elohim olmakla, totem olmaktan çıkmadığı gibi; mazdeki yapı içinde Ahuramazda ve Ehrimen oluşla da, bu yeni biçimsellikleriyle yeni anlayışlarla totem, totemi yapı olmaktan çıkacak değildiler. Bunlar totem alan frekansı kadar kendisini tekrar edişle hareket edebilen, kendisini düzenleşen inşadırlar.

Simbiyotik ve koloniyel yaşamlardan tutunda; grup, sürü yaşamları organizasyonlarıyla sosyal birlikler yaşamı toplumsal yapının beste ve güftesidirler. Nasıl bir besteye (düzenlemeye) her türlü söz yazıp o bestenin devinin alanı üzerine bindirişle o beste devinimine sadık kalışla yeni inşalaşmalar yaparsak; toplumsal hareketler de bu totem beste üzerine bindirilirler.

Beste araçları olan notalarının her birinin kendisine özgü kendi karekterli inşası vardır. Notayı besteye göre tanımlarsanız nota başka yansır. Notayı sese göre tanımlarsanız, nota başka bir bağıntıyla yansır. Notanın beste içindeki yeri, sırası, süre uzunluğu, süre kısalığı vs.’si değişir.

Ama notanın beste içinde yer sıralamasıyla, uzunluk kısalık salınımlı zaman sınırlanmasıyla; La notası, La notası olmaktan çıkarılamaz. La notası, bu durumlarda da yine aynı ses frekans aralığının devinimi içinde olur. La sesi üzerine inşa oluşla, la sesi frekanslı devinim yapan inşalardaki La sesi tınısı farklı olur. Tını dahi, La sesinin frekans değişikliği anlamına, hiç gelmezdi.

İşte totem de sosyo toplumsal besteyi ortaya koyan diğerler gibi bir temel nota karekteridirler. İleri zamanda totem inşanın söz düzenlemesinin içini değişmenizle totem devinme karekterini değiştirmiş olmuyorsunuz. Aksi halde yapı hiç devinemezdi.

Örneğin La sesi saniyede 440 kez salınır buna la sesinin frekansı denir. Yani la sesi bir salınımını bir saniye içinde 440 kere tekrarlar. Açıkçası kendisini 440 kez yineler(iterasyon yapar). Siz bu salınımı yok edemezsiniz. Kullanmaya bilirsiniz de, ve lakin yok edemezsiniz.

Eğer siz sabit bir noktayı eylem merkezi olacakla seçip tanımlamazsanız; yani referans noktası olurla belirtmez iseniz; her bir eylemler bir oyana bir bu yana saçılım oluşla, sonuçlarınız da rast gele olur.

Bu rast gelelikteki boşluk alan içi eylem aktörleri yollarını bulamamışlıktan kaynaklı bu rast gele olan her bir noktalardan düzenli bir yapı ortaya koyamazlar. Kendisiyle eşleşik, başka bir noktayla bağıntısı olmayan her hangi bir noktadan, bakış şeklinize göre bu doğrultular, çeşitli anlamlarla ifade edilirler.

Yani bu nokta tutumlarının sonuçları itibarıyla eş yönlü birlenimci edimleri hem az ortaya çıkar, hem de fark edilmeleri de ayrı bir hüneri gerektirir. Her biri ayrı ayrı ve birbiriyle çelişkin olan tutumlar karmaşayı, ortaya çıkarır.

Aynı düzlem içinde, aynı boşluk alanlı bir düğüm noktası üzerinde; boşluğun ana alan merkezine yakın çevresi içine yakın yerlerde; çok merkezli eksenleri olan birçok çevrimler ortaya çıkar. Söz gelimi yakın tarihimizdeki kurtuluş savaşı başlangıcında her biri keşme keş olan her bir direniş örgütlenmeleri gibi.

Aynı düzlem içinin, eşgüdümsüz çevrimleri, aynı alanın içinde oluşla birbiriyle bağıntılanabilir. Ama eş yönlü olmamakla ve ana merkezle düzenli olmayan bağıntısızlıklarıyla da, bir keşmekeşliktirler.

Ve çok çok kez birbirine karşı fren etkilidirler. Olaylar, artık tuttuğunuz noktaların veya ele aldığınız noktaların çevrimlerine göre sizlere kördövüşü yaptırır. Bu bağlamda bastıran frekansla, çoklaşılması gereken direniş çabaları karşısında ki mandacılıkların, birbirlerine göre kördövüşü şeklinde tezahürleri vardı.

Sürecek



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.