"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Bilgi sürekliliği olan ve bu süreklilik içinde gözden geçirilen bir ikmal edilişti. Bilgi yaklaşık doğrulardı. İnsan acıktığında grubuyla, nasıl hareket edip avcılık yapacağını, günlük eylemleri içinde tekrarlanan eylem periyotlarıyla öğrenmişti. Bu bilgi işine yarıyordu. Ve bu bilgi şimdilik ona yeter olan pekin bir bilgi oluşla kutsaldı. İnsanlar sadece av yaparak, doğada toplayarak karın doyurmayacağının bilgisini, kendisi üretim yapmaya başladığında anladı. Üretimle devrimsel bilgi dönüşümlerine uğradı. Bu gösteriyordu, bilgi yaklaşık bilgiydi. Yemesi avlanması, korunması gibi her şey, biyolojik bireye bir maliyettir. Maliyet enerji sarfı dediğimiz bir enerji harcanmasıdır. Enerji harcanması demek beslenme, av bulma, av yapma ya da günümüzde iş bulma, çalışma, para kazanma demektir. Bunlar da yeni bir enerji harcanmasının karşılanması oluşla toplam zorlukturlar. İnsan doğası enerji sarfiyatı nedeniyle; enerji sarfiyatı sürekliliğine karşı, enerji tasarrufu yapmaktan da kaynaklı oluşla, sürekli olan şeye karşı dikkati dağılır. Bu nedenle bilgi edinme, sürekli üretilen ve bağıntılanan bir kullanım şekli oluşla, çok kişileri yorar. Gerekmedikçe kişileri bilgi edinme durumundan kaçındırır. Bu nedenle tekil kişilerin şimdilik işine gören, tekrarlanabilirliği olan, öğrenilmiş kutsal totem bilgileri, ortalama insanların kararlılık düzlemleriydi. Kararlılık düzlemi olan bilgiler de, totem bilgileriydi (sosyal birliğin tutkal bilinciydi). Kişi, totemin dediğini yapar, gerisine karışmazdı. Burada bilginin kesikli sürekli oluşla ve zamana zemine göre ikmal edilir yaklaşık doğru olması konusunu örneklemeliyim ki daha sonra söyleyeceğim cümle daha iyi anlaşılsın. 19. Yüz yılın bir elektronik bilgisi vardı. Siz o bilgilerle her şeyi bildiğinizi sanabilirdiniz. Hatta 19. Yüz yılda doğa bilimlerindeki hızlı gelişmeler sonunda, insanlık; her şeyi öğrendiğini sanıp, bilimin sonu geldi demişti. Ama 19. Yüz yıl elektronik bilgilerle bu günkü teknolojileri ne üretmeniz, ne de kullanmanız olası bile değildi. Bu günkü bilgiler o günkü bilgileri yanlışlamadı, aksine ikmal etti. O günkü bilgiler olmasa, ikmal eden bugünkü bilgiler olamayacaktı. Bu nedenle bilgi zaman ve zemine bağlı oluşla görecelikle sınırlı (kesikli) ve süreklilik içinde sınırsız olandır. Söz gelimi ben bir berber olacakla, diğer bilgiden tamamen bihaberimdir. Yine bir fizikçi bir elektronikçi de, bir kanser ilacı bilgisinden bu nedenle bihaberdirler. Bur noktada şu ortaya çıkmakta. Bilgi; kişilerin uhdesi dışında oluşla, kişiden bağımsız ve kişisel olandan daha büyük gayretlerin bir toplumsal güç potansiyeline denk düşmesinin, düzey ve düzlemine gelmiştir. Bir erken dönem insanı zorlanırsa sınama yanılma yoluyla ve hayli pahalıya mal oluşla, bir kısım totem bilgileri kısmen ortaya koyup, hayatını sürdürebilirdir. Ama yine bir insan bu günkü bilgileri asla ve kata ortaya koyamazdı. Ya da güdük birkaç bilginin kullanım ve yorgunluğu içinde olurdu. Buna ne ömrü yeterdi ne de havsalası yeterdi. Üstelik karın doyurmaktan bunlara ayıracak zaman dahi bulamazdı. Bir mekik yapımı için yüz bin ayrı iş ve işçiliği bir araya getirmenin koordinasyon, tasarım ve teknolojisi, bir insanın düşünüp kotarabileceği yetenekle, asla ve hiçbir zaman, olamazdı. Şu halde egolu bilmelerin ötesine taşan karmaşan bilgiyi ortaya koyan güç, karşılıklı yükümle gerektirmeler içinde oluşla, gerçekleştiren toplumsal güçtür. Bu güç bir insanda olamayacağı için insan ister istemez kimi alan bilgileriyle yetinerek, yine en kısa yoldan kararlılık düzlemi pozisyonu içine dönerler. Bu yüzden ilk insan, totemi tabulaş kutsallığa sığınmak zorundadır. Totem size aşı ol diyorsa, aşı olursunuz. Burada başka paradokslar üzerinde durmayacağım amacım bilgi üzerinde derinleşmek değildir. Sadece başlangıçta bilginin oluştuğu ve bilginin inanca dönüştüğü savıdır. Sürecek
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |