Bir garip bedendeyim? Ben bedenimin neresindeyim?Dudaklarım sigaraya sarılırken, gözlerim dumanların içinde kör sevdalarda. Ellerim kalemi oynatırken kağıt üzerinde, parmaklarım kağıttan uçaklar yapıp sevgiliye haber uçurma peşinde. Yüreğim bir fırtınanın içinde annesinin ellerini kaybetmiş bir çocuk gibi, nereye gideceğinden habersiz yüreğim. Beynim bir çam ormanında yanan bir kibrit çöpü gibi... Düşüncelerim kıvılcımlar gibi yanmakta... Ah ateşim volkan gibi beynimden akmakta... Saatler yorgun, başım bir yastığın kenarında ihtiyar gibi... Göz kapaklarımı açarken, bakışlarım uykulu uykulu kapımın çalınmasını beklemekte... Bedenim bir fitil olurken gecenin karanlığında bir gaz lambası gibi karanlıkta gezinmekteyim... Işık benim, aydınlık benim... Yine de bir umut ışığına muhtacım. Dolaplarda elbiselerim askılarda, bedenim yokluğun ip uçlarında... Ölüm toprak, hayat kürek... Ah yüreğim bu dünyada dert çek... Gömül kedere ve aşka... Yine de bir dua çıkarmasın seni kuyulardan... Bedenim hayallerde ve gerçeklerde... Her yanım şiir dolu, hasret dolu, gözyaşı dolu... Neden kucaklayacağım kişi yok yanımda? Meltemler ılık, poyrazlar sert... Ah bitmez bende bu dert, rüzgar nereden esersen es. Kaldırım taşları gibi yüreğim hop oynar hop kalkar... Yine de hüzün her gün kapımda, mutluluk çok uzaklarda. Nedendir bilinmez gözyaşlarım silinir de adın silinmez bakışlarımdan... Anla ey sevgili artık bu beden ellerimi, ayaklarımı taşıyamaz... Sana olan aşkım beni çok yaşatmaz.
Atlar koşar çatlayana kadar, ben ise yaşarım uçurumlara baka baka.. Benim yorgunluğum yare koşamamaktandır, benim yorgunluğum yar ile dolaşamamaktandır. Bir direğim yol kenarında, kuşlar konar elektrik kablolarıma... Kışın buzlar sarkar, yazın kırlangıçlar konar... Benimse yüreğimin telleri içten içten yanar... Biri ekmeğe gider bakkala, biri gider komşusuna... Bedenim bir direğin yüreğime saplandığı yerde, bir de yolun nokta olarak kaybolduğu yerde... Bulunmaz derdime çare...