Yasal düzenleme ve fiili uygulamaya göre, partiler, parti liderleri ve belki küçük bir grubun denetiminde...

Seçimde oy verip milletvekillerini seçen seçmen değil, parti liderinin seçtiği adayları oylayan kişiler sözkonusu...

Demokrasi, parti lideri ve yakın çevresinin seçtiği kişileri seçiyormuş gibi, oylama görünümünde....

Bir veya bazı kişilerin denetiminde, demokrasiden söz edilmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda da daha büyük sakıncalar da vardır.Partiye hariçten müdahale etmek isteyen kişi veya güçler, bir kişi veya grubu kolayca etkileyebilir, denetimine alabilir, telkinde bulunabilir.

Tek hakimin, keyfi uygulamaları, kişisel inançları, psikolojik ve veya organik sorunları yönetime hakim olabilir. Bu durum virüs ve veya mikrop saldırılarına açık bir bünye demektir. Güçlü ve sağlıklı bir bünye oluşturma olanağı varken, saldırıya açık , hastalıklara açık bir bünye oluşturmak doğru değil.

Anayasa ve Siyasi Partiler Yasasında, amaca uygun, bilimsel ölçülere uygun düzenleme yapılmalıdır. Bu konu ve aşağıda değineceğimiz seçim barajı konusu, önemli ayrıntılardır.

Seçim Yasasındaki % 10 barajı, adil ve demokratik bir uygulama değildir. Gerçekten, önümüze konulan formül, açıklaması mümkün olmayan adaletsizlikler içermektedir. Şöyle ki:

Teorik olarak 10 partinin katıldığı ve geçerli oy sayısı 50.000.000. olan bir seçimde, 9 partiden her biri 4.999.999. oy alsa, 10. Parti ise 5.000.009 oy alsa ne olacak... Seçim barajını geçemeyen 9 parti hiç milletvekili çıkaramayacak son parti ise tüm milletvekilliklerini alacak.

% 100 başarı...44.999.991 tane oya karşılık milletvekilliği yok, 5.000.009 oya tüm milletvekillikleri...

Belki yanlış hesap yapmışımdır lütfen kontrol edin.